Basın dünyası kendisini sorgulamalıdır
AHMET SEVEN
Basın dünyası kendisini sorgulamalıdır
Yıllardır özgür basın, basına özgürlük gibi cümleleri duyarak büyüdük.
50 yıl evvel de bu slogan aynıydı 50 yıl sonra da...
Değişen bir şey yok.
Adam üflüyor ses kavaldan geliyor.
Üfleyenlere dikkat!
Halbuki Türkiye'deki basın özgürlüğünü başka ülkelerle kıyas etmek mümkün değildir.
Böyle olmasına rağmen...
Sanki Türkiye'den başka hiç bir yeri bilmiyormuş gibi Amerika'da Avrupa'da basına bu kadar baskı yok diyerek avazı çıktığı kadar bağırıyorlar.
Bunu yapmalarındaki sebebi Türk basınının Avrupa ve Amerika güdümünde olduğu için şikayetinde onlara yapıldığı kanaatine varıyorum.
Yoksa insan ülkesini bir başkasıyla kıyaslar, şikayet eder mi?
Kendi anne-babasını komşuya şikayet eden hayırsız evlat gibi.
.......................
Hedef saptırmaya gerek yok.
Dikkat ederseniz Türkiye'de parası olanlar basına hakim oluyor. Televizyon kuruyor, gazete yayınlıyor. Menfaatleri doğrultusunda kendi değirmenine su taşıtıyor. Siyasi görüş, parti vs. aynı şeyi yapıyor. Taraflı yayın yaptırıyor. Bunların menfaatlerine dokununca basına baskı var, basına özgürlük istiyoruz diyorlar. Her dönem bu böyle olmuş ve olmaktadır. Şimdi bunlar özgürlüğü kime istiyorlar? Anlaşılmayacak bir yanı var mı bunun?
Gazete Tv .vs. patronu ihale alamıyor kendi yayın kuruluşunda akla gelmeyecek manşetler attırıyor...
Ne alaka demeyin. Adam ihale alamadım mı diyecekti?
Bu gözü dönmüşlerin siyaset ve ticaret sahasında yıpratıp yok ettikleri vatan evlatlarının haddi hesabı yoktur.
Kime, kimlere yaptırıyorlar bunları?
Bunu yapanlar da basın mensubuyum diyerek fink atıyor.
Bunlar basına tanınan hakları kendilerine çevirip yararlanmak istiyorlar.
Devletin aleyhine yazacaksın, ülkeni küçük düşüreceksin, toplumu rencide edeceksin, duygularıyla inançlarıyla alay edeceksin...Biri çıkıp ne yapıyorsun diye sorunca Ben basınım özgürüm diyeceksin öyle mi?
Görecek gözü olan herkes görüyor ki...Gırtlağına kadar siyasi görüşün içerisine girmiş, hatta üyesi olmuş, yüzlerce gazeteci var. Şimdi siz bunlara tarafsız yaz, tarafsız konuş diyebilir misiniz?
Paranın kuklası olmuş, basını pazarlama firması gözüyle gören piyonlara ne diyeceksiniz?
Yazarım ha...Alamazsa yazar, haber yapar, patlatır!mış...sanki mısır patlatıyor...şantaj-tehdit anlayacağınız. Şimdi bunlarda bu camianın içerisinde.
Yani eline kalemi alan yazar, makineyi alan haberci, bir medya kuruluşuyla bağlantısı olana gazeteci mi diyeceksiniz?
Basını Yağma Hasan Böreği mi sanıyorsunuz?
Gazeteci deyince özgür, özgün kendi iradesiyle hareket eden, kimsenin etkisi altında kalmadan yalnızca ülkesinin, devletinin menfaatleri için yazan çalışan kimse aklımıza geliyor. Bırakın akla gelmeyi öyledir de. Öyle de olmalıdır.
Bir söz vardır: "Kimin ekmeğini yersen onun şarkısın söylersin" der.
Kim kimin ekmeğini yerse...
Pazarlama mensubu gibi davrananlara basın mensubu mu diyeceksiniz?
Anlıyorsunuz değil mi?
Rahmetli Necip Fazılın bir yazısında okumuştum. Üç genç bir araya gelir. Gazete çıkarmak için ceketini satır. Üç gün sonra iflas eder...diyerek serzenişte bulunuyordu. Yani bu iş inanç meselesi olduğu kadar para meselesi demek istiyordu.
Şimdi birileri parayı bastırıyor birileri gazete kuruyor, internet haber siteleri kuruyor, parayı verenler adına saldırıya geçiyor. Hışttt deyince bana dokunma ben basınım diyor. Bu işi öyle üç kuruşa peşkeş çekiyor.
Gazeteci deyince karşımızda beyefendi, bilgili, özgüven sahibi memleketinin derdini dert edinmiş kimseler arıyoruz.
Böyle de olmalı.
Gazeteci ve basın tabirinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.
Şantaj montaj vs. gibi düzenbazlıkların gazetecilikte yeri yoktur. Böyle düzenbazlarında gerçek gazeteciler tarafından temizlenmesi gerekiyor.
Basına tanınmış yetkiyi istismar edenlere özgürlük diyerek çığırtkanlık yaparsanız yarın güvenilecek hiç bir şeyinin kalmayacaktır.
Biraz özeleştiriye ihtiyaç var. İğne ve çuvaldız meselesinde olduğu gibi.
Gazetenin patronu, patronun gazetecisi var. Biz patronun gazetecisini eleştiriyoruz. Sorun ve sorular burada başlıyor.
Eskiden hangi gazetede çalıyorsun diye sorulurdu. Şimdi sen kimin gazetecisisin diye soruluyor.
Bu konuda biraz vicdan yapın bakın ortaya neler çıkacak.
Sayıları az da olsa, iradesiyle hareket etmeyi bilen, gazeteciliğin ilkeleri doğrultusunda davranan, alnı daima açık, suçluluk psikolojisi çekmeyen, basın ahlakı taşıyan gazetecileri böyleleri arasında dik kalabildikleri için kutluyorum.
Sonuç olarak: Önümüzde taraflı ve tarafsız olmak üzere 2 kısım basın var.
Basına özgürlük tamam da...
Hangi basına özgürlük istiyorsunuz onu da açıklayın.
Gazeteci federasyonları cemiyetler...aranızdaki bakterileri, içinizdeki lekeleri temizleyin.
30.11.2024 10:28:12