Eldar UKA
Araştırmacı-Tarihçi
''Bosna Devleti'nin Kraliçe Destanı Katarina Kosaça"
Ortaçağ Bosna Devleti, Balkanlar'da ve Avrupa'da ki diğer devletler gibi büyük Kraliyet Aileleri tarafından yönetilmiştir. Bulgaristan'da Şişmanlar, Sırbistan'da Nemanyiçler, Karadağ Balşiçler,Hırvatistan'da Arpadoviçler, Macaristan'da Anjuvinciler, Rusya'da Romanov Ailesi olduğu gibi, Bosna'daki Kraliyet Ailesi de Kotromaniç Kraliyet unvanını alan aile olmuştur. Ortaçağ Bosna devletiyle ilgili en önemli ve en sağlam kaynakları hiç şüphesiz Dubrovnik, Venedik, Viyana, Budapeşte ve Roma'da ki arşivlerden alınan kaynaklar sayesinde bu tablo bir nebze de olsa Ortaçağ Bosna Devleti'nin tarihini gün yüzüne çıkarmaktadır. Papalik arşivinde günümüzde de gizli kalan Bosna kaynakları, Bosna' nın gizemli geçmişini daha da aydınlatmak için umarız bir gün gün ışığına çıkacaktır. Bosna'yı diğer devletlerden farkı kılan unsurlardan birisi de bayan hükümdarlarında Ortaçağ Bosna Devleti'ni yönetmesi olmuştur. Bu bayanlardan hiç şüphesiz en önemli isim ise, Kraliçe Katarina Kosaça olmuştur.
Katarina Kosaça 1424 yılında Mostar yakınlarındaki Blagay şehrinde doğmuştur. Babası Styepan Vukçiç Kosaça, annesi ise Balşa Balşiçin kızı Sırp hükümdarı knez Lazar Hrebelanoviçin torunu olarak bilinmektedir. Katarina'nın;Vladislav Hercegoviç Kosaça ile Vladko Hercegoviç Kosaça olarak iki kardeşi olduğu bilinmektedir.
Roma devletinin vesikalarindan Papa Fridrih III tarafından özel bir isim olarak Katarina'nın babası Styepan Kosaça' ya hitaben olduğunu öğrenmekteyiz. Papa Styepan Kosaça'ya "Herzog" (Alm. Komutan) manasına gelen bu kelimeyi unvan olarak kullanmıştır. Styepan Vukçiç Kosaça Ortaçağ Bosna'nın Güneybatı bölgesinde hüküm sürmüştür. Poliçe, Makasla Körfezi, ve Herceg Novi bölgesini de kapsayan bir hakimiyeti vardı. Katarina'nın babası Styepan Vukçiç bu askeri unvanı çok beğenmiş ve bütün diplomatik konuşmalarında ve vesikalarinda bu unvanını Boşnakçasini "Herseg" ismini kullanmıştır. Bu yüzden Hercegovina günümüzde Bosna Devleti'nin ismi olarak kullanılmaktadır.
Herseg Styepan, o dönemde Bosna' nın en önemli hükümdarlarında biri olarak bilinmektedir. Bosna hükümdarı Kotromaniç ailesine her zaman sandık kalmıştır. Fakat Bosna Kralı Tomaşeviç'in Bosna' da yaşayan Bogumillere karşı olan tavrı ve baskısı sebebi ile Herseg Styepan Kosaçayla ilişkilerinin geçilmesine neden olmuştur. Herseg Styepan Bogumilleri koruma altına almış ve ilk defa Kotromaniç ailesine karşı bir tutum göstermiştir. Tomaşeviç bu hareketleriyle ve Bogumillere karşı büyük baskılarıyla Papa Liga sadakatini göstermeye çalışmıştır. Styepan Tomaşeviç ve Herseg Styepan Kosaça kendi ilişkilerini belli bir müddet sonra aile bağlarına kadar çıkarmışlardır.
-- Kraliçe Katarina --
Styepan Tomas Bosna hükümdarı olmadan önce, bir Hristiyan ailenin kızı olan Voyaçayla birlikte yaşamaktaydı. Papa Ergen IV nun izni ve onayından sonra Kral unvanını aldıktan sonra Voyaçadan ayrılmak zorunda kalır. Voyaçanın ailesi düşük bir seviyede olduğu için Kraliyet ailesine layık görülmediğinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Kendine eş ararken kral Tomaş, Herseg Styepan Kosaça' nın 22 yaşındaki kızı Katarina ile evlenir. Nikahları katolik dini usullerine göre yapılmıştır. Bu evlilikten dolayı Styepan Tomaş kendi kayın babası Herseg Styepan Kosaça'yı kendi saflarına dahil eder ve Osmanlı ordularına karşı birlikte hareket etmeye başlamışlardır. Katarina 26 Mayis 1446 yılında Foynice kasabasında kraliçe unvanını almıştır. Fransız Katolik kilisesinde tahsil görmüştür. Eşi Styepan Tomaş ile birlikte Bosna'da birçok Kilise yaptırmışlardır. Bunlardan en önemlisi Yayçe şehrindeki Aziz Katarina, Vranduk kasabasındaki Aziz Üçlü ve Bobovac şehrindeki Sutyeska kiliseleri olarak bilinmektedir. Styepan Tomaş ve Katarina'nın üç tane çocuğu olmuştur ve Osmanlı Devleti tarafından saraya götürülmüştür. Styepan Tomaş 1461 yılında vefat eder ve eşinin ölümünden sonra Katarina kraliçe linkten ayrılmak zorunda kalır. Osmanlı'nın Bosna'yı kuşatması ile Katarina yaşamış olduğu Bobovac sarayından Kupres bölgesine geçmek zorunda kalmıştır. Kupres kasabasında Bosna askerlerin başına geçer ve Osmanlı devletine karşı savaşmaya başlar. Aynı zamanda Kupres'te Aziz Üçlü adıyla bir katolik klisesi daha inşa eder. Osmanlı askerlerine yenik düşen kraliçe, tek çareyi Kupres'ten Konyiçe, ordan da Poçiteli kasabasının üzerinden Dubrovnik'e kaçmakta bulmuştur. Beli bir müddet Dubrovnik'te kalan Bosna Kraliçesi yogun diplomasini kullanarak Osmanlı tehdidi ile karşı karşıya kalan Dubrovnik'ten kaçıp Roma Devleti'ne sığınmıştır ve ömrünün sonuna kadar Roma'da kalmıştır ve Bosna' dan kaçıp Roma'ya sığınan boşnaklara ev sahipliği yapmıştır.
Katarina' nın çocuklarını Osmanlılar İstanbul'daki saraya götürmüşlerdir ve orda İslamiyeti kabul etmişlerdir. Kaynaklara göre İstanbul'a Katarina' nın küçük kardeşinin yanına dayıları tarafından götürülmüştür. Katarina 'nın kardeşi Styepan aynı şekilde İslamiyeti kabul eder ve ismini Ahmet Paşa Hersekoğullu olarak değiştirir ve paşa olarak değiştirir ve paşa olarak Bosna 'ya dönmüştür. Katarina' nın oğlu Jigismund Osmanlı Devletinde büyük kariyer elde ederek Sancakbey rütbesini kazanmıştır. İslamiyeti kabul ederek ismini İshak olarak almıştır.Fakat ondan sonra babasının unvanını taşımaya başlamıştır "Kraloğlu" ve birahane aslında kendi dini Hristiyanlık'a dönmemiştir.
Romada Kraliçe Katarina'yı Papa Sikstos IV ve Papa Pavao II aylık 100 akçe gelirle yaşatmaya çalışmışlardır. Katarina 'nın yurt dışı hattında küçük bir sarayı ve hizmetçilerden olduğunu bilmekteyiz. Roma'da saygıdeğer bir şahsiyet olduğunu ve sosyal hayatta aktif olduğunu bilmekteyiz. Kraliçe Katarina 25 Ekim 1478 yılında Roma' da vefat etmiştir. Naşı Santana Maria' nın Aracoeli klisesine gömülmüştür. 25 Ekimde Bosna'daki katiller ve Frasisker klise mensupları tarafından her yıl anma töreni düzenlenmektedir.
Ortaçağ Bosna tarihinin en önemli rollerinden birini üstlenen kraliçe Katarina, bir bayan hükümdar olarak farklı bir zenginlik oluşturmuştur. 400 yıllık bir Orta Çağ sürecinde Yelena Gruba ve Katarina Kosaça Kotromaniç ile birlikte Balkanlarda önemli siyasi rol oynamişlardır. Günümüzde Orta Çağ' ın karanlık noktalarını araştırmakda bir tarihçi olarak bizim aslı görevimizdir...
Saygılarımla...