KİTABIN TAKDİM YAZISI
Prof. Dr. Gazanfer DOĞU
Ben Yaşar DOĞU'nun 5 çocuğunun en küçüğüyüm. Babam rahmetli olduğu zaman 7 yaşında idim, o nedenle kendisi ile ilgili hatırlayabildiğim şeyler sınırlıdır. Fakat, gerek annem, ablalarım ve abilerimden dinlediklerim gerekse de arkadaşlarından, talebelerinden ve tanıyanlarından öğrendiklerimle kendisi ile ilgili bahsetmek istediğim elbette çok şey var.
Yaşar DOĞU, doğduğu ve büyüdüğü köy ortamından dolayı, okullarda eğitim alamamışsa da içinde büyüdüğü Türk ve Çerkez kültürü sayesinde dürüst, ahlaklı, büyüklerini sayan, küçüklerini seven Dinine bağlı, Vatan-Millet ve Bayrak sevgisine sahip milliyetçi bir kişi olarak yetişmiştir.
Bu özellikleri nedeniyle kısacık hayatında devlet büyüklerinden iş dünyasına, çarşıdaki esnaftan eğitimcilere, üst rütbeli subaylardan üniversite gençliğine, sokaktaki çocuklardan yaşlı nine ve dedelere kadar hemen hemen herkesle sıcak, saygı ve sevgi dolu bir bağ kurabilmiştir.
O, halkın kendisine gösterdiği bu sevgi ve saygı sayesinde elde ettiği kazanımlarıyla yine halkına hizmet etmeyi tercih etmiş, ömrü boyunca onların bu sevgisine layık olmaya çalışmıştır.
Anadolu'nun dört bir köşesinde tanıyanların kendisi ile alakalı yaşadıklarını anlatırken dillerinden dökülen sözlerdeki ve yüzlerindeki sevgi dolu ifadeler bu milletin kendisine olan sevgisinin açık bir göstergesidir.
Gittiğim her yerde Yaşar DOĞU'nun oğlu olduğumu öğrenen halk beni de sevgi ile karşılamış muhabbetle kucaklamıştır. Ben bugüne kadar böyle bir babanın oğlu olmanın onur ve gururunu yaşadım. Bundan sonra da yaşayacağım.
Yaşar DOĞU, sporcu ve antrenör olarak bir çok başarıya imza attığı kısacık ömründe zamanının büyük bir kısmını ailesinden uzakta geçirmişse de ailesine ve çocuklarına daima ilgisini ve sevgisini hissettirmiştir.
Kendisi bizzat çalıştırmış olsun veya olmasın tüm güreşçileri evladı gibi görürdü. Onların her türlü ihtiyaçları ile ilgilenebilmek için tüm bağlantılarını seferber ederdi. Kendisini tanıyan kim olursa olsun Yaşar DOĞU bir şey isterse bu isteğin mutlaka güreşçileri için olduğunu bilirler, vatan aşkı ile ellerinden geleni yaparlardı.
Babamın hayatındaki tüm söylev ve davranışları onun ne kadar üst düzey değerlere sahip olduğunu göstermektedir. O bu değerlerini; sahip olduğu üstün ahlak ile yaşatmaya çalışmıştır. Babamı milletinin gönlünde taht kurmasını sağlayan asıl değerler şampiyonluktan öte iman, vatan-millet sevgisi, beden ve ruh temizliği ile birlikte fedakârlıkları olmuştur.
Elbette babam Türk ve Dünya Güreş Tarihinde sporcu ve şampiyon kişiliği ile önemli bir yere sahiptir. Ancak daha önemlisi onun felsefesidir. Yani Türk Güreşine kazandırmak istedikleridir. Onun bu yönleriyle daha fazla gündeme gelmesini ve gelecek kuşaklara da aktarılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu kitapta okuyacaklarınız umarım Yaşar DOĞU' yu ve değerlerini tanımanıza yardımcı olacaktır. Onu daha çok tanıdıkça hayatınız boyunca her türlü uğraşınızda daha başarılı olmanıza katkı sağlayacaktır.
Kitapta Yaşar DOĞU'nun hayatına ayrıntılarıyla birlikte yer verilerek onun sporcu kimliğinin yanısıra kişiliğinin de öne çıkmış olmasını önemsiyorum. Bu anlamda önemli bir çalışma olduğu kanaatindeyim. Böyle bir esere imza attığı için kadim dost ve sevgili kardeşim Arş. Yazar Ahmet Seven'i kutluyor, teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.
Prof. Dr. Gazanfer DOĞU
(Yaşar Doğu'nun oğlu)
Temmuz-2016
YAŞAR DOĞU
(1913 Kavak/Samsun-1961 Ankara)
1913 yılında Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Karlı köyünde doğan Yaşar Doğu, I. Dünya Savaşı sırasında babasının şehit olması üzerine annesinin köyü olan Emirli'ye yerleşti. Bu köyde çok küçük yaşta güreşe başladı. Daha 15 yaşında iken yörenin ünlü pehlivanları arasına girdi. Askere gidinceye kadar Karakucak Güreşi yaptı.
İlk Milli Güreşine 25 Nisan 1939'da Oslo'daki Avrupa Grekoromen Şampiyonasında çıktı. Bu şampiyonada karşılaştığı dört güreşçiden sadece Estonyalı Toots'a karşı 2-1 sayı ile yenildi. Hayatı boyunca ilk ve son yenilgisi olup, şampiyonalarda aldığı tek ikinciliği de bu olmuştur.
-1939'da Oslo'daki Avrupa Grekoromen Şampiyonasında (66 kilo) ikinci.
-1940'da İstanbul'da yapılan Balkan Şampiyonasında, (66 kilo) Serbest Birinci.
-1946'da Stockholm'de yapılan Avrupa Serbest Şampiyonasında (73 kilo) Birinci.
-1947'de Prag'da yapılan Avrupa Grekoromen Şampiyonasında (73 kilo) Birinci.
-1948'de Londra Olimpiyat Oyunlarında 73 kilo) Serbest Birinci.
-1949'da İstanbul Avrupa Serbest Güreş Şampiyonasında (79 kilo) Birinci.
-1951'de Helsinki Dünya Şampiyonasında (87 kilo) Serbest Birinci.
Girdiği müsabakalarda hem Serbest hem de Grekoromen olmak üzere iki stilde de birincilik alabilen tek şampiyondur. Beynelmilel güreşlerde her iki güreş dalında 6 altın, 1 gümüş olmak üzere 7 madalya kazanmıştır.
Türk güreşinin efsane isimlerinden biri olan Yaşar Doğu, ay yıldızlı mayo ile yaptığı 47 güreşin yalnızca birinde sayı ile yenilmiş, galip geldiği 46 karşılaşmanın 33'ünü tuşla kazanmıştır. Kazandığı 46 karşılaşmanın normal süre toplamı 690 dakika olduğu halde, kısa sürede yaptığı tuşlar nedeniyle bu güreşler toplam 372 dakika 26 saniye sürmüştür.
1939'da Oslo'da kazandığı Avrupa İkinciliği Türk Güreşinde yeni dönemin başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Yaptığı yüzlerce müsabakada sırtı mindere gelmeyen bu cihan pehlivanı Türk Güreşinin Sembol ismi olarak güreş tarihine geçmiştir. Yaşar Doğu aktif güreşi bıraktıktan sonra da vefatına kadar çok sayıda Avrupa-Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu güreşçi yetiştirmiştir.
01.09.2016 22:50:19