Bu nasıl kafa?

Çakallar istiyor diye kurtlar yollarından vazgeçmezler

 

Ağır cümleler kurmaya gerek yok.

Basit ifadelerle anlatmaya çalışacağım.

Batı emperyalizmi bir ülkeyi kendine rakip görüp gücünü hissetmeye çalıştığında o ülkeyi basitleştirmeye çalışır.

Görmezden gelir veya daha açık ifadeyle küçük görür.

İnsanların ahlakını, karakterini ve kendilerine olan güvenini yıpratmaya çalışır.

Beyin takımlarını uyuşturma politikası güderler.

Sömürgelerine bir bakın.

Hepsi birbirine benzer.

Halkı robotlaştırırlar. 

Akıl tutukluğu yaşatırlar.

Bu Türkiye için de böyledir. 

..........................................

Kısa yazacağım.

Çakallar istiyor diye kurtlar yollarından vazgeçmezler.

Yıllardır özgüveni elinden alınıp biz anlamayız, yapamayız, bizden bir şey olmaz, burası Türkiye... gibi küçültücü ezik düşürücü ifadeleri yaygınlaştırdılar.

Bugün Türkiye de ne yaparsanız yapın bunları görmezden gelen yığınla bakar körürettiler.

Halbuki insan üretilmez biliyorum.

Ancak onlar insana insan gözüyle bakmadıkları için ürettiler diyorum.

Onların gözünde insan hammaddeden ibarettir.

Nasıl işlerseniz öyle şekil alır.

Bu yüzden ürettiler dedim.

Fabrikasyon insanlaranlayacağınız..

.................................

Bazı kendini bilmezler Türkiye kendi uçağını yaptığı halde ona sinek kadar kıymet vermediler.

Hatta savaş uçakları karşısında bırakn değer bilmeyi balona iğne ile yaklaşan meczup görevini üstlendiler.

Türkiye kendi arabasını yaptı. Alay ettiler.

Tankını tüfeğini yaptı aval aval baktılar.

Neden? Nedeni gayet açık; Eziklikleri yüzünden kendilerini basit görüyorlar.

Türkiye bunlarla da yetinmedi yaptıklarını ihraç etti.

Dış dünyayı endişelendirdi.

Peki içimizdekilere ne oluyor da beğenmezden geliyorlar?

Sebebi sizce de açık değil mi?

Sömürge kafası böyle istiyor da ondan.

Yıllarca modern ülkelerin yollarını, sağlık sistemini hastaneleri vs konuştuk durduk.

Şimdi bunları biz gerçekleştirince çadır kurmuş kadar kıymet vermediler.

Ellerin çadırını göklere çıkartanlar kendi devasa tesislerine uzak kaldılar.

Bu kafaya aymaz deyin, ahmak deyin, kör deyin...artık ne derseniz...

Üstelik bunu memleket sevgisi taşıdıklarını söyleyerek yaptılar, yapıyorlar da.

Biz de inandık öyle mi?

Düşman kendi ürettiği kurşunu, silahı savaşta kendine sıktırır mı hiç?

Kendi yaptığı savaş uçağını kendi sahasında uçurtur mu?

.................

Unutmayın! Kendi çulunuz başkasının atlas kumaşından iyidir. Kendi deliniz elin akıllısından yeğdir. Kendi dikeniniz elin gülünden iyidir. 

Peki bunu kime anlatacaksınız?

Beyni uyuşturulmamış, aklı tutulmamışlara...

..........................

Elin kibritini övüp kendi füzesini görmezden gelip üstelik dövenlere söylenecek bir sözü bulmak bile zor.

Elin kaşığıyla çorba içmeye kalkışanlar kendi ağızlarını bulamazlar.

Öyle de oluyor.

Kendinize gelin.

"Bağdat harap olduktan sonra" kenidne gelmiş olmanın bir kıymeti yoktur.

Mehmet Akif'in;

"Ey yolcu uyan, yoksa çıkarsın ki sabaha,

Bir kupkuru çöl var ne ışık var ne de vaha"

Beyti ile sonlandıralım yazımızı.

Sonu hayrola...

 

AHMET SEVEN-SAMSUN BÜLTEN

 

 

 

 

 

 


26.03.2023 11:29:59