Diriye Sevinmeyen Ölüye Üzülmeyen Çocuklar

Diriye Sevinmeyen Ölüye Üzülmeyen Çocuklar

 

Görevim gereği insanlarla iç içe oluyorum.

Bu durum onları gözlememe; toplumdaki iyi işleyen ve aksak yönleri de görmeme vesile oluyor.

Zaman geçtikçe ruh halleri üzerine daha anlamlı tespitler de yapılabiliyor.

Pek çok kişiye de varlığını onaylattığım bir sorun üzerine fikirlerimi paylaşıp çözüm açısından sizlerin de fikirlerini talep edeceğim.

İnanın bu benim veya sizin bir sorununuz değil.

Bu toplumu ve devleti, bugünü ve geleceği ilgilendiriyor.

Durum şu ki; üzülmeyen, sevinmeyen, hayalleri olmayan, umursamayan, canı sıkılmayan, kafasına hiçbir şeyi takmayan, değil başkasını kendini bile düşünmeyen çocuklar yetişiyor artık.

Mutlu etmeye çalışsanız da, kızsanız da, fikrini almaya çalışsanız da, hedeflerini sorsanız da karşılık almanız çok güçleşiyor.

Tepkisiz, hiçbir olumlu ya da olumsuzluktan etkilenmeyen insanlar olarak yetişiyorlar.

Bunun sebebi çocuğu yetiştirmekte yatıyor.

Çocuklar türlü türlü sebeplerle ailelerinden benzer duygu yansımalarını göremedikleri için çocuklarda da bu duygular gelişemiyor.

Sevinme, üzülme, acıma, ağlama, hoşlanma vb. durum çocukların yaşamları için elzemdir.

Hayal kurmaları için hayal kurabilecekleri ortamlar, hedeflerine yönelik konuşmalar olan sohbetlere katılmaları gerekmektedir.

“Tablet aldım, bilgisayarı var canım ne yapayım,telefon istedi ben de aldım…” gibi ifadeler çocukların gelişimi için faydalı olmayabilir.

Sevin, kızın, sorular sorun, fikrini alın, varlığa da yokluğa da alıştırın…

Aksi türlü; “Ne olacaksın büyüdüğünde?” dendiğinde dahi sessiz kalan çocuk kalabalıkları geliyor benden söylemesi…

Ya da diriye sevinmeyen, ölüme üzülmeyen çocuklar.

Lütfen geç olmadan bu konu üstüne de düşünelim.

Bir çocuk, bir çocuktan çok daha fazladır.

 

Muhammet KÖKSAL

[email protected]

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.