Bu yıl Gazeteciler Bayramı öncesi Türkiyede ABDde bir vakıftan yardım alan medya kuruluşları ve STKlar deşifre edildi.
Bunlar genelde muhalif medya ve STKlar olarak biliniyor.
Başkalarının özellikle dış gözlerin beslediği ne medya ne de STK görevini yerine getiremez.
Bir Alman sözünde derki: Senin ekmeğini yersem senin şarkını söylerim.
Kimin ekmeği yeniyorsa onun şarkısı söyleniyordur.
Bu genelden yerele kadar böyle oldu.
Herkes kendi medyasını kurdu.
Para nereden ve kimden gelirse onun borazanını öttürüyor.
Bu arada habercilik namustur diyen gazeteci sayısı azaldı.
Üç kuruş karşılığında kalemini satanlar çoğaldı.
Bir gün evvel tu kaka diyerek haber yapanlar bir gün sonra aynı şeye gül bahçesi diyorlar.
Avantaj olsun yeter ki, şantaj montaj birbirinin ardısıra geliyor.
İddia adı altında iftiralar üretiliyor.
Medya tehdit unsuru haline geldi.
Kalem tetikçileri çoğaldı.
Bu alan böyle namussuzular yüzünden çamuru da geçip bataklığa dönüştü.
Bu arada şahsiyetli karakterli dürüst güvenilir gazeteciler mağdur oldu.
Mafya sıkarım ha derken, medya çakalları da yazarım ha diyor.
Birilerinin üç kuruşuyla beslenen gazeteci bozuntuları ortalıkta adamım diyerek dolaşabiliyorlar.
Son aylarda öyle açık verdiler ki
İşte böyle işportacılığa dönmüş medya aleminde bayram kutlanıyor.
Basın yayın ahlak ilkelerinin ayaklar altına düştüğü bir dünyada hangi gazetecilikten söz ediliyor.
Rüşvet, şantajı normal gören karaktersizlerin bayramı olmaz.
Şimdi şapkayı önüne koyup düşünme vakti.
Medyaya sızan sahtekârları çıkarcıları üçkâğıtçıları provokatörleri aranızdan çıkarmazsanız gün gelir siz aradan çıkıp gidersiniz.
Yeri geldikçe Basın ahlakı ve Fransa örneğini hatırlatıyorum.
.
İlhan Bardakçı 1982de yayınladığı Tarihten Bugüne isimli kitabına aldığı yazılarından birinde yazmıştı.
6 Nisan 1814 günü tahttan çekilen Napolyon, Elba adasına sürgüne gönderilir. Fransız basını onun gitmesiyle Oh be bir deliden kurtulduk diye yazar.
-Napolyon, sürgünde bulunduğu Elba adasından kaçar. Haberi alan Fransız basını; Azgın boğa iplerini kırmış diyerek yazar.
-Napolyon 20 Mart 1815'te Paris'e geri döner. Bu defa aynı basın bakın nasıl manşet atar; Çok şükür kahramanımıza kavuştuk
Mevkutelerin künye bölümünde şöyle bir yazı yer alır: Bu gazete basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir Basın ahlak ve ilkelerini ihlal ederek yayın yapan bazı basın kuruluşlarının bu ahlaka nereden sahip olduklarını anlıyor musunuz?
Peki o günlerdeki medyadan ne farkınız var?
Karakterli şahsiyetli işini adam gibi yapan güvenilir gazetecilerin bayramı kutlu olsun.
24.07.2021 15:13:00