Avrupa'da Osmanlı Hoşgörüsü
Araştırmacı -Tarihçi Eldar UKA
Dini Hoşgörünün en güzel örneğini veren Osmanlı devleti bu anlayışıyla Rumeli'de hızla ilerleyerek Istanbulun fethi ile birlikte dünya devleti kimliği kazandı.
Doğu Roma İmparatorluğu tarihe karışırken Hristiyanlığın doğuda ki son kalesi Istanbulun Osmanlı hakimiyetine geçmesi ile Osmanli Devleti, özellikle Avrupa siyasetinde birinci derecede röl oynamaya, söz sahibi olmaya başladı.
Bir Islam devleti olana Osmanlı Devletinin sistemli fetih politikası, gaza anlayışıyla gerçekleştirildi. Fethedilen topraklarda yaşayan gayrimüslim halkın yerlerinde kalmalarına izin verildiği gibi her türlü can ve mal güvencesi de teminat altına alıniyordu.
Ayrıca din ve geleneklerini yaşama özgürlüğü de tanınıyordu. Hoşgörü temeline dayalı dini inanç ve geleneklere saygılı Osmanlı yönetimi Balkanlarda herzaman tercih edilir olmuştur.
Kendi din mensuplarına bile acımasızca davranan ve kıyasıya mucadelelere giren Avrupalı devletler başka dinden olanlara ise hiç yaşama hakki tanımamışlardir.
Kastelya kraliçesi ile Aragon kıralının güç birliği yaparak Ispanyada 1492 yılında yayınladıkları kararnamede, yahudilerin ya din değistirmelerini ya da ülkeyi terk etmelerini isteniyordu, terk etmezlerde öldürüleceklerini bildiriliyordu.
Yoğun baskılara maruz kalarak Yahidiler de dinlerini yaşayabilecekleri en güvenli ülke olarak Osmanĺı topraklarını görmüşler ve buraya göç ettirmişlerdir. Aynı şekilde Avrupada sürekli mağdur kalan Bogumil Mezhebi mensubu Bosnalılalar ve Arnavutlar Osmanlı hoşgörüsünden etkilenip Müslüman olmuşlardır.
Bütün bu örnekleri Osmanlı hoşgörüsünün boyutlarını göststermesi açısından önemlidir. Ispanyada ki son Islam devleti olan Gırnata nın yıkılması ile Endülüslü Müslümanlara uygulanan basķı politikası da katolik batı Avrupada kendi inancı dışında din ve mesheplere hiçbirşekilde yaşam hakki tanimadiğini bir başka örneğidir.
Araştırmacı -Tarihçi Eldar UKA
Laf a gelince Avrupa demokratik hoşgörülü. Uygulama ise böyle. Bu kafa bugünde aynı. Hîç değışmedi.