Başbakan Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanlığı'nda katıldığı bilgilendirme toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu'nun konuşmasında öne çıkan bazı başlıklar şöyle:
"Üzerinde çalıştığımız iç güvenlik reformu, aslında özgürlüklerimizi kullanmayı teminat altına alan içerikleri barındırıyor. Kesinlikle özgürlük alanımızdan, demokratikleşmeden hiçbir surette taviz vermeyeceğiz. Ama demokratik hakların kullanılması da bir kamu düzeni içinde olur."
"Gösteriler kesinlikle haktır ve hiçbir şekilde engellenmeyecektir. Barışçıl gösteri yapma hakkını sınırlayan hiçbir tedbir getirmeyeceğiz, kimse burada yanlış bir kanaate sahip olmasın. Herkesin ifade hakkını ve gösteri hakkını kullanma imkanını muhafaza edeceğiz, burada bir sınırlama olmaz"
"Gösterilerde en müşfik şekilde güvenlik görevlilerimizi göreceksiniz. Müşfik, hukuka, hukuk devletinin bütün kurallarına saygılı. Ama birisi şiddet kullanıp başka bir vatandaşımızın hayat hakkını yok etmeye yönelirse bunun içinde belediye otobüsü yakmak vardır, ambulans yakmak vardır, molotof kokteyli atmak vardır, maske takıp kendi kimliğini gizleyerek neredeyse bir sivil çatışma ortamı yaratmaya çalışmak vardır. Arkadaşlar bunlara da kesinlikle tolerans gösterilmeyecek"
"Üzerinde çalıştığımız güvenlik reformu, kesinlikle polisiye tedbirler paketi değildir, güvenlik reformudur. Avrupa ve dünya standartlarında insan haklarını gözeten, kollayan ve aynı zamanda da bu hakların kullanımına engel teşkil edecek her türlü şiddete karşı da etkin tedbir alma imkanı sağlayan bir çerçeve üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz"
"TÜRKİYE, SURİYE'DEKİ ÇATIŞMALARDAN HİÇBİR ŞEKİLDE MESUL DEĞİLDİR"
"Türkiye, Suriye'deki çatışmalardan hiçbir şekilde mesul değildir. Kobani'de yaşanan gelişmelerden hiçbir şekilde mesul değildir. Sınırımız açıktır, insani geçişler için ama Türkiye'yi bir problemin kaynağı, parçası gibi göstermek isteyenler ister dışardı olsun, ister içeride olsun kesinlikle farklı bir gündemin parçası olmuş olurlar. Peki sınırı açtık... Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını göndermeyiz, bunu açık söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının teminatı, güvendiği şey biziz"
"Hani o hamasetle 'biz gider savaşırız, gelenlere kapıyı açın' dendiğinde, 'Kobani'den gelen PYD'liler bıraksalar gidip kendi şehirlerini savunacaklar' diyenlere... Talimatımızla valilerimiz soruldu, onlar, küçük bir grup hariç, 'hayır biz gitmek istemiyoruz, Türkiye Cumhuriyeti'nde güven içinde kalmak istiyoruz' dediler. Ne yapalım, zorla mı gönderelim. Eğer Suriye'den gelenler savaşmak için geri dönmek istiyorlarsa, zaten savaşmak kastıyla gönderecek değiliz de geldikleri gibi giderler. Geldiklerinde bize sormadılar, giderken de biz sormayız 'niye gidiyorsunuz' diye"
"(Selahattin Demirtaş'ın açıklaması) Hamaset çok kolay, ne anlatılmak istendiği söylensin. Sayıları 300'e yakın PYD mensubu silahlarını teslim ederek Türkiye'ye geldi. Suriyelilerin Suriye'ye gitmek istemesi durumunda da engelleyen kimse yok. Sınır açık, gidebilirler. Gitmek istemediler"
"Getireceğimiz düzenlemelerin tümü demokratik ülkelerde olan düzenlemelerdir. Kamuoyumuz bazen bilmiyor, bazıları da yanıltmak istiyorlar. Batı'da ve değişik yerlerde de bu tür çalışmalar yapıldığını biliyoruz, zaten içeride bu tür suçlamalara çok çabuk alet olacak belli çevreler var. 'Türkiye otoriterleşiyor' gibi bir kampanyaya karşı kamuoyumuzu uyarıyorum. Türkiye'ye kesinlikle Avrupa'da veya dünyanın herhangi bir demokratik, hukuk devletinde olan kuralların dışında hiçbir şey gelmeyecek"
"MASKE KULLANILARAK GÖSTERİ YAPILAMAZ"
"Maske kullanılarak gösteri yapılamaz, molotof kokteyli atılamaz. Birisi çıkar da bu yasada 'molotof kokteyli artık suç sayılıyor, bomba sayılıyor' derse, evet bomba sayılacak. Eğer o molotof kokteyliyle hasta taşıyan ambulans yakılıyorsa kimse bize özgürlükten bahsetmesin. Eğer birisi 'maske takılması engelleniyor, özgürlük engelleniyor' diyorsa evet, maske takılmayacak. Maske takan alıp, götürülüp, tedbir alınacak. Maske takan kişi şunu deklare etmiş oluyor; ben kimliğimi gizliyorum, suç işlemeye hazırım"
"Polise sınırsız bir yetki verilmesi söz konusu değil, hepsi sınırlı, kısıtlı, tanımlanmış yetkiler olacak. Bir yetki istismarı olursa burada da güvenlik birimlerimiz aynı şekilde hukuk karşısında hesap verebilir durumda olacak. Kimse kullanma yetkisine sahip olmadan bir güç kullanamayacak"