Aslında "Her şey Mustafa Kemal Paşa'nın Samsuna Çıkması İle Başlamamış!" şeklinde bir başlıkla yazıya girecektim lâkin biraz fazla uzun geldiği için doğrudan konuya girmeyi tercih ettim.
Bu günlerde Samsunlu hemşehrilerimin, takip edebildiğim kadarıyla "Tek Adam" mı? "Çok Adam"mı tartışmalarının yanında bir de yerel gündemleri var: "ATAYOLU PROJESİ"
Bilen bildiği için bunun da ayrıntısına girmek istemedim. Bu tartışmalar esnasında aynı zamanda Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'dan Havza'ya yolculuğu esnasında takip ettiği güzergah tespit edilmeye çalışılıyor.
Samsun'da yerel basının duâyeni, üstadım sayın Osman Kara'nın yazısında bahsettiği bir isim dikkatimi çekti: POSTACI EKREM BEY. Üstadın yazısından anladığım kadarıyla Postacı Ekrem hakkındaki bilgiler oldukça yetersiz.
Pekâla bu şahsiyet hakkında benim bir katkım olabilir miydi?
Erinmedim, Osmanlı Arşiv kaynaklarına baktım.
Ama kendi açımdan söylüyorum. İyi ki bakmışım. Çünkü onun Samsun'da Milli Hareket açısından önemli bir İsim olduğunu farkettim.
Kavakta ve köyü olan Karlı Köyünde bir de anıtı var. 2013 yılında İlkadım Eski Belediye Başkanı Necattin Demirtaş tarafından yaptırılıp resmi olarak açılışı da yapılmış.
Onun hakkında Osmanlı arşivi'nde rastladığım ilk belge Samsun Amasya ve Tevâbii Metropolidi Permanos Efendi'nin 11 Mart 1919 tarihinde Dahiliye Nezaretine (İçişleri Bakanlığı) çekmiş olduğu bir telgraf .
Telgrafta özetle "İttihatçıların Samsun, Amasya, Havza ve Merzifon havalisinde İslam ahalisine silah dağıttığı, gayrimüslimleri tedhiş ile ahali arasında tefrika çıkarmağa var kuvvetle çalıştıkları, hele kavaktan öteden beri ittihatçıların çete reisi EKREM BEY adında sayısız cinayetleri ile bilinen bir şahsın etrafına topladığı silahlı eşkıyalarla bir çok Rumu katlettiği, köyleri yağmaladığı, mahalli hükumetin ise bunlara müsamaha gösterdiğinden bahsediliyor.
Permanos Efendi konu ile ilgili ikinci telgrafını ise İstanbul'a 20 Mart 1919 tarihinde gönderiyor.
Şöyle diyor Metropolit Efendi bu telgrafında da: "Aylardan beri hükûmet tarafından her yerde İslam köylerine alenen devletin silahları ve cephane dağıtılmaktaydı. Şu bir iki gün zarfında iki yüze yakın muvazzaf askerle bir takım şahıslar üç subayın idaresi altında makinalı silahlar ve cephaneler ile firar edip, dağlarda bir takım istihkâmlar ile sığınak ve tahkimatlar yapmaya başlamaları, İttihadçıların gizli ihtilal maksatlarının ön faaliyetleri olduğunu ispât etmiştir. Şu firârî subay ve askerlerin KAVAKLI EKREM BEY'İN çeteleriyle birleşmek üzere yola çıkması ,memleketin eşrâfı denilen bir çok şahıs ve memûrlar ve subaylar tarafından hazırlanan ve idâre edilen iş bu tertibât, hükümetin geçirmekte olduğu nazik zamanlarda pek vahim bir felâket doğuracaktır. Şu harekâtın tertipçileri bulunan şahıs, memur ve subayların adaletin pençesine teslîm edilmek üzere hemen derdestleriyle memleketi yuvarlamakda oldukları uçurumdan kurtarılması hususunu istirham ederim. Fermân"
Samsun Amasya ve Tevâbii Metropolidi Permanos Efendi'nin telgrafı İstanbul'a çektiği tarih ve bahsettiği bilgiler sizce de önemli değil mi ? Uzatmadan kendi görüşümü söyleyeyim: Mustafa Kemal Paşa aslında Samsun'a çıkmadan bu serüvenin alt yapısı hazırlanmaya başlanmış bile.
Samsun-Amasya ve Tevâbii Metropolidi Permanos efendi'nin iki telgrafı üzerine Dahiliye Nezareti'nin, Sadaret Makamına sunduğu Canik Mutasarrıflığı kaynaklı bir belge üzerinde durayım. 8 Nisan 1919 tarihli belge"Yüce Sadrazamlık Makamı'na" diye başlıyor ve şöyle devam ediyor:
"Samsun-Amasya ve Tevâbii Metropolidi Permanos Efendi tarafından çekilen telgrafın içeriği hakkında Canik mutasarrıflığından bilgi istenmişti.
Mutasarrıflık makamından (bu arada mutasarrıflık ne demek, bilmeyenler araştırsın) alınan cevâbî telgrafnamede İttihat ve Terakki'ye mensup hiçbir kimse tarafından Samsun Mutasarrıflığı dahîlinde İslam ahaliye silah dağıtılmadığı ve ittihatçılardan oralarda bu kudret ve kabiliyette bir adam bulunmadığı ve Posta mültezimi Ekrem'in (yine aynı şekilde mültezim ne demek onu da araştırabilirsiniz) Çanakçı Köyüne tecâvüzü hakkındaki Metropolid Vekili'nin işaretleri, adı geçen köye Nizâmiye taburu kumandanının kılavuz olarak Ekrem'i birlikte götürmüş olmasından dolayı uydurulmuş olduğu ve bilakis Samsun Havza Posta Müteahhidi olan Ekrem'in 22 Şubat 1919 tarihinde Kavak'a giderken Susuzhan mevkiinde Rum eşkıyasının taarruzuna uğrayarak arabacısı katl ve ailesi yaralanmış ve ancak civârdan yetişen devriyeler tarafından kurtarılmış olduğu ve Rumların Ekrem aleyhinde ki müracaatlarının Cihan harbi esnasında Rus torpidolarının himayesiyle bu havâlide eşkıyalık yapan bazı Rumlara karşı hareket eden takip taburlarına kılavuzluk etmiş olmasından kaynaklanan bir infial neticesi olduğu bildirilmiş olmakla ol babda emr u ferman."
Belge biraz sadeleştirilmiş haliyle bu şekilde. Ama başka belge ve kaynaklardan da Ekrem Bey hakkındaki bilgilerimi artırmam gerekir. Şimdilik onun hakkında net olarak bildiğim, bu üç belgenin içeriği. Bir de, Üstat Osman Kara'nın makalesinde bahsettiği Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'ya geçerken Kavak'ta verdiği Mola esnasındaki heyecanlı tavırları ile bir süre sonra Rumlar tarafından Niksar yolunda pusuya düşürülerek şehid edilmiş olması. Kendisine bu bilgi için teşekkür ederim. Bu arada söylemiş olayım; Samsun'da bulunduğum bir zaman,
Kavaklı dostlarımız Karlı köyünde tirit ikram ederlerse, hem bu Osmanlı Arşivi belgelerinin orijinal görüntülerini Köy yetkililerine takdim ederim, hem de birlikte merhuma, kabrinin başında fatiha okuruz. Ama ben şimdi de bir fatiha okudum.
(Mümin YILDIZTAŞ, 02.03.2017)
02.03.2017 17:51:16