Keyif ve zevk için avlanmak hoş karşılanmamıştır

Telehhi, yani, keyf ve eğlence için, sadece spor olarak avlanmak, İslâm`da hoş karşılanmamıştır.

AVCILARIN DİKKATİNE 
Kişi, avcılığı maişetini te`min maksadı ile yapmalıdır. Vahşî hayvanları avlayarak maişetini te`min etmek, İslâm`da meşrû` olan kazanç yollarından biridir. Fakat diğer kazanç yolları bundan daha faziletlidir.
KEYF VE ZEVK İÇİN AVLANMA UYGUN DEĞİLDİR
Telehhi, yani, keyf ve eğlence için, sadece spor olarak avlanmak, İslâm`da hoş karşılanmamıştır. Çünkü bu niyetle yapılan avlanma, kalbe kasvet ve gaflet verir, hayvanlara karşı şefkat ve acıma duygularını azaltır.

Neseî ve İbn-i Hibbân`ın rivayet ettikleri bir hadiste şöyle buyurulmaktadır:

"Bir kuşu boşuna öldürenler için, kıyâmet gününde o kuş bağırarak: 'Ya Rabbi, falan faydalanmak niyeti olmadan beni boşuna öldürdü.' diye şikâyet edecektir..."

Neseî`nin rivayet ettiği bir diğer hadîste de şöyle denilmektedir:

"Bir kuş öldürüp de hakkını vermiyen kimse, kıyamet gününde ondan mes`ul olacaktır."

"Kuşun hakkı nedir ya Resûlâllah?" diye sordular. Buyurdu ki:

 "Onu boğazlayıp yemesi ve sadece başını kesip atmamasıdır."

Şu halde, yemek veya kendisinden faydalanmak niyeti olmadan, sırf zevk için avlanmak İslâm'da câiz görülmemiştir.

Avlanmak meşru bir iş ve mübah bir meşguliyettir. Cenab-ı Hak Kur'ân-ı Kerimde insanların deniz ve karada avlanabileceklerini bildirmiş, bu yolla da nimetlerinden istifade edebileceğimizi beyan etmiştir. 
Bu husustaki Mâide Sûresinin 96. âyetinin meâli şöyledir:
"Deniz avı ve yiyeceği istifadeniz için size helâl kılındı. Kara avı ise, ihramda bulunduğunuz müddetçe size haram kılınmıştır. Kıyamet Günü huzurunda toplanacağınız Allah'tan korkun ve yasaklarını çiğnemekten sakının."

Avlanma başlıca üç maksat için yapılır:
1. Etinden istifade etmek için.
2. Dişi, boynuzu ve derisinden istifade etmek için. 
3. Tehlike ve zararlarından kurtulmak için.

Bunlar birer ihtiyaçtır ve bir yerde de zarurettir. Bunun içindir ki, Cenab-ı Hak koyun, keçi ve benzeri evcil hayvanları kesmeyi helâl kıldığı gibi, av hayvanlarından istifade etmeyi de mübah ve meşru kılmıştır.

Sırf spor, eğlenme ve zevk için avlanmak dinen haram olmasa da bu işle meşgul olmak insanın canlılara olan merhamet ve şefkat duygularını törpüler, kalbe katılık ve gaflet verir.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bir hadis-i şerifte bu hususa şöyle işaret ederler:
"Çölde oturan kimse sert tabiatlı olur. Avcılıkla meşgul olan kimse gafil olur. Bir sebep ve ihtiyaç yokken sultana yaklaşan kimse de fitneye maruz kalır."

Bu arada "Yerdekilere merhametli ve müşfik davranın ki, göktekiler de size acısın" meâlindeki hadis-i şerifi de hatırdan uzak tutmamak gerekir.

Geyik ve ceylan gibi hayvanları avlamak, esas itibariyle caiz ve mübahtır. Ancak yukarıda hadis-i şeriflerde geçen hususlara ilave olarak, bir de meselenin bilinen şu ciheti vardır: Bu hayvanların nesli gittikçe azalmakta, bazı cinsleri de tamamen yok olmaya yüz tutmaktadır. 

Dünyada ekolojik denge denen bir hâdise var. Tabiatta yaratılan ne varsa hepsi birbiriyle alakadardır. Birinin eksikliğini, öbürü kapatmakta, telafi etmektedir. Bir canlı türünün ortadan kaybolması, neslinin tükenmesi bu dengeyi bozmaktadır. 

Bu dengenin muhafazasına yardımcı olmak içindir ki, kara ve deniz avcılığı hususunda devlet çapında tedbirler alınmakta, yasaklar konmaktadır. Ayrıca avlanmanın serbest olduğu aylar da tespit edilerek ilan edilmektedir.

Şayet çevrenizdeki geyik ve benzeri hayvanların avlanması devlet tarafından serbest edilmişse avlanmak mümkündür, yoksa o hayvanların neslinin azalmasına sebep olunur ki, bu da birtakım mahzurları beraberinde getirir. 

22.11.2014 21:23:06