Birleşmiş Milletler nüfus departmanın yaptığı nüfus projeksiyonlarına göre 100 yıl sonra dünyanın nüfusu ne olacağını bildiklerini belirten Yazar Prof. Dr. Mümtazer Türköne, "2050 yılında Avrupa'nın nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 23'ü Müslümanlardan meydana gelecek. Şuanda yüzde 5.5 - 6 civarında. 22. yüzyıl başladığı zaman yani 2100 yılında Avrupa'nın yarısının nüfusunun Müslüman olacağı hesaplanıyor. Bu spekülasyon veya kafadan atma bir tahmin değil, tamamen bilimsel tahmindir. Birçok milletin nesli tükeniyor. Rusların, Almanların, İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların nüfusları azalıyor. Şuanda hep eksideler. Bu eksi giderek devam edecek. Bir yandan nüfus azalıyor. Diğer taraftan insan ömrü uzuyor. 2000 yılından sonra doğan çocukların yaklaşık olarak yüzde 10'unun 22. yüzyılı göreceği tahmin ediliyor. Yani 100 yıldan fazla yaşayacaklar. Bir yandan nüfusları azalıyor, bir yandan da nüfusları yaşlı nüfusun ağırlıkları olduğu konuma geliyor. Başları çok ciddi anlamda beladadır. Bizim nüfus geleceğimizde çok parlak değil. Ekside de değiliz.
Türkiye'nin nüfusu gelecekte 100 milyon olmuyor. 98 milyona kadar çıkıyor, ondan sonra düşüyor. Bizim de gelecekle ilgili çok ciddi nüfus problemimiz var. Yahudilerin nüfusu bütün dünyada azalıyor. Dünyada en erken nüfus nesil tükenme problemini Yahudiler ve İsrailliler yaşayacak. İsrail'in nüfusun yüzde 16'sını Müslümanlar meydana getiriyor. Kendi halinde bıraktığınızda yaklaşık olarak 20 yıl sonra serbest seçimlerde Müslümanlar İsrail'de iktidara geliyorlar. Çünkü nüfusun çoğunluğu onların oluyor" diye konuştu.
Devlet eliyle dindar nesil yetişmeyeceğini iddia eden Türköne, "Çünkü devlet neye elini atarsa çürütür. Dindar nesil istiyorsanız devleti bu işten uzak tutacaksınız. Türkiye'de her şey yoluna giriyor ama eğitim bir türlü girmiyor. Çünkü devlet veriyor. Şimdi yeni anayasa yapılıyor. Yeni anayasa uzlaştırma komisyonu mecliste çalışıyor. Bütün siyasi partiler anayasanın 24. maddesiyle ilgili uzlaşmışlar. Anayasanın 24. maddesi 'Din ve vicdan hürriyeti' diye üst başlığı olan bir madde.
Orada şöyle bir ifade var, 'Din eğitimi ve öğretimi devletin denetimi ve kontrolü altında yapılır' diye yazar. Yeni anayasada uzlaşmışlar bunu kaldırmışlar. Artık din eğitimi ve öğretimi devletin kontrolü altında yapılmayacak demektir. Bu çok önemli bir gelişme ve doğru bir gelişme. Ben Türkiye'de devlet eksenli din tartışmaların çoğunu bu ülkede dine ve dindarlığa da ülkeye de zarar verdiğini düşünüyorum. Devlet bu işlerden elini eteğini çekerse bu toplum kendi dinini ve diyanetini bir akide bütünlüğü içinde sürdürecek sağduyuya ve aklıselime sahiptir. Devletin bu işlerden elini eteğini çekmesi gerekiyor. Ben imam hatiplerle ilgili hayretinde imam hatiplerin yeniden diriltilmesi için girişilen gayretinde çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü imam hatipler zamanında çok önemli misyon üstlendiler ve bunu yerine getirdiler. Artık bundan sonra yapılacağı devleti bu işlerden çekmek ve anayasada da uzlaşıldığı şekilde bu işi topluma bırakmaktır" şeklinde konuştu.
İl Müftülüğü Konferans salonunda düzenlenen konferansa İlkadım Kaymakamı Ahmet Narinoğlu, İlkadım Belediye Başkan Yardımcısı Ahmet Seven, İl Genel Meclisi Başkanı Mustafa Karakurt, Samsun Aydınlar Ocağı Başkanı Doç.Dr. Metin Yılmaz, yönetim kurulu üyeleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
19.12.2012 00:36:52