Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Edrdoğan, Abdi İpekçi Spor Salonu'nda 4.TÜGVA Gençlik Buluşması programında konuştu. Erdoğan, "Orada F-16'ların karşısında, tankların karşısında yılmayan gençler vardı. Helikopterlerden atılan mermiler karşısında yılmayan gençler vardı. Ama Kılıçdaroğlu sen neredeydin? Atatürk Havalimanı'nda kaçıyordun. Halbuki biz seninle havalimanında buluşabilirdik. Neymiş Bakırköy'e gitmiş." dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
BİR GONCA GÜL GİBİ TOPRAĞA DÜŞEN ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE YADEDİYORUM
Sizlerin şahsında Gazze, Halep, Bosna, Rumeli, Kudüs'ün, Afrika'nın gençlerini gönülden selamlıyorum. Onuruyla, vakarıyla, helel rızk mücadalesi veren genç gurbetçilerimize selamlarımı yolluyorum. Hollanda'da demokrasiden asla taviz vermeyen gençlerimizi alnından öpüyorum. Tendürek, Kutu, Amanos'u PKK'lı teröristlere mezar eden, El Bab, Cerablus'ta DEAŞ'a karşı destan yazan Mehmetçiklerimizi yürekten selamlıyorum. Bu ülkenin güvenliği için gözünü kırpmadan canlarını ortaya koyan polis, asker ve korucularımıza bu salondan hep birlikte dualarımızı, teşekkürlerimizi iletiyorum. Bu vesile ile yüzyıllardır bu toprakları bize vatan kılmak için bir gonca gül gibi toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle yadediyorum.
TÜGVA 81 VİLAYET VE 150 İLÇEMİZDE ÖRGÜTLENMİŞTİR
Bugün burada bizleri biraraya getiren Türkiye Gençlik Vakfı'na, sayın Başkan ve ekibine huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Türkiye'nin farklı yerlerinden programa katılan siz TÜGVA'lılara hoşgeldiniz diyorum. Kurulduğu günden beri sizlerin yaptığı faaliyetleri çok yakından takip ediyorum. TÜGVA maşallah adeta kendisiyle yarışıyor. 81 vilayet ve 150 ilçemizde tesis ettiği temsilci ve yurtlarında örgütleniyor. İnşallah yıl sonuna girmeden yeni açılıcak genel merkeziyle birlikte çok daha etkin ve agresif çalışmalar içerisinde olacağına inanıyorum. Dünya üzerinde iyiye, güzele dair ne varsa savunan, daima aklın yanında olan bir neslin ülkemize ve hatta tüm dünyaya kazandırılması için çaba gösteriyoruz.
AKLINI FETÖCÜLER GİBİ KİRAYA VERMİŞ GENÇLİK İSTEMİYORUZ
Bizim arzumuz bu ülke gençliğin elinde molotofla, silahla değil kalemle, bilgisayarla yetişen bir genç olmalıdır. İnsana ölümü, öldürmeyi şiddeti kutsayan ideolojilere prim vermeyen bir gençlik yetişmesini istiyoruz. Hangi fikri savunursa savunsun, okumalı, araştırmalı, sorgulamalı, zihnini birilerine asla kiraya vermemeli. Pensilvanya'ya kiraya verenler gibi olmamalı. Adam profesör ama maalesef kiracı. Ondan bir şey olmaz. Onlarla ilgili Peyami Safa'nın çok güzel bir tespiti var ama bu toplulukta o ifadeyi kullanmak istemem. Vakıf çeşmesi gibi olacak bir gençlik istiyoruz. Karşımdaki gençliği ben böyle görüyorum. FETÖ'cüler gibi diploma avcılığı yapan değil, ilim ve hikmet peşinde koşan hepsinden önemlisi ahlakı hayatına miğfer kılan bir nesil hayal ediyorum
TÜGVA'YI HER ALANDA DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ
Vakfımızın her bir çatısı aynı zamanda istikbalimizin teminatı olan temsilcileri aynı zamanda ikinci bir üniversite gibi faaliyet göstermelidir. Hz. Peygamberimiz, faydası olmayan ilimden, huşu duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım Allah'ım demiştir. Resullullah ümmetine de bu şekirde yakaşırta bulunmalarını emretmiştir. Şu anda salonumuzda bulunan ve gözlerinin ışıltısı yüreğimi ısıtan her bir kardeşimizin bu inançla, bu şuurla hareket ettiğimi biliyorum. ortak ideallerimiz doğrultusunda attığınız adımları takdirle karşılıyor, ülkem ve milletim adına sizlerin başarılarından gurur duyuyorum. Sizler çalışmaya devam ettikçe bizler de TÜGVA'yı her alanda desteklemeyi sürdüreceğiz.
BUNLAR BÖLGEMİZİN PARÇALANMASINA TAŞERONLUK YAPIYORLAR
7'inci yılına giren Suriye'deki rejim yaklaşık 1 milyon kardeşimizin hayatına maloldu. Halep gibi binlerce yıldır medeniyetlere beşiklik etmiş şehirler yıkıldı, enkaza döndü. Irak'ta, Suriye'de kardeş kardeşi katlediyor. Dünyanın en köklü kütüphanelerine, tarihe yön vermiş medreselerine ev sahipliği yapmış İslam beldeleri harap oluyor. Avrupa'da karşılarına çıkan insanlık dışı muameleler hepimizin yüreğini sızlatıyor. Kimi Avrupa ülkelerinin nasıl vicdanlarını iptal ettiklerini hep birlikte görüyoruz. Avrupa'nın ulvi değerleri diye parlatılan kavramların bizzat ayaklar altına alındığına şahit oluyoruz. Bu süreçte öne çıkan DEAŞ, YPG gibi terör örgütlerinin FETÖ gibi ihanet çetelerinin en büyük zararı Müslümanlara verdiğini görüyorum. Katil sürüleri, İslam ve insanlık dışı eylemleriyle bölgemizin parçalanmasına taşeronluk yapıyorlar.
UNUTMAYIN GECENİN EN KARANLIK ANI ŞAFAĞIN SÖKME ANIDIR
Eskiden Lawrence vardı bugün de modern hoca kılıklı, cübbeli modern Lawrencelerler aynı şeyi yapıyor. Oyuncular farklı olsa da kurgulanan oyun aynıdır. Bu acılar karşısında sergilenen çifte standartın sizleri kimi zaman ümitsizliğe sevkettiğini biliyorum. Unutmayın bizler müslümanız. Allah'ın rahmetinden ümidimizi kesmeyeceğiz. Bizler malikiyevmiddin olan; din gününün sahibine, yerlerin ve göklerin rabbine inanan insanlarız. Bizler zulüm olan yapınan binanın hiçbir zaman payidar olmadığına inanan bir inancın mensuplarıyız. Unutmayın her imtihan bir imkandır. Gecenin en karanlık olduğu an şafağın sökme anıdır.
CUMHURİYET, SELÇUKLU VE OSMANLI'NIN BİR DEVAMIDIR
Bizim atamız Sultan Alparslan'dır. Osman Gazi, Orhan Gazi, Yavuz, Fatih'tir. Bizim atalarımız Osmanlıdır, Selçukludur. Cumhuriyet bizim için yeni bir dönem değildir. Cumhuriyet Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet bir devamdır. Birilerinin hasta adam olarak görüp geldikleri Çanakkale'yi yedi düvele mezar etmiş bir neslin çocuklarısınız. Bu savaş ana kuzusu 15'lilerin savaşıydı. Ey Kılıçdaroğlu sen o 15'lileri gördün mü? Gazi Mustafa Kemal'in partisinin başıyım diyorsun. Ne diyor Gazi Mustafa Kemal, gençler Cumhuriyet'i sizlere emanet ediyorum diyor. Çanakkale ayağında çarığı olmayan, doğru düzgün üniforması olmayan, silahında mermisi olmayan genç mehmetçiklerin savaşıydı.
KILIÇDAROĞLU BİZ SENİNLE O GÜN HAVALİMANINDA BULUŞABİLİRDİK
Bazı gafiller ülkemize baktıkça yeni Sevr'lerin hayalini kurabilir. Ama ben bu muhterislere 15 Temmuz gecesi yazılan kahramanlık destanını hatırlatmak istiyorum. Orada F-16'ların karşısında, tankların karşısında yılmayan gençler vardı. Helikopterlerden atılan mermiler karşısında yılmayan gençler vardı. Ama Kılıçdaroğlu sen neredeydin? Atatürk Havalimanı'nda kaçıyordun. Halbuki biz seninle havalimanında buluşabilirdik. Neymiş Bakırköy'e gitmiş.
AMA BİLİYORUZ Kİ BİZDE DAHA NİCE 249 GÜNEŞLER VAR
Hepiniz bir hilal uğruna yola çıkmış güneşlersiniz. Sizi öyle görüyorum. 15 Temmuz gecesi bir hilal uğruna 249 güneşimizin batışına şahitlik ettik. Ama biliyoruz ki bizde daha nice 249 güneşler var. Milletimiz o gece tankların altında ezildi, bombaların altında parçalandı ama namusunu çiğnetmedi. Şimdi ben Safiye kardeşimizi unutabilir miyim? Safiye kardeşimizin elinde silahıyla duran alçağın üzerine gidişini unutabilir miyim? Yılmadı üzerine gitti. Ve onlar ona elleriyle çeşitli hareketler yaptılar ama yılmadı. Çünkü Nene Hatun'un torunları farklıdır. Genci yaşlısı, kadını erkeğiyle tüm vatandaşlarımız FETÖ'cü hainler eliyle gerçekleştirmek istenen işgal girişimini işte bu şekilde püskürttü.
BENİM ŞAKAĞIMA SİLAH DAYAYANLAR BURADAKİLERLE İŞBİRLİĞİ YAPTI
Böyle bir milletin mensubu olmaktan hep birlikte iftihar etmeliyiz. Ben ediyorum. Ülkemizin demokraside, ekonomide, yatırımlarda bugünkü seviyesine gelmesi elbette kolay olmadı. Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesine taşımak için çetin mücadeleler verdik. Bugün ekonomi, sanayi, istihdamda müreffeh bir ülke var. Bizim kızlarımızı üniversitelerin önünde boynu bükük bekletmediler mi? Bugün hayır diyenler dün ikna odalarını kuranlardı. Ben de o kızlardan bir tanesinin babasıyım. Ama onların öyle bir derdi yok, ama bizim öyle bir sorunumuz var. Biz damdan düştük. Biz inanç özgürlüğü nedir biliriz, düşünce özgürlüğü nedir biliriz, hak ve özgürlükler biliriz. Ama bunların kitabında böyle bir şey yok. Şu anda İsviçre'de benim posterimde şakağıma silah dayayanlar kimse, onlarla beraber yürüyen kimse, şu an bunlar burada da işbirliği yaptılar.
BUNLAR SAMİMİ DEĞİL BUNLAR CAHİLİYE DÖNEMİNİ YAŞIYOR
Kandil, İmralı, Pensilvanya hayır diyor. Artık daha sormaya gerek var mı? Onlar hayır dediğine göre biz doğru yoldayız. Benim bakanım Avrupa'ya gidecek uçuş izni vermiyor. Hanım bakanım Hollanda'ya giriyor, arabaya hücum ediyorlar. Hani bunlarda kadın hakları vardı. Hani bunlarda kadın haklarıyla ilgili olarak saygı vardı. Bunlar dürüst değil, bunlar samimi değil. Bunlar cahiliyye dönemini yaşıyorlar. Hani o kız çocuklarını diri diri toprağa gömenler vardı ya, bunlar onların devamıdır. Hiç farkı yok. Genç kızlarımız artık üniversite kapılarında boynu bükük beklemiyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra istedikleri devlet kurumunda başörtülü, başı açık hepsi görev alabiliyor. Artık üst yargıda bile başörtülü hanım kardeşlerimiz var mı, var. Daha da olacak. Hak yerini buluyor.
ERDOĞAN'DAN GENÇLERE MEVLANA ÖĞÜTLERİ
Her daim kulağınıza küpe olsun istiyorum. Burayı iyi dinleyin;
Paranı ver, canını ver, ama sırrını verme!
Günlerini say, kazancını say, büyüklerini say ama yerinde sayma!
İşini beğen, aşığını beğen, eşini beğen ama kendini beğenme!
Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama sakın boşverme!
Fidan büyüt, çocuk eğit, yoksul besle ama kin besleme!
Dağlık et, hayret et, lütfet et, affet ama ihanet etme!
Kitap oku, meslek oku, dünyayı oku ama lanet okuma!
Sınıfını geç, hayatını seç, rakibini geç ama gülüp geçme!
Gönül al, dost al, yoldaş al ama beddua alma!
Yaklaş, tanış, konuş, uzaklaş ama uşaklaşma!
Doğru ol, sayrıl, evril, devril ama eğrilme!
Hislen, tasalan, seslen, uslan ama paslanma!
İtil, ütül, atıl, katıl ama satılma!
Bu altın öğütleri asla unutmayın!
27.03.2017 15:57:09