MUSTAFA NECATİ BURSALI KİMDİR?

1941 yılında Kavak’a bağlı Alaçam Köyü’nde doğdu.(Hâfız, İmâm-Hatip, Hattat, Şâir ve Yazar):

MUSTAFA NECATİ BURSALI

                        (Hâfız, İmâm-Hatip, Hattat, Şâir ve Yazar):

1941 yılında Kavak’a bağlı AlaçamKöyü’nde doğdu.

4 yaşında iken annesini kaybetti; sıkıntılarla dolu bir çocukluk dönemi yaşadı. İlkokulu bitirdiği köyünde “Kur’ân-ı Kerîm hıfzını da tamamlayıp “Hâfız oldu. Öğrenimini bir süre de Merzifon’da devam ettirdikten sonra İstanbul’a giderek Abdurrahman Gürses,Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı ve Mahir İz gibi ünlü hocalardan dersler, hat san’atına ilgi duyarak ünlü Hattat Hamid Aytaç’tan icâzet (diploma) aldı.

Hüsn-ü hat ve kitap çalışmalarını birlikte sürdürdü. Yakalandığı tehlikeli bir hastalıktan, tedavi sonucu kurtulunca, 1965’de açılan sınavı kazanarak Osman Reis Camii İmâm-Hatibiolarak atandı. 23 yıl bu görevde bulunduktan sonra 1988 yılında “emekli oldu.

Yazı hayatına başladığı “Yeni Asya(1965–77), “İslâm (1965) gibi bir çok İslâmî gazete ve dergide fıkra, makâle, incelemeler yayımladı. “Surve “Altunoluk” mecmualarında şiir ve yazılarına devam etmektedir.

İslâm Dergisinin 1965’de açtığı bir şiir yarışmasında “birincilik ayrıca iki yarışmada “ikincilik ve “üçüncülük ödüllerini kazandı. Yayınlanmış kitapları yanında basılmamış dört “şiir kitâbıdaha vardır. Ayrıca “senaryo”çalışmalarında da bulunmuştur. Bunlardan iki tanesi, kaset olarak dinleyicilere sunulmuştur.

M. Necati Bursalı evli ve 3 çocuk babası idi. 29 Eylül 2009 günü İstanbul Yeniköy’deki evinde vefât etti. Yeniköy Cevahirler Câmii’nde öğlen namazını müteakip kılınan cenâze namazının ardından Yeniköy Mezarlığı’nda dualarla ve şâirin vasiyeyti üzerine 0eygamberimize yazdığı naatının okunması ile toprağa verildi.

60’ın üzerinde esere imza atmış bulunan M. N.  Bursalı’nın başlıca e s e r l e r i :

1-     Yûnus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri(1986)

2-     Anadolu Evliyâları (1988)

3-     Güldeste ve Kıssadan Hisseler (1990)

4-     Mukaddes Çile (1990)

5-     Hicret ve Devlet Yönetimi (1991)

6-     Gönül Erleri Evliyâlar (1992)

7-     Hz. Muhammed (1992)

8-     Onlar Nasıl Kuldu (1993)

9-     İstanbul ve Anadolu Evliyâları, II (1993)

10- Haz. Hasan ve Hüseyin (1994)

11- Hz. Nuh (1994)

12- Hz. İbrahim (1994)

13- Hz. Âdem (1994)

14- Seçme Dinî Hikâyeler (1999)

15- Gönül Pınarı (1999)

16- Yâsin, Tebâreke, Amme ve Özlü Duâlar(1995)

 (Risâle-Yazarlar Sözlüğü, İst. 1998, s. 147–148 ve “En Güzel Vaaz ve Öğütlerden)

 

                DEPREM ÇADIRINDA BİR YETİM ÇOCUK

                Yine soğuk, yine tipi                         Alnımdan öpüyorken yaz,

                Üşüyorum anneciğim.                     Döndü talih, çöktü ayaz

                Tıpkı yuvasız kuş gibi                     Yürekler nasıl sızlamaz?

                Üşüyorum anneciğim.                     Üşüyorum anneciğim.

 

                Ben çadırda bîkesim                        Gündüzler geceden kara

                Bir yere ulaşmaz sesim.                  Merhem kabul etmez yara

                Titrer durur her nefesim,               Afet vurdu bu diyara,

                Üşüyorum anneciğim.                     Üşüyorum anneciğim.

 

                Derdimi açayım kime                      Duaların, güleç yüzün

                Hakim muhtaçtır hekime               Ümidiydi bu öksüzün

                Veda yakındır Ekim’e                     Şimdi beni sardı hüzün

                Üşüyorum anneciğim.                     Üşüyorum anneciğim.

 

                YÂ RABBİ

            Beni zâlimlere dost, iblislere yâr etme,

            Kim dînime düşmandır, onu bahtiyar etme!..

            Keremin rüzgârı gönüle gözler açar,

            İmanımı taze tut, Rabbim ihtiyar etme!..

            Elim ermez bir şe, fazlına güvenirim,

            Yolumuzu kapama, aşılmaz duvar etme!..

            Ey Sultanlar Sultanı, ey can mülkünün Şâhı,

            Yüreklerde kinleri, hasetleri var etme!..

            Fitne fesat âlemde, bir gamlı değirmendir,

            Uyusun hep kahr ile, onu hiç bîdar etme!..

            Varlıklar içinde ben, değersiz dikenim,

            Lütfen, cemâlin göster, mahrum-u dîdar etme!..

            Keremin bahçelere güller hediye eder,

            Lâle sümbül boy versin, gülşenime hâr etme!..

            Günâhkârlar da Senin affına ümit bağlar,

            Bize rahmet buyur, sonumuzu nâr etme!..

            Yüreklerden pınarlar, nice sevgiler çağlat,

            Sen bu necip ümmeti Rabbim, tar-ü mar etme!..

            Güzel, hoş kokulu gül, cennetin fidanıdır,

            Gülden ayırma bizi, bülbül-ü zâr etme!..

            O ne yaman düşmandır, yollara kurar pusu,.

            Kahhar uğrat iblisi, kalbini gülzâr etme!..

            Rahmetin çiçekleri, şebnemi güldürür hep,

            Gönüllere nur indir, bir harap mezar etme!..

            Rahman, Rahim bir sensin, can kapının toprağı,

            Bizlere Celâlinle, ey Rabbim nazar etme!..


14.04.2012 17:45:07