BU NASIL GAFLETTİR
AHMET SEVEN YAZDI
Tam karşımda bir Anadolu lisesi.
Baktıkça bakasım geliyor.
İsmini merak etmişsinizdir.
"Abdurrahim Karakoç Anadolu Lisesi"
Birkaç dakika sonra okuldan çıkan kızlı erkekli öğrenciler geliyor.
Otobüs beklemeye başlıyorlar.
Yanlarına yaklaşıyorum.
Beklemeden ortaya konuşuyorum.
Siz Abdurrahim Karakoç Anadolu Lisesinde mi okuyorsunuz.
Bana bakarak evet abi diyorlar.
Ben güya laf alabilmek için laf olsun diye beylik bir soru sorma ihtiyacı duyuyorum.
Okulunuzun ismini taşıyan Abdurrahim Karakoç kim diye soruyorum.
Cevap yok.
Yemin ediyorum yok.
Mübalağasız konuşuyorum.
Cevap yok...
En az 10 öğrencinin bulunduğu bekleme durağında bir kişi de kalkıp "şair" demiyor..
Sormaz olaydım diyerek mahcup oluyorum.
Usulca dudaklarımdan nasıl olur cümlesi çıkıyor.
Bunu yalnız ben duyduğumu zannederken yakınımda bulunan bir öğrenci söze giriyor.
Abi hocalarımız anlattı da biz mi bilmiyoruz? diyor.
İkinci defa vuruluyorum.
Peki diyorum bu konuda okulunuzda konferans panel hiç bir faaliyet olmadı mı?
Olsaydı herhalde sorunuza cevap verirdik diyorlar.
Neyse biraz sohbet edebiliyoruz.
Bu arada otobüs geliyor bir kısmı binip gidiyor.
Ben mi ne yapıyorum?
Kahroluyorum.
Sınavda sıfır çeken öğrenci gibi mahcup ayrılıyorum.
Bu örnek yalnız bununla bitmiyor.
Okullara verilen isim tabelalarda kalıyor.
Bunu bizzat yaşayıp görenlerden birisiyim.
Samsun OMÜ'de Yaşar Doğu Spor Bilimleri Fakültesi var.
Burada da yaşadım bunu ben.
Öğrencilerin Yaşar Doğu hakkında "Şampiyon sporcu" sözünden öte bir şey bilmediklerine şahidim.
Neyse ki 20-30 kere gide gele iki ayrı zamanda panel vermeyi başardık ta tanıma hususunda bir şeyler yapmaya çalıştık.
Bu ve benzeri isimleri taşıyan okullarda her ne hikmetse o isimler hakkında bilgi verme gayreti yoktur.
Bunun örnekleri saymakla bitmez.
Bu nasıl duyarsızlık, ilgisizlik, bu nasıl atalet, bu nasıl gaflettir anlamadım gitti.
Okulun girişindeki merdivenin kaç basamağı var sorusuna bile cevap arayanlar okullarının isimlerini taşıyan o zatlar hakkında bilgi sahibi olmamaları duyarsız kalmaları birçok insan gibi beni de üzüyor.
Büyük insanların gölgesinde sarmaşık gibi kalmaya gerek yok.
Kaldı ki sarmaşık bile sarıldığı ağacın cinsi hakkında bilgi sahibidir.
Öyle olmasaydı hiç sarmaşık büyüme imkanı bulabilir miydi?
Her geçen gün eğitimde küçüldüğümüzün sararıp solduğumuzun bir sebebi de bu değil mi?
15.09.2021 21:25:00