Yıl 2022 . Yaşar Doğunun vefatının üzerinden 61 yıl geçti. O hala ardında bıraktığı hatıralarıyla aramızda yaşıyor. Türk Gençliği ve sporcuları onu rol model olarak tanıyor.
Yaşar Doğu 08 Ocak 1961 Pazar günü evinde bulunduğu sırada kalp krizi geçirir. Bu onun ikinci kalp krizidir. İlk kalp krizi 15 Aralık 1955 yılında İsveçte (Stockholm) bulunduğu sırada gelmişti. Günlerce hastanede yatmış, doktorlar ona bundan böyle güreş yapmasını hatta güreş seyretmesini bile yasaklamışlardı. Günlerce hastanede tadavi gördükten sonra bir İsveç uçağı ile yurda getirilmişti.
Ancak onun için güreş sevdası hayatından daha öne geçtiği için doktorların kendisine yaptığı tavsiyelere uymamış, ara vermeden güreşçi yetiştirmeye devam etmişti. Hatta İsveçten dönerken Gürş Federasyonu tarafından; Kıymetli şampiyonun sıhhati bakımından karşılama esnasında heyecanlı tezahürat yapılmamasını rica ediyoruz diyerek açıklama yapılmıştı.
Günün gazeteleri Türk Milli Güreş takımının antrenörü ve beynelmilel şöhrete sahip şampiyon Yaşar Doğu, yanında Türk doktoru Orhan İlker olduğu halde İsveç Hükumetinin tahsis ettiği bir askeri sıhhiye uçağı ile seyahat etmiştir. Yaşar Doğu bu geceyi Kopenhagta geçirdikten sonra yarın sabah SAS uçağı ile İstanbula hareket edecektir diyerek duyurmuştu.
İlk kalp krizini yaşadığı 15 Aralık 1955 tarihinden 08 Ocak 1961e kadar tam 6 yıl geçmiştir.
Güreşe olan sevdası ve güreşçi yetiştirme ideali onu öyle etki altına almıştır ki bu hususta doktorların tavsiyelerine bile dikkat etmemiştir.
Babam vefat etmeden 5 dakika önceydi. Ben dikiş önlüğümü ütülüyordum ve bir ara dalmışım. Hani bazen öyle dalar gidersiniz ve olaylar gözünüzün önünde canlanıverir. Siz sanki televizyon izler gibi hayalinizdeki görüntüleri izlersiniz. İşte bana da aynen öyle oldu ve birden babamın öldüğünü görmeye başladım. Evimiz babamın ölümü nedeniyle büyük bir kalabalıkla dolmuş olduğunu hissettim. Kalbimin derinliklerinde büyük bir acı duyarak kendime geldim. Demek ki kısa bir süre dalmışım ki önlüğümü yakmamıştım. Sonrasında sen nasıl böyle şeyler düşünürsün diye kendime çok kızmıştım ki birden içeriden çığlıklar duydum. 'Baban öldü' dediler. Birden kalp krizi geçirmiş ve meğer öncesinde ben bunu hissetmişim. Bu zaten ikinci kriziydi ve kalbi dayanmamıştı. Üzüntümü ifade edemem. Aslında İsviçrede geçirdiği ilk krizden sonra güreşle uğraşması ve heyecanlanması yasaklanmıştı. Ama o yine de dur durak bilmedi. Krizden sonra sürekli: 'Şu kalbimi çıkartıp atasım geliyor' diyormuş
Ertesi gün yayınlanan Milliyet Gazetesi haberi şöyle duyurmuştu; Türk sporunun sembolü, yenilmez dünya güreş şampiyonu Yaşar Doğu dün saat 17.20de Ankaradaki evinde bir kalp krizi sonunda hayata gözlerini yummuştur
Öğle yemeğinden sonra odasında öğle uykusuna yatan Yaşar Doğunun uzun müddet geçmesine rağmen uyanmaması üzerine oğlu Gazanfer kapıyı açıp içeriye girmiş, babasının ağzından köpükler geldiğini görünce durumu annesine bildirmiştir.
Derhal aynı mahallede oturan Dr. Mahir Tekşeşe haber gönderilmiş, doktor geldiği zaman, koca şampiyonun hayata gözlerini ebediyen yumduğunu görmüştür. Doktor durumu Yaşar Doğunun ailesinden saklamış ve kalbi kuvvetlendirici bir iğne yaptıktan sonra büyük şampiyonun naaşı bir ambülânsla Ankara hastanesine kaldırılmıştır.
Acı haberi radyodan işiten Devlet Bakanı Hayri Mumcuoğlu, Güreş Federasyonu As Başkanı Fethi Gürsoytraka telefon etmiştir. Bakan, şampiyonun cenazesinin muhteşem bir törenle kaldırılması için hiç bir fedakârlıktan kaçınılmaması hususunda direktif vermiştir
(Milliyet 09 Ocak-1961)
Güreş âlemimizin unutulmaz siması, Türk güreşçiliğinin sembolu olan Yaşar Doğu dün Ankaradaki evinde kalp krizi geçirmiş ilk tedavisi yapıldıktan sonra ambulans ile hastaneye nakledilirken yolda ve saat 17.20de gözlerini hayata ebediyen yumarak beklenmedik bir anda aramızdan ebediyen ayrılmış bulunmaktadır (Hürriyet 09.01.1961)
Bir insan için 48 yaş gibi daha erken denilecek bir yaşta hayata veda eden büyük şampiyon bir Pazar günü hayata gözlerini yumduğunda Saat;17.20 yi gösteriyor ve o günün takvim yaprağında 08 Ocak 1961 yazmaktadr.
Vefat haberini alan Vehbi Emre ve Celal Atik şunları söylüyordu:
Güreş Federasyonu Başkanı Vehbi Emre vefatının hemen ardından yaptığı açıklamada:
Memleketin değerli güreşçisi ve en değerli bir idarecisi bugün aramızdan ayrılmış bulunuyor. Kendi çalıştırdığı güreşçiler kadar, müsabaka yaptığı ecnebi güreşçiler de bu kayba üzüleceklerdir. Yaşarın değeri dünya ölçüsündeydi, arkasında çok güreşçi yetiştirmiş yerini boş bırakmamış olduğu için genç yaşta ölen değerli pehlivanımızın adı daima yâd edilenler arasında kalacağı için teselli duymaktayız
Yaşar Doğunun vefatıyla adeta dünyası yıkılan ve ağlamaktan zor konuşan en yakın arkadaşı Celal Atik ise; Teessürüm büyüktür. Türk güreşi sembolünü kaybetti. Bundan sonra bütün çalışmalarımız onun hatırasını yâd ettirmek için olacaktır. Hayatta kalan çocuklarını kendi çocuklarım gibi yetiştireceğim. Allah Rahmet eylesin diyordu. (Milliyet 09.01.1961)
O gün Ankarada cenazenin geçtiği yollar trafiğe kapatılmış, okullar tatil edilmiş, cenazeye katılmak isteyen resmi kurum çalışanlarına da izin verilmişti.
Yaşar Doğu 10 Ocak 1961 Salı günü yapılan askeri törenle Hacı Bayram Camiine getirilmiş, burada kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Askeri Şehitliğinde toprağa verilmiştir. Yoğun katılım olması sebebiyle cenazesinin geçtiği cadde ve sokaklar insan seliyle dolup taşmış, trafik durmuştu. Gerek zamanın hükumeti,gerekse Türk Milleti onu şehitlerle aynı kabristanlığa defnedilmeye layık görmüştür. Aynı zamanda bir şehit çocuğu olan Yaşar Doğu Cebeci Askeri Şehitliğinde defnedilen tek sivil insandır.
Vefat haberi yediden yetmişe gerek Anadoluda gerekse yurtdışında büyük teessür uyandırmış, onun güreş hatıralarıyla büyüyenler günlerce ardından yas tutup, gözyaşı dökmüşlerdi. Ozanlar-Şairler kaleme sarılıp destanlaşan şiirler yazmış, bunları seslendirerek çarşı pazar dolaşmışlardı.
Bugün Yaşar Doğuyu kaybettik. Bu memlekette daha nice şampiyonlar yetişecektir. Ama Doğu gibi dini imanı bütün minder hayatını şan ve şeref içinde kapatacak, dünyada kuvvet ve kudret timsali olarak tanınan ömrünü güreşe vermiş bir güreş dehası güreşçi ve temiz insan vasıflarını bir araya toplamış güreşçi az gelir
Son defa onunla geçen sene Dünya Şampiyonası dolayısıyla Tahranda beraberdik. Şampiyonanın en heyecanlı devresinde kendisine Yaşar heyecanlanıyorsun, senin sıhhatine bu heyecan zararlı değil mi demiştim. Verdiği cevap şu oldu; Aldırma, atın ölümü arpadan olsun
(Tevfik Ünsi - Tercüman Gazetesi 1961 Ona Yaşar Doğu Derlerdi Yazı dizisi)
Vefat ettiğinde ardında unutulmayacak bir kişilik ve dünya güreş tarihinde eşine pek rastlanmayan bir iftihar tablosu bırakmıştı.
Yaşar Doğunun Şampiyonluk Tablosu
1939
yılı Oslo Norveçte Greko-Romen stil 66 Kg da Avrupa 2.
1940 yılı İstanbul da Greko-Romen stil 66 Kg da Balkan 1.
1946 yılı Stockholm İsveçte Serbest stil 67 Kg da Avrupa 1.
1947 yılı Prag Çekoslavakyada Greko-Romen stil 73 Kg da Avrupa 1.
1948 yılı Londra Olimpiyatlarında Serbest sitil 73 Kg da 1.
1949 yılı İstanbul Türkiyede Serbest stil 79 Kg da Avrupa 1.
1951 yılı Helsinki Finlandiyada Serbest stil 87 Kg da Dünya 1.
Her iki güreş stilinde 6 altın, 1 gümüş olmak üzere 7 madalya kazandı.
Büyük şampiyon; Ayyıldızlı mayo ile tam 47 güreş yaptı. Bu güreşlerin 33ünü tuşla, 11ini ittifakla, 1ini ekseriyetle, 1ini abandone ile kazandı.
Yaşar Doğu Milli Takım forması altında yaptığı Beynelmilel güreşlerde kazandığı 47 güreşin 33'ünü tuşla kazanmıştı. Bu güreşlerin normal zamanı toplamı 690 dakika olduğu halde, kısacık sürelerle yaptığı tuşlar yüzünden kazandığı 46 güreşin toplam süresi 372 dakika 26 saniye olmuştu.
Bu güreşlerin yalnız birinde; 1939'da Oslo'da yapılan Avrupa Grekoromen Şampiyonası'na 66 kiloda güreşirken,karşısına çıkan Estonyalı Toots'a 2-1 sayı üstünlüğü ile yenilmişti. O da bir anlık dalgınlığın sonucuydu. 1955 yılında İstanbul Spor ve Sergi Sarayın da yaptığı jübile ile güreşi bıraktı.
Yalnız şahsına münhasır bir başarı tablosuyla kalmamış, yeteneğini talebe yetiştirmek suretiyle onlara da aktarmıştı. Talebeleri arasından dünya ve olimpiyat şampiyonları çıkmış, uzun yıllar güreş sporumuza hizmet vermişlerdi.
Mustafa DAĞISTANLI (2 Olimpiyat 3 Dünya Şampiyonu)
Ahmet AYIK (Olimpiyat 2 Dünya, 2 Avrupa Şampiyonu)
Tevfik KIŞ (Olimpiyat Dünya ve Avrupa Şampiyonu)
Mahmut ATALAY (Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu)
Müzahir SİLLE (Olimpiyat Şampiyonu)
Hüseyin AKBAŞ (Dört Dünya Şampiyonu)
Bayram ŞİT (Olimpiyat Şampiyonu)
Hasan GÜNGÖR (Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonu)
İsmail OGAN (Olimpiyat Şampiyonu)
İsmet ATLI (Olimpiyat Şampiyonu)
Mithat BAYRAK (Olimpiyat Şampiyonu)
Hasan GEMİCİ (Olimpiyat Şampiyonu)
Hamit KAPLAN (Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu)
Ahmet BİLEK (Olimpiyat Şampiyonu)
Cemal YANILMAZ (Dünya Şampiyonu)
Rıza DOĞAN (Dünya Şampiyonu)
Nurettin ZAFER (Dünya Şampiyonu)
Haydar ZAFER (Dünya Şampiyonu)
Kazım AYVAZ (Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu)
Tevfik YÜCE (Dünya Üçüncüsü)
İbrahim ZENGİN (Olimpiyat ve Dünya İkincisi)
İbrahim KARABACAK (Dünya Üçüncüsü)
Bekir BÖKE
İrfan ATAN
Mehmet YÜCE
.....................................
Arş. Yazar Ahmet Seven'in Yaşar Doğu isimli kitabından alıntıdır