Ankara'nın Havası Böyle

İki gün Ankara'da bulundum. Milletvekili aday adaylığım için 9 şubatta ayrılmış olduğum memuriyet görevime dönmek üzere ilgili makama dilekçemi arz ettim.

ANKARA'NIN HAVASI BÖYLE
SAMİ KESMEN Yazdı...

İki gün Ankara'da bulundum. Milletvekili aday adaylığım için 9 şubatta ayrılmış olduğum memuriyet görevime dönmek üzere ilgili makama dilekçemi arz ettim.


Dört ay süre ile halkın arasında, milletin içinde, sahada, arazide bulunduk. Dört ayın ilk iki ay'ında, aday adayı olarak teşkilatlara kendimizi tanıttık, siyasetle ilgili görüş ve düşüncelerimizi paylaştık, sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ederek siyasetten beklentilerini dinleme fırsatı bulduk. 


Yedi nisan tarihinde milletvekili adayları açıklandı. Kendini listede göremeyen aday adayları kendilerine göre planlar yapıp, işin bir tarafından katkı sağlamak üzere program yaptılar. Darılanlar ve kırılanlar oldu. Belki de tavır geliştirenler de olmuştur. Zira, geçmiş dönemlerde aday adaylarından aday olamayan bazılarının, hemen eksen değiştirip başka partilere canla başla çalışanları, hatta son dakikada başka partiden aday olanları bile duymuş ve görmüştük. 


2011 seçimlerinde de aday adayı olmuş ama aday olmamıştım. Listelerin açıklamasından sonra görevime dönmeyip seçimlere kadar saha çalışmalarına katılmıştım. 2015 milletvekili seçimleri için yine aday adayı oldum ama aday olamadık. Aday listeleri açıklandıktan sonra partimiz için sahalarda olduk, kendi çapımızda programlara katılarak katkı sağlamaya çalıştık. 


Beklenen oy alınamamakla birlikte, sonuçlar, aday adayı olduğumuz parti açısından kötü değildir. Bir çok olumsuzluğa ve irade dışı etkilere rağmen elde edilen oy oranı, parti için alt sınır ve presleşmiş, kemik oylardır. Ülkemizin bir gerçeği, milletimizin önemli oranda teveccühüdür alınan oyun siyasi okunuşu. Parti idareci ve belirleyicileri bir süre önemli tefekkür yapacaklar, silkelenip, yanlışları görecekler, taze bir kanla, yeni bir heyecanla, belki yeni parti kadrolarıyla yola devam edeceklerdir. 


Bu düşünce, bir dava ise, sonuç her hâlükârde hayırdır, çünkü Allah öyle murat etmiştir ve bunda bir hayır vardır. Eğer dava değil de sosyolojik siyasi menfaat teşekkülü ise, sonuç yanlışların bedelidir ve yanlışlar giderilmeli mesajıdır.

Doğu ve Güneydoğu bölgesinin özel durumu dışında, oy düşüşünün büyük ölçüde adaylardan ve teşkilatların toplumdan kopuk oluşundan kaynaklandığını duyduk neredeyse herkesten. Böyle mi, değil mi elbette ilgili ve yetkililer bu seslendirmeyi incelettirip değerlendireceklerdir. Ankara'da bulunduğum iki gün içerisinde gerek kurumlarda, gerekse siyaset kulisleriyle, siyaset merkezlerinde duyduğum değerlendirmeler ortalama olarak hep böyle ve bir birine yakın doz ve tondaydı. 
Bir çok kurum ve sivil toplum kuruluşuyla, medya mensuplarını ziyaret etme fırsatı buldum bu süre içerisinde. Bir durgunluğun, yorgunluğun ve bekleyişin olduğunu müşahede ettim. Herkesin yanlışlarla doğruları topladığını gördüm. Ama bir şeyde hissettim kendimce; AK Parti'nin kendi kadrosunu kuramadığı gerçeği.
Onüç yıllık iktidar dönemi, tek parti dönemi hariç hiç bir partinin görmediği bir süreç. Çok kısa dönemler iktidar olan partilerin çok büyük kadro hareketi yaptıklarını bilmeyen yoktur. Ama çok uzun dönem iktidar olan AK Parti'nin kendisinin öz ruhuna uygun kadro hareketi yapamadığı kanaatim oluştu. 
Kimseyi töhmet altında bırakmadan ve özel bir işaret yapmadan, üzülerek ifade etmeliyim ki, tüm olumsuzluklara rağmen parti öz ruhuna sahip olanlar yine nöbetçi, takiyyeci olan geçiciler de kapı arkasında bekleyici. Kurulacak hükümet şekline göre bir kaç renge boyanmaya kendilerini hemen kodlamışlar bile.
AK Parti bu döneme ikinci yarı ismini vermişti, bu ismi verirken oy düşmesi ihtimalini hesaba katmamıştı. Gerçekten bu süreç AK Parti için ikinci yarı. Ama bu yarı, birinci yarıda yapılan hatalardan kurtulma zamanı olacak. 


Millet partisi olan ve adına dava denen bu heyecanlı yolculuk, genel merkezden taşraya kadar yeni bir teşkilat yapılaşması ve sahip olduğu bakanlıklarda, öz ruha uygun hasbi kadrolar oluşturmak suretiyle ilk seçimde yine hem büyük bir oy oranıyla ve hem de parlemonto çoğunluğu ile mecliste olup, millete hizmetkârlık yapmaya devam edecektir. 


Ankara'dan edindiğimiz izlenimlerin özeti oldu bu yazımızın muhtevası. Bakalım ! Heyecanlı yolculuk bizim hissiyatımız doğrultusunda mı olacak ?


12.06.2015 22:23:14