Bengül Alkan genç bir öğretmen ve yazar. Aynı zamanda samsunhaber.com internet haber sitesinde Bengül Alkan ile sanat sarmalı programını da hazırlayıp sunarak bir sanat şehri olan Samsunun sanatçılarının duygularına ses oluyor. Kendisiyle sanat yaşamını, kapı isimli öykü kitabını, projelerini konuştuk. Keyifle okuyacağınızı umuyorum.
HAYATIN İÇİNDEN, BİZE AİT OLAN ŞEYLERDEN BAHSETMEYEN BİR EDEBİ ESER GELECEKTE UNUTULMAYA MAHKÛMDUR. YÜZYILLARDIR AYNI HEYECANLA OKUNAN YAZARLARA BAKIN, NEDEN ZAMANA YENİK DÜŞMEMİŞLER? İNSANA AİT OLAN VE HER ZAMAN HER YERDE GEÇERLİ OLACAK DUYGULARI ANLATMIŞLAR ESERLERİNDE.
Bengül Hanım öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Bengül ALKAN kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Merhaba, asıl ben teşekkür ederim röportaj teklifiniz için. Kendimden kısaca bahsetmem gerekirse; Samsunluyum, bu şehirde okudum. Edebiyat öğretmeniyim, yazar ve medyacıyım.
Kapı isimli ilk kitabınız yakın zamanda yayınlandı. Kısa öykülerden oluşan bir edebiyat öğretmeninin elinden çıkmış başarılı bir kitap var elimizde. Kapı hakkında neler söylersiniz? Bu kapı nerelere açılıyor?
Gerçek ya da tasarlanmış olayları ilgiyi çekecek bir biçimde anlatan, romandan kısa düz yazı türüdür öykü. Öyküler; kendi başına bir bütünsellik taşımalıdır. İçeriği, kurgusu, dili, anlatımıyla organik bir bağ içinde olan, yaşayan,yaşatılan. Estetik, imge, duygusallık, bireysellik. Zaman zaman bunalımları aksettiren, hissettiren ama bunalıma sokmayan. İleriye dönük gelecek kaygısı taşıyan, donanımlı olmalıdır. Taşıdığı kaygıyı dile getirip, düşünceye sevk etmelidir. Her sanatçı gibi benim de kendimi bağlayan, kendi özel yasalarım,yol haritam mevcuttur. Dünyayı, en azından yaşadığım toplumu sahiplenerek,dünyayı, insanları, olayları inceleyerek, gözlemleyerek tanımak, anlatmak ve gerçeğe yürümek isteği vazgeçilmezimdir. Kendi tasavvur ve gözlemlerim sonucu yazacaklarımın karşı taraftakilere geçeceği, kattığım; ruhsal enerji, metafor,ironilerle; düşünceye sevk etme isteğim daima ağır basacaktır. Böylelikle büyük bir iletişim kurarak okurla birbirimizi anlamayı, birlik olmayı ve en önemlisi ruhsal olarak doyuma ulaşmayı hedeflemişimdir.
Kapı sonrasında kaleminizden yeni eserler okuyacak mıyız, ne gibi kitap çalışmaları içerisindesiniz. Projeleriniz,hedefleriniz, amaçlarınız nelerdir?
Uzun zamandır titiz bir çalışmayla yürüttüğüm roman hazırlığım var. Okuyan her insanın kendi hayatından bir şeyler bulacağını düşünüyorum. Hayatın içinden, bize ait olan şeylerden bahsetmeyen bir edebi eser gelecekte unutulmaya mahkûmdur çünkü. Yüzyıllardır aynı heyecanla okunan yazarlara bakın, neden zamana yenik düşmemişler? İnsana ait olan ve her zaman her yerde geçerli olacak duyguları anlatmışlar eserlerinde. Hedeflerim arasında senaryo yazmak ve kamera önü işlerimin üzerine birçok şey katarak devam etmek var. Bunların yanı sıra öykücülüğün peşimi bırakacağını düşünmüyorum. Çünkü her ne kadar farklı alanlarla ilgilensem de öykücülüğün yeri ben de çok ayrı.
Bengül ALKAN neden yazmaya gerek duydunuz? Yazmaya nasıl başladınız? Sizi kimler teşvik etti, nelerden esinlenirsiniz, ne zamandan beri yazıyorsunuz?
Yazmak için birçok farklı sebep bulunabilir. Bu mayayı içinde bulunduran her kişi eninde sonunda kaleme ve kâğıda sığınacaktır. Çocukken okumayı ve hikâyeler dinlemeyi çok severdim. Lise yıllarımdan bu yana yazıyorum. İlerleyen yıllarla birlikte kalemim de gelişme gösterdi. Ve sonuç olarak ortaya kapı isimli öykü kitabım çıktı.
Bugüne kadar sizi etkileyen yazarlar,edebiyatçılar kimler oldu ve bu günlerde hangi yazarları beğeniyorsunuz,okuyorsunuz?
Öncelikli olarak klasikleri okuyarak başlamıştı okurluk serüvenim. Dostoyevski, Tolstoy,Çehov, Victor Hugo, Reşat Nuri, Halit Ziya, Halide Edip gibi... Çağdaş edebiyattan; Kafka, Virginia Woolf, Sait Faik, Yaşar Kemal, Leyla Erbil, Ferit Edgü gibi ilk aklıma gelen isimleri sıralayabilirim. Yeni dönem edebiyatçılarımız gerçekten çok başarılı, içlerinde kendilerini gösterenler de var kıyıda köşede keşfedilmeyi bekleyen de. Naçizane bir eleştiride bulunmam gerekirse çok okunan, popülerleşmiş edebiyat dergilerinde yayınlanan yazıların genelinde ruhu yok gibi geliyor bana. Heyecanı ya da tutkusu eksik. Hâlbuki birçok göz önüne gelememiş metin var hayal dünyasına hayran bırakan.
Yazmak için özel bir mekâna ortama veya birçok yazar gibi ilhama ihtiyaç duyuyor musunuz?
Yazarlıkta şöyle bir durum var. Yazmak için sessiz ve olabildiğince insanlardan uzak kalmak gerekirken yazmaya malzeme bulmak için ise insanlarla iç içe olmak gerekiyor. Soyutlanmak imkânsız. O yüzden ikisi arasındaki dengeyi iyi ayarlamak lazım. İlhamın gelmesini oturup beklersek asla gelmiyor. Bunu bütün yazarlar bilir. Eğer ki bir hikâye yazacaksam zaten o kafamın içinde şekillenmiştir geriye sadece somut bir hale dökmek kalmıştır şahsım adına.
Samsunhaber.com internet haber sitesinde Bengül Alkan ile sanat sarmalı programını hazırladınız ve sundunuz. Bu proje nasıl hayata geçti, ne gibi çalışmalar içerisinde oldunuz?
Aslında bir anda kendimi bu projenin içerisinde bulmuştum. Bana yüklenen sorumluluk zamanla bir tutkuya dönüştü ve ortaya güzel bir iş çıktı. 40 bölümden oluşan Samsunda sanat adına yapılan en güzel örneklerden biri olduğunu düşünüyorum. Samsunda oldukça yazar, şair, ressam, müzisyen var. Bir sanat şehrinde yaşıyoruz esasında. Konukları ağırlamak onlarla sanat konuşmak faydalı ve keyifliydi.
Son olarak, gençlere, kitapseverlere,dostlarınıza söylemek istedikleriniz nelerdir?
Gençlere şunu söylemek isterim ki; aklınızdan, kalbinizden geçen her ne varsa hiç zaman kaybetmeden o şeye ulaşmak için çaba göstermeye başlayın. Ülkemizde daha çok kitap okunursa daha çok film izlenir sanata değer verilirse bir şeylerin değişeceğine şahit olacağımıza inanıyorum.
Samsun Yazarlar Derneği Röportajlar Serisi
15.11.2021 11:38:00