Yılmaz İMANLIK
Yoğun bir kitap fuarı dönemine girdiğimiz bu günlerde yine aynı konu gündemde: yerel yazarların kitap fuarlarıyla imtihanı.
Öncelikle şunu sormak lazım: Yerel yazar kimdir? Bu değerlendirmeyi kimler hangi ölçütlere göre yapmaktadır?
Ya da yazarın yereli geneli olur mu? Olursa da nasıl olur?..
Bu sorulara kendime göre cevap verdiğimde şöyle diyebilirim:
Yazar yazardır ve yazarın yereli geneli olmaz.
Sadece bir bölgeye hitap eden yerel eserler vardır. O yüzden yazarları genel yazarlar ve yerel yazarlar diye ayırmak doğru bir yaklaşım değildir.
Maalesef bu yanlış, kitap fuarlarında kendini fazlasıyla hissettiriyor.
Mesela Samsunda düzenlenen bir kitap fuarında ülkemizin herhangi bir şehrinden bir yayınevi ile gelen ve sadece bir kitabı olan bir yazar genel yazar olurken Samsunda yaşayan ve 5-10 kitabı olan bir yazar yerel yazar kategorinde değerlendiriliyor.
Öte yandan yerel yazar diye kategorize edilen yazarlar her zaman fuarların en ücra kö-şelerine bir iki metrekarelik alana sıkıştırılıyor.
Onların isimlerini afişlerde, bilbordlarda, tanıtım broşürlerinde de pek göremiyoruz.
Bir bakıma bu yazarlar yok sayılıyor.
Bir şehir bir fuar düzenliyorsa önce orada yaşayan yazarlara sahip çıkmak gerekmez mi?
Popüler yazarları fuarın en ücra köşelerine de atsanız onların kitapları yine satar değil mi? Onların öyle ön plana çıkarılmasına, tanıtılmasına ihtiyaç da yoktur.
Ama kendi şehrimizde yaşayan yazarların sahip çıkılmaya daha fazla ihtiyaçları vardır.
Onların en ücra köşelerde kaderlerine terk edilmeleri yerine daha gözle görülür yerlere alınması, önemsenmesi, tanıtım afişlerinde daha fazla yer verilmesi, tanıtılması önemlidir.
Türkiyede genelde bütün kitap fuarlarında bu durum böyledir. Kitap fuarlarını düzenleyenler hani parayı biraz ikinci plana itip Türk edebiyatına yeni yazarlar kazandırmayı da hedefleseler -ki kitap fuarlarının amaçlarından biri de bu değil midir?- daha iyi olmaz mı?
Para her zaman kazanılabilir ama insan kazanmak için aynı şeyi söyleyemeyiz
02.03.2019 12:21:00