Üç kuruşa bir koltuğa unvana vs. dava adamlığını satan, kimlik ve kişiliğini değiştiren sahtekarlar var.
Bazıları sözde inançlı diye baktığımız kimseler.
Gurur bu kadar mı ayaklar altına alınır.
Şahsiyet ve şeref bu kadar mı paspas yapılır?
Üç kuruşu görünce şerefsize şeref diyecek kadar adileşiyorlar.
Dün eşkıya dediklerine bugün evliya diyebilen sözde adamlar! var
Konuştuğu zaman burnundan kıl aldırmayan öyleleri var ki davranışlarında o özelliklerinden hiç birisini göremiyorsunuz.
Bunlar hangi mesleğe girerlerse girsinler orayı kirletirler.
Kendinde şahsiyet olmayanlar yaptığı işe ne kazandırabilir ki?
Lafa gelince mangalda kül bırakmazlar.
Ulaşılamaz insan rolüne girerler.
Halbuki yalan sahtekarlık bataklığında boğuluyorlar.
Dokunsan yuttukları batağı kusacaklar.
Her tarafı çamur olduğu için kendilerine yaklaşılamadığını sanıyorlar.
Üç kuruşa kendilerine tasma taktıranlar...
Bi dakika durun.
Size İsmet Özelin bir yazısıyla cevap vereyim:
Diyor ki:
Sakın ola bir domuzla güreşmeğe kalkışma. Domuz kısmıyla çamurlara gark olmadan güreşemezsin. Kirlenmeden domuzu mağlup edemezsin. Bil ki, sana mağlup olmak domuzu kederlendirmeyecektir. Bilakis, senin kirlenmiş olman onun hoşuna gidecek ve güreşirken kendisinin biraz daha kirlenmesi domuzun memnuniyetini kat be kat artıracaktır
Yazıyı erinmeden bir kere daha okuyun.
Sahtekârlar bu yazıda kendini bulacaklardır.
Bir kimlik tarifi ancak bu kadar yapılabilirdi.
İsmet Özel yapmış işte.
Şerefsiz başkasının da kendisi gibi olduğunu sanıyor.
Yalan dolan sahtekârlık hilekârlık şantaj montaj kalk bir de insan içine gir.
Mızrak çuvala sığar mı aptal.
Bir yandan sırıtıyor işte.
Bir şey daha;
Şerefsize şerefsiz,edepsize edepsiz demezseniz bir süre sonra biri şerefsizliğini şeref, diğeri edepsizliğini edep zanneder.
Hatırlatalım istedim.
02.05.2020 16:43:00