Reflü Belirtileri Nelerdir?
Reflü hastalığı tipik ve atipik semptomlar olmak üzere 2 başlık altında incelenebilir. En sık karşılaşılan tipik reflü belirtileri arasında; midede yanma, ekşime, ağızda acı bir tat hissedilmesi, göğüste ağrı veya yediklerinin ağıza gelmesidir.Atipik reflü bulguları ise genellikle kulak burun boğaz hastalıklarıyla karıştırılmaktadır. En sık görülen atipik reflü belirtileri ise; sinüzit,kuru öksürük, ağız kokusu, seste kısılma veya diş çürümesi gibi bulgulardır.
Reflü hastalığı genellikle göğüs ağrısına neden olduğu için kalp veya göğüs hastalıklarıyla sıklıkla karıştırılmaktadır.
Reflü birçok hastalığa da neden olabilmektedir. Örneğin kronik farenjitin en sık nedenlerinden biri reflü hastalığıdır. Aynı şekilde midedeki sıvıların yukarı çıkarak soluk borusuna kaçması ve akciğerlere karışması halinde uzun vadede reflü, akciğer hastalıkları veya astıma da neden olabilir.
Tanı Yöntemleri
Reflü Tanısı
Reflü tanısı için öncelikle hasta şikayetleri göz önüne alınır. Fakat bazı hastalarda herhangi bir şikayet veya belirti gözlemlenemeyebilir. Genellikle reflü tanısı için yapılacak ilk tanı gastroskopidir. Gastroskopi ile mide kapağı incelenir, mide fıtığı olup olmadığına ve yemek borusundaki hasar durumu incelenir. Hekim gerek görmesi halinden mideden doku örnekleri alabilir.Gastroskopi dışında reflü de kullanılan bir diğer tanı yöntemi de pHmetredir. pHmetre yemek borusuna kaçan asit miktarını ölçmek için kullanılır. Bunların dışında bir de manometre işlemi de reflünün teşhisinde kullanılan işlemlerden biridir. Manometre işlemi yemek borusunda reflüye yol açabilecek başka bir sorun olup olmadığını incelemek için kullanılır.
Tedavi Yöntemleri
Reflü Tedavisi Nasıl Yapılır?
Reflü tedavisi genellikle yaşam tarzının değiştirilmesiyle başlar. Örneğin yemek yedikten sonra uzanmamak, az ve sık yemek yemek, gazlı ve alkollü içeceklerden uzak durmak gerekir. Yine hekim tarafından önerilecek asit giderici, yemek borusu ve midenin düzenli çalışmasını sağlayacak ilaçların da düzgün kullanılması gereklidir.Reflü Tedavisinde Ameliyat
Reflü hastalığı, yaşam tarzı değişiklikleriyle veya reflü ilaçlarıyla düzelemeyecek şekilde mide fıtığı gibi anatomik bir sorundan kaynaklanıyorsa bu durumda cerrahi tedavi uygulanabilir. Yine, genç hastalarda uzun süreli tedavi sonrasında bir sonuç alınamıyorsa ya da yaşam boyu tedavi görmesi gerekiyorsa reflü ameliyatı söz konusu olabilir.Reflüye Ne İyi Gelir?
Reflüye iyi gelen şeyler arasında en başta uzun süre aç kalmamak yer alır. Yemeklerin iyi çiğnenerek, az miktarda ve sık sık tüketilmesi gereklidir. Sıvı alımını yemeklerle birlikte değil, yemek yemeden yarım saat önce veya sonra almak gereklidir. Son yemeği gece yatmadan en az iki saat önce kesmek ve tok karnına yatmamak oldukça önemlidir. Yatmadan önce yenilen yemekler mide basıncını yükseltebileceği için reflü şikayeti de oldukça artacaktır.Reflü Olanların Diyeti Nasıl Olmalı?
Reflü mide kapakçığının görevini yerine getirmemesi sonucu mide asidinin yemek borusuna kaçmasıyla meydana gelir. Reflü hastalığı yeme alışkanlığının değiştirilmesiyle kontrol altına alınabilir. Reflü hastalığına sahip olan kişilerin bazı yiyeceklerden uzak durması gereklidir.
Reflü hastalığına sahip olan kişilerin;
Baharatlı yiyecekler,
Alkollü içecekler,
Kahve,
Gazlı içecekler,
Yağlı gıdalar,
Çikolata,
Soğan, sarımsak,
Turşu gibi reflüyü tetikleyecek gıdaların tüketiminden uzak durması önerilir.
Bebeklerde Reflü
Bebeklerde reflü genellikle ilk bir yılda kusma şikayeti başlar. Fakat bebeklerde ilk bir yıl fizyolojik reflü denen reflünün görülmesi son derece normaldir. Bebeklerde reflü belirtileri; günde kaç kez ve nasıl kustuğu, bebeğin yatış poziyonu, ne kadar beslendiği ve bebeğin gazının çıkarılıp çıkarılmadığı şeklinde gözlemlenir ve bu belirtilerin iyi araştırılması gerekir. Reflü ile fizyolojik reflünün iyi ayırt edilmesi oldukça önemlidir..Bebeklerde reflü tedavisinde yatış pozisyonu, beslenme şekli ve miktarı konusunda ailelere bilgilendirme yapılır. Eğer tüm bu uygulamalara rağmen bir yaş sonrası devam eden reflü söz konusuysa hekim tarafından bebeğin tedavisine başlanır.
Çocuklarda Reflü
Çocuklarda reflü tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi, mide ile yemek borusu arasında, gerçek bir kapak şeklinde olmasa dahi, fonksiyonları nedeniyle kapak diye tabir edilen yapılar bulunmaktadır. Bu kapak, normal bir şekilde çalıştığı takdirde midenin asit içeriğinin yemek borusuna kaçmasını engeller. Aksi takdirde bu asit içeriği yemek borusuna kaçarak hasarlara neden olabiliyor ve buna reflü hastalığı deniliyor.Reflüye neden olan en önemli faktörler bozulmuş yemek borusu ve mide hareketleri, artmış karın içi basıncı (şişmanlık), midede bozulmuş asit düzenleme sistemleri, uygun olmayan fiziksel aktivite, kimi ilaçlar, hormonlar, çeşitli yağlı yiyecekler, sigara dumanı, mide fıtığı ve genetik faktörler olarak sayılabiliyor.
Reflü hastalığı çocuklarda da görülebiliyor ancak özellikle ilk altı ayda ortaya çıkan fizyolojik reflüyü reflü hastalığından ayırmak gerekiyor. Söz konusu kapak, çocuğun büyümesiyle beraber gelişiyor. Ancak nasıl ki ilk doğduğunda bebek başını tutamıyor ya da yürüyemiyorsa bu kapakçık da hayatın ilk zamanlarında tam çalışmıyor ve fizyolojik reflü ortaya çıkıyor. Bu durum büyüdükçe kendiliğinden geçiyor.Bir bebek ya da çocuk ancak yeterli kilo almıyorsa, sürekli kusuyorsa, yemeği reddediyorsa ve iştahsızsa reflü hastalığı göz önünde bulundurulması gereken durumlardan biri olabilmektedir.
Kimi hastalarda ise tedavi edilmediği için ilerleyen reflü tablosu, nadiren de olsa çocuğun gıdaları yutamıyor hale gelmesine neden olabilmektedir.
Çocuklar yemek borusunun ağızla birleştiği üst ucundaki yanma hissini doğru tarif edemeyebilecekleri gibi bir yaşından büyük çocuklarda ağza gelen asit nedeniyle dişler içten çürüyerek ağız kokusu oluşabilmekte, geçmeyen ses kısıklığı, kronik öksürük ile aşırı geğirme şeklinde çocuklarda reflü görülebilmektedir.
Çocuklarda Reflü Tedavi Edilmezse Ne Oluyor?
Reflü hastalığının uygun tedavisi gerçekleştirilmediği taktirde yemek borusu iltihabı oluşabilmekte, yemek borusunun normal dokuları değişime uğrayarak Barrett özofagusu olarak adlandırılan durum ortaya çıkabilmektedir.
Diş çürükleri, anemi, büyüme geriliği ile yemek borusu darlığı da reflünün tedavi edilmediği durumlarda ortaya çıkabilmektedir.
Reflüye Eşlik Eden Hastalıklar
Dirençli demir eksikliği anemisi
Ses kısıklığı
Aşağıdan yukarı sürekli kaçak ve tahriş nedeniyle geçmeyen larenjit
Farenjit
Sinüzit
Otit
Ameliyata rağmen geniz etinin tekrar büyümesi
Tedaviye dirençli astım
Diş çürükleri, ağız kokusu
Sandifer Sendromu (çocuğun rahat etmek için kafasını sürekli geriye atması)
Uyku bozuklukları
Rahat uyuyamama
Gece sürekli uyanma
Tekrarlayan pnömoni (zatürre)
Çocuklarda Reflü Tanısı
Çocuklarda reflü hastalığının tanısının konmasında fizik muayene ve detaylı tıbbi öykü almanın önemli bir yeri vardır. Özellikle klasik reflü hastalığında öykü ve fizik muayene ile tanı konulabilirken, daha küçük çocuklarda ve farklı şikayetlerle başvuran hastalarda ileri incelemeye gerek duyulabilir.Öyküde çocuğun nasıl beslendiği, bu kapağın kapanmasını engelleyerek mide içeriğinin yemek borusuna çıkmasına yol açabilecek aşırı baharatlı, yağlı, şekerli ve kakaolu gıdalarla ilişkisi, yatınca öksürüğün artıp artmadığının sorgulanması gerekiyor.
Fizik muayenede boy ve kilo ölçümü ile büyüme değerlendirilmesi önem taşıyor.
Çocukta alarm bulguları yoksa öncelikle kontrol tedavisine başlanabilmekle beraber, alarm bulguların mevcut olduğu durumlarda doğrudan endoskopik incelemelere de karar verilebiliyor.
Endoskopide yemek borusu görüntülenerek giriş ve çıkışında anatomik bir bozukluk olup olmadığı görülüyor.
Gerekli durumlarda daha ayrıntılı inceleme ve tanı yöntemi olarak baryumlu grafi, sintigrafi, 24 saatlik pH monitörizasyonu, manometre, multikanal impedans monitörizasyonu ile kablosuz pH monitörizasyonu da kullanılabiliyor.
Çocuklarda Reflü Tedavisi
Reflü hastalığının tedavisinde çocuğun hayat tarzının değişmesi gerekiyor. Reflü tanısı konulan bir çocuğa aşırı tok yatmaması ve ilk iki yaşta gece sütü içmemesi tavsiye edilebilir. Bu çocukların dar kıyafetler giymemesi, azar azar ve sık sık beslenmesi, acılı, baharatlı, yağlı ve kakaolu gıdalar ile asitli içeceklerden uzak tutulması oldukça önem taşıyor.Sol yana yatma, yatak başının yükseltilmesi, kilolu çocukların zayıflatılması, kabızlık varsa tedavi edilmesi reflü hastalığında son derece etkili olabiliyor.
Ayrıca ebeveynlerin çocukları için uygun spor dallarını seçmesi ve jimnastik gibi amuda kalkmayı gerektiren sporlardan çocuklarını uzak tutması tavsiye edilebiliyor.
Çocuklarda reflü hastalığının asıl tedavisi yeme-içme alışkanlıklarını ve yaşam tarzını değiştirmekle sağlanabileceği gibi, kimi hastalarda ortalama üç ila altı ay kadar midedeki asit salınımını azaltan, mide yüzeyini koruyan, mide hareketlerini düzenleyen ilaçlar kullanılabiliyor.Çocuklarda cerrahi tedavi ise nadiren tercih edilen bir yaklaşım olmakla beraber, kimi vakalarda uygulanabiliyor.
Hamilelikte Reflü
Hamilelikte reflü sıklıkla karşılaşılan hastalıkların başında gelir. Hormonal dengenin bozulması ve bebeğin büyümesiyle birlikte mideye baskı yapmasıyla oluşur. Hamile kadınların kahve, çikolata, mayalı hamurlar ve yağlı yiyeceklerden uzak durması gereklidir.Hamile kadınların gece yatarken başın yukarıda kalacak şekilde yatak başlığının ayarlanması veya yastıkla destekleyerek baş kısmının yukarıda tutması ve karnı sıkan giysilerden kaçınılması gerekmektedir. Eğer bu önlemlere rağmen reflü şikayetinizde gerileme olmuyorsa hekiminiz tarafından önerilebilecek reflü ilaçlarını kullanabilirsiniz.
Reflü ve Gastrit Arasındaki Farklar Nelerdir?
Reflü hastalığı beslenme alışkanlıklarına, mide fıtığına bağlı gelişebilmektedir. Gastrit hastalığına çoğu zaman kontrolsüz kullanılan romatizmal ilaçlar ve ağrı kesiciler neden olmaktadır. Fazla ilaç kullanımı sonrası koruyucu mide duvarında bozulma ve iltihaplanma görülür.23.05.2020 18:57:00