Özel yetkili Ankara
Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin yürüttüğü, 28 Şubat Soruşturması
kapsamında emekli Orgeneral Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 12
kişi, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Mahkeme, Çevik Bir
dahil 9 kişinin tutuklanmasına, 3 kişinin serbest bırakılmasına karar
verdi.
Çevik Bir’in önümüzdeki saatlerde Sincan F Tipi
Cezaevi'ne gönderilmesi bekleniyor. Soruşturma kapsamında toplam tutuklu
sayısı ise 18’e yükseldi.
Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci Serbest
28 Şubat Soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve dün Adliye'ye
sevk edilen Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci, savcılık sorgusunun ardından
serbest bırakıldı.
Aralarında Çevik Bir'in de bulunduğu 13
emekli asker dün Adliye'ye sevk edilmişti. Gece yarısı biten savcılık
sorgulamasının ardından 12 kişi tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk
edildi. Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci ise savcılık sorgulamasının
ardından serbest bırakıldı. Avukatıyla beraber Adliye'den çıkan
Yelkenci, polis aracındaki valizini aldıktan sonra taksiye binerek
Adliye'den ayrıldı. Yelkenci Çanakkale'de gözaltına alınmıştı.
Çevik
Bir’e, savcılık sorgusunda 28 Şubat süreciyle ilgili çok sayıda soru
yöneltildi. Edinilen bilgilere göre emekli orgeneral sorulara,
“Yapmasaydım suç işlerdim. Bu Anayasa’ya göre suç olurdu” cevabını
verdi.
‘BÇG’nin icra yetkisi yoktu’
Yine
soruşturmanın kilit isimlerinden olan ve kritik belge konumundaki “Batı
Çalışma Grubu Eylem Planı”nın altındaki imzasının sahibi emekli
Tuğgeneral İdris Koralp de mahkemesindeki savunmasında çarpıcı cevaplar
verdi. Koralp’in “BÇG’nin (Batı Çalışma Grubu) MGK kararı çerçevesinde
oluşturulduğu kanaatindeyim” dediği öğrenildi: “BÇG’nin bahsi geçen
faaliyetleri icra yetkisi yoktur. Genelkurmay adına faaliyet raporlarını
derler. MGK kararı, Başbakanlık, bakanlıklar tarafından da genelgelerle
vali ve bütün devlet kurumlarına yayımlanmıştır. Esas icradan sorumlu
Başbakanlık ve bakanlıklarla birlikte her ay toplantı ile değerlendirme
yapan MGK’dır.”
‘Fişlemeye müdahale ederdim’
Dolayısıyla
kendim İç Güvenlik Harekat Dairesi Plan Şube Müdürü olarak ana
faaliyetimizin iç güvenlik harekatına - ki o günlerde Güneydoğu’daki
terör olaylarının yoğunluğu da dikkate alındığında- yüzde 90 çalışma
zamanımızı terör olaylarına ayrıldığının dikkate alınmasını isterim.
Gerek şubemde gerekse bana bağlı üst makamlarda hiçbir fişleme işlemine
şahit olmadım. Olsaydım da müdahale ederdim. Sonuç olarak bizim esas
görevimiz terörle mücadelenin planlanmasıdır. Ben bahsedilen
faaliyetlerle birlikte bana atfedilen suçlamaları kabul etmiyorum. TC
aleyhine hiçbir suç işlemedim. Kendi şubemin proje subaylığı ve üst
makamlarla birlikte hiçbir zaman da Türkiye Cumhuriyeti aleyhine bir
faaliyeti de gözlemlemedim ve de duymadım.”
‘BÇG’ye emirle girdim’
Edinilen
bilgilere göre şüpheli emekli Binbaşı Salih Eryiğit de BÇG içerisine
emirle girdiğini söyleyerek, orada hangi görevleri yaptığını şöyle
anllattı: “Şu işleri yapmaya başladım; birincisi günlük gazeteler
geliyordu. Tüm gazeteleri okuyordum. Bu gazetelerin içerisinde TSK ve
Atatürk’e hakaret içeren herhangi bir husus olup olmadığını anlamaya
çalışıyordum. Köşe yazarlarını okuyordum ama o güne siyasetle
ilgilenmediğim için kimin ne yazdığını bilmiyordum. Somut bir şey olursa
üstümüze söylüyordum. Basına verilen brifinglerden bir bilgim yoktur.
Yaptığım iş bu tür basın yayın organlarını takip etmekti. Bir radyom
bile yoktu. Bir tane televizyon vardı.”
‘Ben Kuzey Irak’taydım’
Emekli
Tuğgeneral şüpheli Abdullah Kılıçarslan’ın mahkeme savunmasında şunları
söylediği öğrenildi: “Belirtilen tarihte ÖKK Kurmay Başkanlığında görev
yaptım. Özel Kuvvetler Komutanlığı, karargahın dışında olan bir
birimdir. Benim maddi olarak her iki yerde bulunmam mümkün değildir. Bu
yıllar terörle mücadele yıllarıdır. Operasyon görevi konumuyla Kuzey
Irak ve Silopi’de de bulunmaktaydım. Dolayısıyla da komutanlık görevini
üstleniyordum. Varlığı iddia edilen Batı Çalışma Grubu’nda hem bu
görevleri yapıp, hem de orada olmam maddi olarak mümkün değildir.”
‘Kurmay albayım, binbaşı değil’
“Ayrıca,bana savcılık ve Emniyet’te gösterilen bir takım belgeler de imzasız
hangi emrin eki olduğu belli olmayan, hangi makama yazıldığı belli
olmayan ve üstelik de ÖKK’ya dağıtımı yapılmayan belgelerdir. Yine bana
gösterilen belgelerin birinde imzasız olan bir belgede teşkilat şeması
içinde Özel Plan Subaylığı görevi gibi bir görev adledilmekte ve
karşısında “Binbaşı” yazılmakta. Benim rütbem kurmay albay olduğu için
binbaşı rütbesindeki görevi yapmam mümkün değildir.”
‘BÇG faaliyete başlayınca...’
Şüpheli
emekli Albay Ahmet Nazmi Solmaz’ın BÇG’yi bildiğini, ancak görev
almadığını söylediği öğrenildi: “BÇG bizim dairenin Plan Şubesi’nde
oluşturulduğu, ancak Plan Şube’deki bu faaliyetler gizli olarak
yapıldığı için ne Plan Şube Müdürlüğü’nce, ne Daire Başkanlığı’nca bana
bilgi veriliyordu. Plan şube ile BÇG faaliyetlerinin de aynı salonda
yapıldığını görüyorduk. BÇG faaliyetlere başlayınca, benim bölümüm
dışarıda kaldı, arayı kapattılar. Biz ayrıldık oradan, Plan Şube’den
geçemiyorduk. Dolanarak, kendi odama giriyordum... Ben hiçbir zaman
BÇG’da görev almadım.”
‘MGK’ya bilgi geçildi’
Şüpheli
emekli Albay İbrahim Selman Yazıcı’nın mahkeme savunmasında, BÇG’yi
Genelkurmay Başkanlığı’nda oluşturulan bir çalışma grubu olduğunu
söyleyek, “Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nde görevli olduğum
için Genelkurmay ile organik bir bağı yoktur. Evraklara baktığınız zaman
bütün evraklar, MGK Genel Sekreterliği’ne bilgi olarak geçilmiştir. Ben
de toplantılara temsilci olarak katıldım. Herhangi bir şekilde, icrai
faaliyetim olmamıştır. BÇG, göndermiş olduğu evraklarla MGK Genel
Sekreterliği’ni bilgilendirmiş ve bizden de herhangi bir şekilde katkıda
bulunmamızı istememiştir” dediği öğrenildi.
‘Çevik Bir’den şikayetçiyim’
Şüpheli
M. Kemal Savcı’nın ise savcılık sorgusunda Çevik Bir’den şikayetçi
olduğu öğrenildi. Savcı, BÇG’nin Personel Başkanlığından istenen iki
personel için müdür ve kendi isminin kendisinin habersiz bildirildiğini
iddia ederek, “Beni bu konuda mağdur eden BÇG’yi kuran ve yöneten Org.
Çevik Bir ve ismimi bana bildirmeden veren Kurmay Albay Cihangir
Aksit’ten şikayetçiyim” dediği öğrenildi.
Özkasnak da soruldu
Şüphelilere
Çevik Bir’in yanısıra Çetin Doğan, Kenan Deniz, Fevzi Türkeri, Erol
Özkasnak, İdris Koralp ile birlikte görev yapıp yapmadıkları da soruldu.
Edinilen bilgiye göre, “Bu kişilerle birlikte görev yaptınız mı?
Yaptıysanız hangi dönemlerde ve ne görev yaptınız? Yapmadıysanız bu
şahısların nerelerde görev yaptıklarını biliyor munusunuz?” sorusu
soruldu.
’Anayasal yetkimi kullandım’
Çevik
Bir’in de aralarında olduğu şüphelilerin savcılık sorgusu saat 22.00
sıralarında tamamlandı. Dün sabah savcılığa sevkedilen Bir’e Batı
Çalışma Grubu ile alakalı onlarca soru sorulduğu öğrenildi. Bir’in
yaklaşık 9 saat süren savcılık sorgusundaki ifadesinde, Anayasal
yetkilerini kullandığını belirttiği ve BGÇ’nin, MGK tarafından verilen
kararlar çerçevesinde faaliyette bulunduğunu söylediği öğrenildi.
Bir ve 11 askere ‘tutuklama’
Çevik
Bir ile birlikte dün savcılıkta ifadesi alınan 13 şüpheliden
tutuklanması istenenler şunlar: Emekli Tuğg. Ünal Akbulut, emekli
albaylar Cengiz Çetinkaya, Ruşen Bozkurt, Yüksel Sönmez, Yahya Cem
Özarslan, Ali Can Türk, Serdar Çelebi, Oğuz Kalelioğlu, Ümit Şahintürk,
emekli başçavuşlar Hamza Özatan, Necdet Batırhan. Savcılık, emekli
Astsubay Ahmet Tarık Yelkenci’yi ise serbest bıraktı.
‘Namaz kılar, oruç tutarım’
Emekli askerlerden bazıları da kendilerinin de dini inançlarının güçlü olduğunu söylediği öğrenildi. İşte birkaçı:
Abdullah
Kılıçarslan: Darbelerin ve bu tür olayların ne ülkeye ne de TSK’ya
hiçbir fayda getirmediğini bizzat gördüm ve yaşadım. Hem fikir olarak
hem de zikir olarak darbelere karşı bir insanım. İnancım gereği ulu emre
itaat eden bir insanım.
Aslan Daştan: Benim nasıl birisi
olduğumu zaten biliyorlardı. Alkol kullanmam ve oruç tutmam hor
görülmekte idi. Beni tanıdıkları için böyle bir göreve vermeleri zaten
mümkün değildir.
Aydın Karaşahin: Hukuka ve demokrasiye saygılıyım. Ayrıca milli ve manevi değerlere saygılı bir düşünceye sahibim.
-
A. Yavuz Gürcüoğlu: Ben insanın yaptığı göreve ve davranışlarına
bakarım. Arkadaşlardan namaz kılan, oruç tutanlar var. Ben de inançlı
biriyim. Namaz kılar, oruç tutarım. İrticai görüş ve eğilime sahip
olmaktan kastedilen nedir bilmiyorum.
‘İran’da alkol ve uyuşturucuya destek verelim’
28
Şubat soruşturması kapsamında 27 Mayıs 1997 tarihli Çevik Bir imzalı
Genelkurmay Başkanlığı Batı Eylem Planı başlıklı yazı ile 19 sayfadan
oluşan, İdris Koralp imzalı Batı Çalışma Konulu Eylem Planı belgesinin
detayları ortaya çıktı. Gözaltına alınan ve tutuklanan şüphelilere,
emniyet, savcılık ve yedek hakimlik sorgularında bu belgelerdeki
planlara ilişkin sorular yöneltildi. Koralp’e İran rejiminin
zayıflatılmasına ve İran’ın uluslararası alanda zayıflatılmasına yönelik
sorular da soruldu. İşte bu belgelerdeki şok edici ayrıntılar:
MEDYAYA KISKAÇ: Laiklik aleyhtarı yayın yapan radyo, televizyon ve yazılı basın
neşriyatını takip etmek ve izlemek, yayınların kanunlara uygun olup
olmadığını tespit etmek, varsa yasalara aykırı hareket edenler hakkında
ilgili mülki makamlarla koordine ederek, tahkikat başlatmak.
İRTİCAYA TOPYEKÜN EYLEM: Cumhuriyetin temel nitelikleri olan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı,
demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olma özelliklerini muhafaza ve
devam ettirmek maksadıyla; Siyasi partiler, Üniversiteler, Sendikalar,
Demokratik kitle örgütleri, Kadın ve gençlik teşekkülleri, Medya
vasıtasıyla kamuoyunun olumlu yönlendirilmesini sağlamak ve her düzeyde
yapılacak bilimsel toplantılar (panel, sempozyum, açık oturum, konferans
v.s) gösteri ve mitinglerle halkın tepkisini sağlamak.
TARİKATLARA DENETİM: Tarikatlara bağlı ve onların kontrolünde olan özel yurt, vakıf, okul ve dersanelerin;
- Yeni amacı, öğrenci miktarı ve yöneticilerini tespit etmek
- Bunları finanse eden kurumları ve yöneticileri belirlemek
- Bunların zararlı faaliyetleriyle, zayıf ve hassas yönlerini tespit etmek
- Bunların haberli ve habersiz denetimlerinin ve özellikle mali açıdan denetiminin ilgili makamlarca yapılmasını sağlamak
-
Bu kurumların zararlı faaliyetleriyle zayıf ve hassas yönlerini ve
zaaflarını, medyayı kullanmak suretiyle afişe etmek ve halkın gerçekleri
öğrenmesini sağlamak.
- Sivrilmiş, fanatik irticai lider ve yöneticileri pasif hale getirmek maksadıyla uygun hareket tarzları geliştirmek.
İRAN’DA REJİMİ ZAYIFLATMALI: İran’dan kaynaklanan tehdit ve tehlikenin diyalog yoluyla makul çerçeve
içinde tutulamaması halinde tedbirler almak. İran’daki rejimin
zayıflatılması için alkollü içki ve narkotik maddelere alışkanlıklarını
sağlayacak faaliyetleri desteklemek.
DİZİLERE “LAİKLİK” AYARI: Yayınlanılması istenen konuları tespit etmek, bu konularda uygun
senaryoları oluşturmak için yarışmalar düzenlemek, yapım için
profesyonel şirketleri kullanmak, toplumun büyük kısmı tarafından
ilgiyle izlenen yerli dizilerin (Süper Baba, Tatilciler, Bizim Aile v.b)
yapımcıları ile görüşerek konular arasına laiklikle ilgili temaların
sokulmasını sağlamak.
ACZMENDİLERİ GÜNDEMDE TUTALIM: Basın ve yayın organlarında “Aczmendi”, “Üfürükçü Hoca” v.b konuların sürekli gündemde tutulması.
n
Devrim yasalarının uygulanması görevinde yapılacak eylemlerden biri
olarak yasal tedbirlerle sonuç alınamadığı takdirde psikolojik ve örtülü
harekat icra etmek, bu eylemin Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesi
ve Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı tarafından yürütülmesi...
Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu
28
Şubat soruşturmasıyla birlikte Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu
başlıklı rütbe, isim, görev yerleri ve dahili telefon numaralarının
yazılı olduğu belge de ortaya çıktı: Tümg. Fevzi Türkeri (Gnkur.İsth. ve
İKK D.Bşk.), Tümg. Cevat Temel Özkaynak (KKK.liğı İsth. Bşk), Dz. Kur.
Kd. Alb. Eser Şahan (Dz.K.K.lığı İsth.D.Bşk), Hv. Plt. Tuğg. Çetin
Dizdar (Hv.K.K.lığı İsth.Bşk), Tümg. Hakkı Kılınç (J. Gn. K.lığı Hrk.
Bşk), Mustafa Bıyık (J. Asyş. K.lığı), Hv. Kd. Alb. Selman Yazıcı (MGK
Gn.Sek), Top. Kd. Albay Yavuz Gürcüoğlu (ÖKK.lığı Tem.), Dz. Kur. Yb.
Serdar Çelebi (BB. As. Bşk. Dan Gn. Sek), Tnk. Yb. Mustafa Babacan
(Genkur. Bas. Hlk. İliş. D.Bşk.lığı Tem.), Yb. Orhan Nalçıoğlu (Ad. Müş.
Tem. Hakim), İsrafil Aydın (KKK.lığı).
‘Andıç için Sakık’ın ağzına silah soktular’
AK
Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, 28 Şubat
soruşturmasının önemli delilleri arasında gösterilen ’Andıç’ı, Şemdin
Sakık’a zorla imzalatmak için ağzına tabanca namlusunun sokulduğunu
söyledi. Yazdığı kitapta bu konuyu anlatan Şemdin Sakık’ın da, Şemdinli
olaylarında gündem gelen Astsubay Ali Kaya’nın fotoğraflarını görünce
ağzına namlu sokanın bu kişi olduğunu söylediği belirtildi. Andıç’ta
tanınmış siyasetçi, işadamı, gazeteci ve yazarların PKK ile işbirliği
yaptığı iddialarının yer alıyordu.
Basına verilen brifingler de soruldu
Edinilen
bilgiye göre Batı Harekat Konseptinin Mücadele Esaslarının (2-ı)
bendinde “irticanın daha fazla değer kazanmasına sebep olan kişi, kurum
ve kuruluşların temsilcileri ile basın ve yayın organlarının mensupları
aydınlatılmalı ve yönlendirilmelidir” ifadesi doğrultusunda ne tür
faaliyetlerin gerçekleştirildiği ve “28 Şubat sürecinde verilen
brifingler bu maksatla mı icra edilmiştir?” diye de sorulduğu öğrenildi.
PSİKOLOJİK HAREKAT SORUSU
Şüphelilere,Batı Harekat Konseptinin Mücadele Esasları’nda yer aldığı belirtilen
psikolojik harekata yönelik sorular yöneltildiği de belirtildi. Edinilen
bilgiye göre bu sorular şöyle: “Psikolojik harekat faaliyetleri
nelerdir?”, “Böyle bir psikolojik harekat kursu aldınız mı?”, “Bu
psikolojik harekat eylemlerini kim/kimler hangi kişi veya kurumlara
yönelik olarak gerçekleştirmişlerdir, açıklayınız.”
MİT’E alterNATİF İSTİHBARAT AĞI
Çevik
Bir imzalı 10 Nisan 1997 tarihli iki sayfadan oluşan Batı Çalışma Grubu
Konulu belgede “güvenilir bir istihbarat ağı oluşturulması” gereğinden
bahsedildiği de belirtilerek, şüphelilere, “Bu kapsamda mevcut
istihbarat organları dışında alternatif bir istihbarat ağı oluşturulmuş
mudur?” diye de soruldu.