Elinde bir miktar parası olan yatırım aracı arıyor.
Dolar, altın kesmiyorsa arabaya yöneliyor.
Tabiki bu bir arz talep meselesi.
Daha üç yıl evvel 100 bin Tl. ye alıcı bulamayan arabalar bugün bir milyonun üzerinde alıcı buluyor.
Aldıkları arabalara park bulamayanlar köylerine götürüp samanlıklarda saklıyorlar.
Sıfır araç için kaydolanlar aylarca sıra beklemek zorunda kaldıkları için ikinci el araçlar sıfır araç fiyatlarının üzerinde alıcı buluyor.
Ancak işin uzmanları arabaları yatırım aracı olarak görmenin tehlikeli bir iş olduğunu bir gün ellerinden çıkarmak için yarı fiyatına satabilmenin yollarını arayacaklarını belirtiyorlar.
2000'li yılları hatırlayın. Araçlar bir anda değer kaybetmiş yarı fiyatının altına düşmüştü.
Araç ilan sitelerinde abartılı satış rakamlarının müşteriyi yanılttığı doğrudur.
Oradaki fiyatlarla araba pazarlarındaki fiyatlar birbirini tutmuyor.
Algı oluşturmada etkili oluyorlar.
Bu da müşteriyi ikna etme noktasında başarılı oluyor.
Araba piyasasının büyük bir krize doğru gittiği yönünde endişelerim var.
Bu balon birgün patlayabilir.
Zira her gün sıfır araçlar ülkemizin dörtbir yanına sevk ediliyor.
Araç rakamları yükselince mi insanlar araç almaya yöneliyor?
Hayır bir evde üç beş kişinin üzerine kayıtlı araçlar çoğalıyor.
Ve ciddi bir araç stoku oluşturuyor.
Hükumet bir yıl gibi bir önlem alsa herkes elinde bulunan aracı getirip satmaya çalışır.
Hatta yar fiyatından satmaya kalkışsa müşteri bulamaz.
Çünkü araç ihtiyacı olan çıkmaz.
Buna bir formül gerek, bir çözüm gerek fakat nasıl?
Yoksa kolay para kazanma hırsı içerisindeki bir grup milyonlarca dolar tutarındaki aracı saklamaya devam edecek?
Tabi bu durumda ülke ekonomisi bu dondurulmuş paradan yararlanamayacak.
Sonrası malum dağlar gibi teneke yığınları...