Hayata sıfırdan tutunanları izliyorum.
Hayatlarını dinleyip okumaktan büyük keyif alıyorum.
Sen yapamazsın denileni yapmanın keyfini yaşıyorlar.
Sağır kurbağa rolünü oynayarak geldikleri yerde etraflarına tebessüm dağıtıyorlar.
Kabul etmeli ki;
Her şey mürekkep yalamakla olmuyor.
Diplomaları olmadığı halde yanlarında onlarca diplomalı çalıştıranları takdir ediyorum.
Bir zamanlar kendilerine alaylı diyerek yukarıdan bakan akademik! Şahsiyetlere iyi ders veriyorlar.
Gönül her ikisinin de yan yana olmasını arzu eder.
Bizim toplumda başarıya giden yolun tenkitten geçtiğine inanılıyor.
Görerek davranırsanız sırası gelince aynı çizgiyi takip edersiniz.
Kendilerini akademisyen olarak tanımlayanlar avam tabir ettikleri halka ne yaparlarsa yapsınlar bilgisiz gözüyle bakma acziyetinden kopamıyorlar.
Her yerde onlar söz alacak.
Onlara danışılacak
Sonrası ne oluyor?
İlkokul yüzü görmemiş veya ilkokulu zorla bitirip fabrikatör olanların önünde eziliyorlar.
Bu da onların bir imtihanı.
Ülkemizde onlarca üniversite var.
Öğrencilerine üretmeyi, yeni eserlere imza atmayı öğretmeden koltuklarını altına bir diploma sıkıştırarak mezun etmeyi başarı sayanların kazandıracakları bir şeyleri yoktur.
Gidin bakın koca sanayilere
Dev fabrikaların başında kimler olduğunu bir öğrenin.
Ya da onları evlatlarına teslim eden o dev isimleri bir görün.
Hangi üniversitelerden! Mezun olup hangi hocalardan! Ders aldıklarına bakın.
Atılımcı girişimci hedef sahibi insanlar diplomalı olsa.
Diplomalılarda atılımcı girişimci hedef sahibi olsa
Keşke
Ve birbirlerine tepeden bakmamayı öğrenseler.
Birbirlerini küçük görme hastalığı birçok kesimde var.
Birbirlerini küçük görme hastalığı özellikle zayıf korkak insanların ruhunda beslenip büyüyüp yaşama imkânı buluyor.
04.03.2021 17:28:00