OMÜ' yerleşkesinde bulunan KYK Münevver Ayaşlı Kız Öğrenci Yurdunda "Milli Mücadele'de Türk Kadınının Rolü" konulu konferans verildi.
Samsun Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven'in konuşmacı olarak katıldığı "Milli Mücadele'de Türk Kadınının Rolü" konulu konferans büyük iilgi gördü.
Ahmet Seven Kurtuluş Savaşında Türk Kadınının göstermiş olduğu eşsiz mücadeleyi örnekleriyle birlikte anlattı.
Seven Konuşmasında:
"Kadınlarımız Milli Mücadele yıllarında erini evladını cepheye gönderip ardından gösterdikleri destansı kahramanlıklarıyla dünyaya Türk Kadınının güç ve cesaretini duyurdular.
Kaynaklarda yer alanlar isimleri bilinmeyen binlerce kahraman kadınımızından sadece birkaçıdır. Onlar gösterdikleri asil mücadeleleriyle “Türk asker doğar ve asker ölür” sözünü bir kez daha tarihe yazdırdılar.
Elde edilen zaferde Türk kadınının kınalı elinin rolü büyüktür. Dernekler kurdular. Mermi yaptılar, kazak ördüler, omuzlarında cephane taşıdılar. Yara sardılar. Velhasılı savaşın her alanında yer aldılar. Savaş sona erdiğinde ne rütbe ne de makam istediler. Vatanın kurtuluşunu en büyük rutbe bildiler.
Ülkemizin düşmanlar tarafından dörtbir yandan karanlığa gömülmek istendiği günlerde bahtı kara maderinin yüzünü güldürmek için cephelerde eri ve evladıyla omuz omuza savaşan Türk Kadını unutulabilir mi?
Vatan sevgisiyle arkalarına bakmadan yollara düşen, huduttan hududa yol bulup cepheye koşanlar hiç unutulabilir mi?
Dağ taş aşıp, düşmanın üzerine şimşek gibi çakan, seller gibi coşarak koşanlar hiç unutulabilir mi?
İleri atılıp sellercesine, göğsünden vurulup tam ercesine, bir gül bahçesine girercesine şu kara toprağın bağrına girenler hiç unutulabilir mi?
Elbette unutulmaz.
Sen Ey Türk evladı onları unutma ve unutturma! Onlarla daima gurur duy. Her biriyle ne kadar övünsen haklısın. Yolunu yolun, derdini derdin, sevdasını sevdan bil" dedi.
Milli Mücadelenin her alanında yer aldılar
Barışın güvercini savaşın kartalı kahraman kadınlarımız savaşlarda üzerlerine düşen görevi yerine getirerek adeta destan yazmışlardır.
Kadınlar sadece cephe gerisinde değil, cephede de muharip olarak görev yapmışlardır.
Kocaları ve oğulları cephede savaşırken onlar da bilinçli bir şekilde çeşitli faaliyetleri ile Millî Mücadeleye aktif olarak katılmışlardır.
Her biri korkusuzca kanının son damlasına kadar düşmana karşı çarpışmıştır.
Savaşlardan zaferle çıkmamızda önemli rol oynamışlardır. Bugünkü Türkiye’nin temellerinin atılmasında çok büyük katkıları olmuştur.
Savaş yıllarında kocası oğlu cephelerde savaş verirken kadınlarımız bir kuru ekmeğe muhtaç hale gelmiş, öz yurdunda kıtlığa mahkûm olmuştur. Kısacası mal derdini unutmuş can derdine düşmüştür. Otlatmaya götüremedikleri hayvanları ahırlarda telef olmuş, kıyıda köşede buldukları mısır somaklarını öğütüp ekmek yaparak hayatlarını devam ettirmeye çalışmışlardır.
Evlerinde ışık yakamamış, bebelerine verecek sütü bulamamamışlardır. Bu durumda bile cephede savaşan askerlerimize yardımcı olmanın yollarını aramışlardır.
Ağlaşarak değil vuruşarak ölmek istiyoruz
Yaşadıkları karşısında ümitsizliğe düşmemişler, maksadımız düşman karşısında ağlaşarak ölmek değil, vuruşarak ve çarpışarak ölmektir diyerek hep birlikte yemin etmişlerdir.
Anadolu'nun şehir ve kasabalarında kucaklarında bebeleri olduğu halde bizi de askere alın diyerek askerlik şubelerinin önünde kuyruk oluşturdukları görülmüştür.
Kucaklarında çocukları olan kadınlara; “Sizin bebeniz var gidin bebelerinize bakın” diyen görevlilere; “Kucağımızdaki bebelerimizi sırtımıza alırız. Böylece ellerimiz boş kalır. Silahta tutarız, cephane de taşırız. Yeter ki bize görev verin…” diyerek cevap vermişlerdir.
Kendilerine görev verilen kadınlar kimi cephede savaşmak için yollara düşmüş, kimi köylerini savunmaya başlamış, kimi de hayvanlarının ve kağnılarının sırtında cephane taşımıştır.
Gözleri arkada kalmaktansa ileriye bakıp cephelerde kahramanca savaşmayı tercih etmişlerdir.
Her biri cephelere silah, cephane, malzeme, yiyecek ve giyecek taşımışlar, yaralı askerlerimizin yarasını sarmışlardır.
Kurtuluş Savaşında kadınların gösterdiği başarı M. Kemal Atatürk’ün tarihe geçen sözleriyle teyit edilmektedir.
“Dünyanın hiç bir yerinde hiç bir milletinde Anadolu köylü kadınının fevkinde kadın mesâisi zikretmek imkânı yoktur ve dünyada hiç bir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım. Milletimi halâsa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gördüm’ diyemez..."
Ahmet Seven daha sonra kitaplığa konulmak üzere Milli Mücadele ile ilgili yazdığı kitabı hediye etti.
24.05.2024 11:46:26