Kuşadası Paraf’ta Neler Oluyor?
YILDIRIM DEMİRCİ yazdı...
Arazide bulunan üç tane taş ocağını kooperatif mi işletiyor? Yoksa bir işletmeciye kiraya mı verildi? Bu taş ocaklarının izin prosedürleri yerine getirildi mi? Bu taş ocaklarından günlük ne kadar mıcır elde ediliyor? Bu mıcırların gelirleri ne kadardır? Bu gelirler nasıl değerlendiriliyor?
Sendikacıların TOKİ’den aldığı arazi, bir stratejik askeri tesis gibi sıkı sıkı korunmaktadır. Bu yüksek güvenlik tedbirleri karşısında: “Siz kimin malını kimden saklıyorsunuz.” demek, insanın aklından geçmiyor da değil. Memur-Sen ile ilintili Paraf Konut Yapı Kooperatifinin TOKİ’den aldığı arazide neler olup bittiğini Kuşadalılar, bir milyon Memur-Sen ailesi ve seksen altı milyon vatandaşımız merak ediyor.
Paraf Konut Yapı Kooperatifinin amacı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde her ne kadar üyelerin konut ihtiyacını karşılamak olsa da uygulamada kooperatif amacına aykırı olarak kârlı ve ticari faaliyetlerde bulunduğunu sanal karakter üzerinden itiraf ettiler.
Ali Yalçın’ın oğlu Paraf Konutun gayrimenkullerini satmak üzere bir emlak satış sitesinde ilan verdi. Kuşadası Türkmen Mahallesi’nde TOKİ’ye ait 317 ada 374 parselde bulunan 900 bin 700 metrekarelik alanın 266 bin 500 metrekaresini üyelerinin konut ihtiyacını gidermek taahhüdüyle alınan arazide hem Devletimizin iyi niyeti suiistimal edilerek hem de TOKİ arazilerinin kullanım amacı dışında ve kamu vicdanını derinden yaralayan sendikacıların lüks villa inşaatları olanca hızıyla devam ederken taş ocaklarında üretilen mıcırı taşıyan kamyonların biri geliyor diğeri gidiyor. Bu mıcır taşıyan kamyonlar niye gelir niye gider?
Bir avuç sendika üst yöneticisi, sendikanın örgütsel gücüyle ve kooperatif masumiyeti arkasına sığınarak üyelerin hak ve menfaatlerinden ziyade kendi menfaatleri ve çıkarları için kârlı ve ticari işlerle rantlarına rant kattıklarına üzülerek şahit olmaktayız. Teşkilat içerisinde Ali Yalçın yönetimine karşı istifa seslerinin yükseldiği tam da bugünlerde Paraf Yapı Kooperatifi web sitesinin erişime engellenmesi de manidardır. Kooperatif yöneticileri ya sendika yöneticilerinden ya da birinci derece yakınlarından oluştuğu için kooperatif yöneticilerine sendikal aidiyetin gereği olarak şu soruları yöneltiyoruz:
Arazinin geriye kalan 634 bin 200 metrekaresini de alacak mısınız veya aldınız mı? Eğer alırsanız arazinin kalan kısmını nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? Örneğin yabancı veya yerli müteşebbisle ortaklaşa bir termal otel projeniz var mıdır?
Bölge sakinleri arazide üç tane taş ocağı olduğunu söylüyorlar. Bu taş ocaklarını kooperatif mi işletiyor? Yoksa bir işletmeciye kiraya mı verdi? Bu taş ocaklarından günlük ne kadar mıcır elde ediliyor? Bu mıcırların gelirleri ne kadardır? Bu gelirler nasıl değerlendiriliyor?
Bu taş ocakları Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğün uygun görüşü alınarak işletme ruhsatlarını aldılar mı? Çevresel etki değerlendirme raporlarını aldılar mı? İşletme planı ve proje raporlarını hazırladılar mı? Vergi beyannamelerini düzenleyerek gerekli harçlarını ödediler mi? Eğer işletmeler, ruhsatsız ise 3213 sayılı Yasanın 12. maddesi 5. fıkrası gereği idari yaptırım işlemi gördüler mi?
Paraf Konut Yapı Kooperatifinin daha önce açıklandığı üzere sendikayla olan bunca iltisakının karşısında kooperatif sendika ilintisini kabullenmekten başka çaresi kalmayan Ali Yalçın, bu sorular karşısında daha önce yaptığı gibi başını kuma gömüp sessiz kalmayı mı tercih edecek? Biz, “Kuşadası villalarını eleştiren kurucu üyeye dava açtık.” diyerek işin içinden çıkacak mı? Bu işin bizimle alakası yok diyerek aradan sıyrılmaya mı çalışacak? Yoksa sendikada bunca hatip, yazar ve çizer takımına rağmen üyelerin, Kuşadalıların ve Kamuoyunun cevabını beklediği bu sorular, sanal bir karaktere mi havale edilecek? Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan bu arazide neler olup bittiğini başta bölge sakini olan Kuşadalılar olmak üzere mülkün gerçek sahibi olan 86 milyon vatandaşımızın her birinin öğrenme hakkı vardır.
11.02.2025 09:54:55