Yaşar Doğu Güreş ve Samsun

Yaşar Doğu minderde doğup minderde hayatını minderde kaybeden bir Türk Güreşçisidir.

Türk Güreşinin Sembolüdür.

Yiğittir kahramandır soyludur.

Güzel ahlak abidesidir.

Güreşimizin dava ve tefekkür adamıdır.

Türk Büyüğüdür.

Anadolu topraklarından nasıl yiğitler çıkacağını fedakârane gayretleriyle göstermiştir.

Türk Güreşinin bugün geldiği yolda onun izi vardır.

Ülkemizin dört bir yanına şampiyonlar yetiştirip hediye etmiştir.

Samsun'da doğmuş Anadolu'nun köylerine varıncaya kadar sevilip sayılmıştır.

Talebelerinden İsmet Atlı onun için;

"Güreşten başka bir şeyle uğraşmadı. Ne ticari ne zirai, sigara vs. hiçbir kötü alışkanlığı yoktu... Türkiye'de hiçbir sanatçıya, sporcuya, hiç bir faniye ona yapılan sevgi gösterisi kimseye yapılmadı. Devlet başkanları, başvekiller, memurlar,esnaflar, şehirli ve köylüler, sanatkârlar, çobanından yüce ordumuzun generallerine ve erlerine kadar; Yaşar Doğu el üstünde tutulmuştur. Bu büyük sevgiyi güreş hayatı ile kazanmıştır" demektedir.

Onun varlığı özelde Samsun genelde Türk milleti için bulunmaz bir şanstır.

Bugün bu memlekette güreş saygın spor dalları arasında yer alıyor, güreşçilerimiz adap erkân takip ediyorlarsa kuşkusuz bunda Yaşar Doğu'nun büyük payı vardır.

Onların şampiyon oldukları dönemi ve içerisinde bulundukları imkânsızlıkları anlatmaya kalkışsak kitaplık çapta yazı yazmak zorunda kalacağımızı biliyorum.

Böyle bir zamanda dünyaya meydan okudular.

Elde ettikleri şampiyonluklarla İstiklal Marşımızı ezberletircesine okuttular.

Türk gibi kuvvetli sözünü duyurdular.

Peki onlar için biz ne yaptık?

İsimlerini verdiğimiz spor salonları, okullar, mahalleler vs...

Fakat bir şeyi unuttuk!

Felsefelerini, gayelerini...

Bir davanın felsefesinden gayesinden uzaklaşırsanız geriye isimleri yazılı tabelalar kalır.

Tıpkı öyle oldu.

Onları tabelalarda yaşatmaya çalıştık fakat ruhlarda öldürdük.

Onların ruhundan korkan düşmanın isteğini de böylece yerine getirmiş olduk.

Bugün süslü laflar edip onun felsefesinden uzaklaşanlar af edilmez bir haksızlığa sebep oluyorlar.

Gerçeği konuşmak farklı onu gerçeğe dönüştürmek farklı şeydir.

Sizden öncekiler çığır açmamış olsaydı bugün hiçbir yere gidemezdiniz.

Yeri geldiği zaman hakikatleri yazıp konuşacağız.

Bulundukları yerlerde liyakat sahibi olmayanları, birilerine şirin görünmek için yarışanları.

Onları unutturanları unutmadığımızı göstereceğiz.