Bunlar böyledir önce söyler sonra kıvırtırlar

SİYASET Haber Girişi : 09 Aralık 2014 10:11
Bunlar böyledir önce söyler sonra kıvırtırlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren tweetler attığı iddiasıyla tutuklanan AK Parti Elazığ Eski Milletvekili Feyzi İşbaşaran, hakimlik ifadesinde, eleştiri mahiyetindeki 3-4 mesaj dışındakilerin kendisine ait olmadığını, kendisi
MİLLETİN CUMHURBAŞKANINA HAKARET EDEN BU MECZUP CEZASINI ÇEKSİN!
KİŞİLİKLERİ İŞTE BU KADAR ZORA GELİNCE KIVIRTIYORLAR
MİLLETÇE KINANMIŞTI..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik hakaret içeren tweetler attığı iddiasıyla tutuklanan AK Parti Elazığ Eski Milletvekili Feyzi İşbaşaran, hakimlik ifadesinde, eleştiri mahiyetindeki 3-4 mesaj dışındakilerin kendisine ait olmadığını, kendisine ait mesajlarda kastettiği kişinin de Adnan Oktar olduğunu ileri sürdü.

"MESAJLARIMI ADNAN OKTAR'IN ADAMLARI ÇARPITTI"

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda sevk edildiği nöbetçi 5. Sulh Ceza Hakimliğince sorgulanmasının ardından, "cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan tutuklanan, "tehdit" suçundan ise hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilen Feyzi İşbaşaran, hakimlik sorgusunda suçlamaları reddetti. İşbaşaran, mesajlarının kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak tanınan "Adnan Oktar'ın adamları tarafından kes, yapıştır, kopyala yöntemiyle yazıldığını" öne sürdü.

"MESAJLARDA KASTETTİĞİM ADNAN OKTAR'DI"

Geçmişte 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başdanışmanlığı ve ANAP genel başkan yardımcılığı yapan eski bir milletvekili olduğunu aktaran İşbaşaran, "Halen herhangi bir parti veya gruba bağlı değilim. Siyasetçi olduğum için zaman zaman ülke meseleleri hakkında, sosyal paylaşım sitelerinde yorumlar yaparım, siyasetçileri de eleştiririm. Zaman zaman Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bazı konulardaki politikalarına karşı eleştirilerim de olmuştur. Ancak herhangi bir hakaret ve tehditte bulunmadım" diye konuştu.

İşbaşaran, yurt dışından dönerken sabah saat 06.00 civarında otelden alındığını ve kendisine, Adnan Oktar'ın şikayeti üzerine hakkında yakalama emri çıkarıldığı için gözaltına alınacağının söylendiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Ben polise savcılıktan veya mahkemeden herhangi bir tebligat veya mesaj gelmediğini söyledim. Konunun ne olduğunu, cumhuriyet savcısının da anlayamadığını, araştıracağını söyledi. Bunun üzerine ben de saat 07.15'e kadar Twitter'den 3-4 adet mesaj yazdım. Bunlar da Adnan Oktar isimli şahsa yönelik mesajlardır. Oktar ve müritleri de benim tweet'lerimi kes kopyala yapıştır şeklinde, sosyal medyada yazıp, bana ait olmayan mesajlar yazarak ortalığı karıştırmışlardır. Benim mesajlarımda kastettiğim Adnan Oktar'ın sarayı olduğu halde, sanki Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak yansıtılmıştır. Ben onu kastetmiş olsaydım 'Aksaray' olarak açıkça yazardım. Zira bu şekilde birçok yazım da mevcuttur."

"POLİS MERKEZİNDE SALDIRIYA UĞRADIM"

Polis merkezindeyken avukatları ve yakınlarına haber verilmediğini de iddia eden İşbaşaran,"Bir şahıs geldi, sivil polislerden biri zannettim. Kim olduğunu sorduğumda, yalnız kaldığımızda bana anlatacağını söyleyerek polis memurlarının çıkışını beklediğini söyledi. Polisler odadan ayrıldığında, bu şahıs avukat İsmail B.A. olduğunu kendisi bana söyledi. Daha sonra kendisini MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin'in görevlendirdiğini söyledi. Ben de Çetin'i bildiğimi ancak kendisiyle bir tanışıklığımın olmadığını söyledim. Kendisini istemediğimi, avukatlarımla savunma yapacağımı söyledim. Bunun üzerine önüme bir kağıt koyarak Şefkat Çetin'e teşekkür ettiğimi yazmamı istedi. Bunu yapmayacağımı söylemem üzerine, masanın etrafından kalkan bu şahıs benim oturduğum koltuğa gelerek birden tekme tokatla beni darbetti. Bağırmam üzerine odadan çıkmış olan polisler beni kurtardılar" ifadelerini kullandı.

İşbaşaran, "Oktar ve çevresindekilerin tezgahları" nedeniyle, adliyeye getirilirken kolunda polis memuru olduğu halde iki kişinin kendisine saldırıp darbettiğini savunarak, "Eleştiri mahiyetindeki 3-4 mesajın dışındakiler bana ait değildir. Bana ait mesajlarda da kastettiğim diktatör Adnan Oktar'dır. Saray da kendisine ait saray gibi konuttur. Bu şahıs adeta bir koloni oluşturmuştur. Gazete ve televizyon sahibidir. Bu nedenle sürekli bana saldırmaktadır. Atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Serbest bırakılmayı talep ederim" dedi. 

Sorgulama işleminin ardından nöbetçi İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği, "suçun niteliği, mevcut delil durumu, somut delillerin varlığı, şüphelinin aleniyet oluşturan birden çok ağır hakaret içeren mesajlarını birden çok kez yazması, suç kastının artarak devam etmesi, müştekinin şüpheliye yönelik herhangi bir eylemi olmadığı halde veya kendisinin gözaltına alınmasında herhangi bir katkısı olmadığı halde müşteki ve ailesinin özel olarak tahkir edecek mesajlar yazması, bu mesajların sosyal medya üzerinden kamuoyu tarafından görülüp değerlendirilmesi, suçun yasada öngörülen cezasının üst sınırı nazara alınarak suç yönünden beklenen ceza veya güvenlik önlemi değerlendirildiğinde ölçülülük ilkesi uyarınca daha hafif koruma önlemi olan adli kontrol tedbiri uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağı" gerekçeleriyle İşbaşaran'ın tutuklanmasına hükmetti. 

Tutuklanan İşbaşaran'ın Paşakapısı Cezaevi'ne sevk edildiği kaydedildi.

ERDOĞAN'IN AVUKATI İHBARDA BULUNDU

Bu arada, 7 Aralık'ta hakkında çıkarılan yakalama kararı gereği gözaltına alındıktan sonra Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Feyzi İşbaşaran'ın, gözaltına alınmadan önce yazdığı iddia edilen küfür ve hakaret içeren tweetleri nedeniyle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel'in polis merkezine giderek, İşbaşaran hakkında "ölüm tehdidi" ve "hakaret" suçlarından ihbarda bulunduğu öğrenildi.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.