Kavaklı Sinema İşletmecisi Antika Orhan'dan Anılar

1959-1977 yılları arasında Kavak'ta sinema işletmeciliği yapan Antika Orhan (Ülker) Samsun Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven'e anılarını anlattı.

 1959-1977 yılları arasında Kavak'ta sinema işletmeciliği yapan Antika Orhan (Ülker) (1934) Samsun Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven'e anılarını anlattı.

İlçede Antika Orhan olarak tanınan ve bundan büyük keyif alan eski sinema işletmecisi Orhan Ülker o yıllarda Kavak'ta hem kışlık hem de yazlık olarak iki adet sinema olduğunu bunların kapalı gişe oynadıklarını söyledi.


Antika Orhan anılarının kaleme alınmasını ve gelecek kuşakların kendisini unutmamasını istediğini de ifade ederek o yıllarda vatandaşlar film seyretmek için merkeplere, atlara daha sonra da traktörlerine binerek geldiklerini filmlerin oldukça rağbet gördüğünü anlattı.


O günlerde sinema seyircisinin film sahnelerine kendilerini kaptırarak seyrettiklerini bazı seyircilerin film esnasında kendilerinden geçtikleri film bittiği halde kendilerini alamadıklarını da anlatarak bunlar arasında yumruklarını sıkarak sahneye savurduklarını, bazılarının ön koltuklardan kaçarak arka koltuklara oturduklarını da anlattı.

Bu arada kadın matineleri de düzenlediklerini söyleyen Antika Orhan unutamadığım anıları da anlattı.


DRAKULA İSTANBUL'DA FİLMİ NASIL DURAKÖYLÜ İSTANBUL'DA OLDU?


Bir gün bize Drakula İstanbul'da isminde ecnebi filmi gelmişti. Gösterime girmeden önce ilancılarımız vasıtasıyla vatandaşlara duyuru yapıyorduk. O zaman ilancıların elinde bir boru vardı. Borular biraz daha yüksek ses çıkarıyordu. İlancımız elinde borusuyla filmin anonsunu yapmaya başlamıştı. Tabi ecnebi artislerin isimlerini söyleyemiyordu. Drakula İstanbul'da diyerek bağırmaya başladı. Birkaç sokak ötesine gidince ne diyeceğini unutmuş,anonsunu o andan itibaren Duraköylü İstanbulda diyerek yapmaya başlamıştı. Bizde bunun farkında olmadık. Neyse akşam oldu. Film gösterime girdi. Herkes pür dikkat seyretti. Film bitip salonun ışıkları yanınca bazı koltuklardan şikayetler almaya başladık. Bunlar Duraköylü seyircilermiş. İçlerinden birkaçı hani biz bu filmde hiç Duraköylü görmedik. Meğer 'Duraköylü İstanbulda'anonsunu duyan Duraköylüler Sinemaya gelmiş. Ben de siz film içerisinde Duraköylü görememişsiniz. Filmi tekrar geri sarıp gösteremem dikkatli baksaydınız dedim. Tabi bu arada ben sesli olarak gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Neyse ki adamlar çekip gitti de kurtulmuş olduk.


Not: Duraköy Kavak İlçesinin en yakın köylerinden birisi


THE END


Türk Filmlerinin sonunda film bittiğinde  ya "bitti" ya da "son" yazar. Gösterimini yaptığımız Türk Filminin sonu kopmuş yerine de filmin bittiğini belirten " Son" yerine Amerikan filmlerinden kopartarak "The End" yazısı eklemişler. Birgün yine Türk Filmi gösteriyoruz. Seyirci tıklım tıklım. Film "The End" yazısıyla bitti. Fakat bir tek seyirci yerinden kımıldamıyor. Salonun ışıkları yandığı halde öylece bekliyorlar. Baktım kimsenin çıkacağı yok. Film gösterdiğimiz odanın küçük penceresinden başımı çıkardım. Yüksek sesle arkadaşlar film bitti. "The End" İngilizce'de  son demek. bunu duyar duymaz seyirciler birbirleriyle anlaşmış gibi sessizce koltuklarından kalkıp salonu terk ettiler. Eğer öyle demeseydim hala filmin sonunu bekleyeceklerdi.


ANTİKA ORHAN İSMİ NEREDEN GELİYOR?


Benim ismimi Orhan. O yıllarda çevremde ismi Orhan olan başka kimse yok. Nerede Orhan diye çağrılsa kesinlikle ben bakıyorum. Fakat ilerleyen yıllarda Orhan ismi çoğalıyor. Arkadaşlarım beni onlardan ayırdetmek için ismimin başına bir sıfat getirerek antika diyorlar. O günden sonra ismim Antika Orhan kalıyor.  Bu isim de bir başkasında yok. Ben bundan memnunum. Çoğu soyadımı bile bilmez. Bu isim bana aittir. 


***

1977 yıllarında siyah beyaz televizyonların yaygınlaşmasıyla sinemacılığında tükendiğini vurgulayan Antika Orhan anlattı biz dinledik. O anlatırken hem 50 yıl evvelini yaşadık hemde bol bol güldük. Hey gidi günler hey. 


08.06.2016 00:14:54