Peki öyleyse bu hususta sizin fikriniz nedir ne yapılmalıdır? der.
Halk:
Kumandanlarımız, büyüklerimiz neyi emredelerse onu...
Kavak halkının verdiği cevap Paşanın günlerce arayıp beklediği cevaptır.
Kendisine güven veren bu cevap karşısında Paşa:
-Eğer der, Ben memleketimizi çiğneyen düşman kuvvetlerini memleketten sürüp atmak, memleketi hakiki istiklaline kavuşturmak için bir hareketin başına geçecek olursam bu iş de beni destekler misiniz?
Orada bulunan Canbolat oğlu Ekrem Bey oturduğu yerden ayağa kalkar, Mustafa Kemal Paşa'ya asker selamı verir ve ardından:
- Paşam şu andan itibaren iki yüz adamımla emrinizdeyim cevabını verir.
Peşinden Akaloğlu Yusuf Bey söz alır ve tok bir sesle;
- Paşam sen önümüze geç yeter ki dedelerimizden kalma silahlarla en önde yerimizi alırız.
O esnada bir hareketlilik yaşanır. İşte o an Mustafa Kemal Paşa için Kurtuluş Savaşının ilk kıvılcımlarının ateşlendiği andır. Kavak halkının onurlu dik ve kararlı tavrından duygulanan Mustafa Kemal Paşa daha gür bir sesle:
- Haydi Allahaısmarladık. Ben şimdi Havza'ya gidiyorum. Sizler vakit kaybetmeden bir Müdafa-i Hukuk Cemiyeti kurun. Bana da bilgi verin. Bundan böyle Vatanın kurtuluşu için birleşmek şart olmuştur der.
Daha sonra orada bulunanların ellerini tek tek sıkarak vedalaşıp ayrılır.
Hasan İzzettin Dinamo (Kurtuluş Savaşını yazan tarihçi) Kavak halkı için şunları söylemektedir:
"Mustafa Kemal, Kendisini bu kısa süre içerisinde ağırlayan Kavak halkını tarlasıyla boğuşan köylülerden daha farklı buldu. İşte bu bir ihtilalcinin aradığı ortamın ta kendisiydi"
Yine bir tarihçi olan Selahattin Tansel'de; Mustafa Kemal'in önderlik işine Havza'ya giderken yol üstünde bulunan Kavak kasabasından geçtiği sırada başladığını dile getirmektedir.
İşte Mustafa Kemal Paşa'da, halk böyle bir duruşa sahip oldukça Kurtuluş Savaşına da gidilir, Cumhuriyete de... fikir ve inancının doğduğu yer ve ilçe Kavaktır.
..................
Velhasılı bütün bunlardan sonra rahatlıkla;
Osmanlı Devleti Söğüt'te kurulmuş, Türkiye Cumhuriyeti fikri'de Kavakta doğmuştur.
Diyebiliriz.
Ahmet SEVEN