Biz bayramlarda şen olmayı çocuklarda görürdük. Onlar Bayram sabahı kapı kapı dolaşır bayram kutlamalarında bulunurdu. Onlar sayesinde kapısı çalınmayan kimse kalmazdı.
BAYRAM SEVİNCİNİ NASIL KAYBETTİK?
AHMET SEVEN
Biz bayramlarda şen olmayı çocuklarda görürdük.
Onlar Bayram sabahı kapı kapı dolaşır bayram kutlamalarında bulunurdu.
Onlar sayesinde kapısı çalınmayan kimse kalmazdı.
Büyüklerin yapamadığını onlar yapar hal hatır sorarlardı.
Ellerinde bayram şekerleri, balonlar rengârenk kıyafetleriyle sokaklara renk katarlardı.
Gruplar halinde gezerler, cıvıl cıvıl sesleri sokaklara bir şarkı gibi dağılır giderdi.
Neşeli bayramlarımız olurdu.
Ne güzel günlerdi o günler.
Şimdi üzerinde gezmeyi bekleyen kaldırımları, çalınmayı bekleyen kapıları, pencerelerden yollara bakan insanlarıyla yalnızlığa bürünmüş bir kent var.
Sokaklar bomboş.
Bir kent hiçbir zaman böylesine sessiz kalmamıştı.
Hâlbuki bayramlar ses demekti, nefes demekti
Bu sessizlik ürkütüyor insanı.
Çocukların yer almadığı bayramlar buruk geçiyor.
Büyükler kendi limanına çekilince çocuklar da ortalıkta görünmez oldu.
Her tarafa gösteriş hâkim oldu.
Kutlamalar bile çıkar ilişkilerine dayanıyor.
Sanal âlemde kutlanan bayramlar tad vermez oldu.
Aslolan elin ele dokunması, gözün göze bakması, içten gelen sesle hal hatır sorulmasıydı.
Böylesi güzel geleneğini yitiren toplumumuz şimdi sosyal medyada kendini avutmaya çalışıyor.
Sitemler savuruyor, eskiye özlemden dem vuruyor.
Kendimizden başkalarına sitem etmeye hakkımız yok.
Ne yaptıysak biz yaptık.
Bayramlaşmaları sosyal medyaya bıraktık.
Beden de gitti, ruh gitti.
Ruhumuzu dirilten bayram sevinci tatile gitti.
Vesselam.