ALKOLLÜ ARAÇ KULLANANLARA LANET OLSUN

Bursa'da 8 yaşında hafız olan çocuk, hediye edilen paralarla küçük kardeşine Kur'an almaya giderken alkollü sürücünün kurbanı oldu. Küçük hafızın, 'Ben Hz. Yusuf'a komşu olacağım' sözü ağlattı.

Ailesi, kazadan önce 'Ben Hz. Yusuf'a komşu olacağım' diyen küçük hafız için gözyaşı döküyor. Küçük çocuğun babası ise sanığın alkollü olmasına rağmen 2 ay sonraki ilk duruşmada serbest bırakılmasına tepki gösteriyor.

Kaza, merkez Osmangazi ilçesiAlemdar Mahallesi'nde 13 Haziran 2012 tarihinde meydana geldi. 8 yaşında hafızlığı bitiren Berke Yusuf Demir, kendisine ödül olarak verilen paralarla kardeşine yeni bir Kur'an alıp hediye etmek amacıyla dışarı çıktı. Kardeşi ile yolun karşısına geçmek istediği sırada Yaşar D.'nin kullandığı kamyonetin altında kaldı. Kazada ağır yaralanan Berke, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Hastaneye girişte gözlerini açan ve babasını görünce 'Baba' diyen küçük çocuğun son sözleri 'Baba nefes alamıyorum' oldu. Yapılan tüm müdahalelere rağmen çocuk kurtarılamadı.

Çarpmanın ardından polis raporlarına göre 36 metre sonra durabilen şoför Yaşar D. ise olayın ardından kaçtı. Polis tarafından birkaç saat sonra evinde yakalanan D.'nin kontrollerinde 0.45 promil alkollü olduğu tespit edildi. 4 yıldan 12 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıkan kamyonet şoförü, yapılan ilk duruşmadaki ifadesinde olaydan sonra 'eve gidip kahve içtiğini' ifade etti. Kaza sırasında alkolü daha sonra aldığını söyleyen D., psikolojisinin bozulduğunu ileri sürdü. D., 2 ay sonraki ilk duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Kamyonet şoförünün serbest bırakılması üzerine büyük üzüntü yaşayan baba Ahmet Demir, mahkemeye yazdığı dilekçede, "Ailem yıkıldı, kızım konuşamıyor, oğlumu kanlar içinde bırakıp kahve içen adamı nasıl bıraktın?" diyerek şahsın tutuklu yargılanmasını talep etti.

Yaşadıkları acıyı anlatan Ahmet Demir, şunları dile getirdi: "Bir insan kaza yaptıysa evine gidip nasıl kahve içer? Kazadan sonra 4 metre sonra aracı bıraktım diyor, polis raporlarında 36 metre görünüyor. Bunu ayıramayacak kadar alkollü. Sanık avukatı, sanığın psikolojisinin bozulduğundan bahsediyor, ama öbür oğlumun gözünün gönünde abisi eziliyor. Bülbül gibi konuşan oğlum çok kekeliyor, konuşamıyor. O da hafızlığa devam ediyor ama 'Hafızlığımı bitirince ben de öleceğim' diye düşünüyor. Kendisine Kur'an almaya gittiği için kendisini suçluyor. 4 yaşındaki kızım ise abisini yolun ortasında kanlar içinde yatarken görüyor. Her gece 'Yusuf abim diye ağlıyor', onun psikolojisini kimse düşünmüyor."

"SON SÖZÜ 'BABA NEFES ALAMIYORUM' OLDU"

Eşinin de psikolojisinin bozulduğunu belirten Ahmet Demir, şöyle devam etti: "Bir anne için evlat ne demektir sayın mahkememiz düşünmedi. Babanın durumunu düşünemedi. Ben olay gününden beri hiçbir şey yapmıyorum. Oğlumu yerde yatarken gördüm. Hastaneye gidene kadar fark etmedi. Hastaneye girerken uyandı, beni gördü, gülerek, 'Baba' dedi. 'Efendim oğlum' dedim. 'Baba nefes alamıyorum' dedi. Odaya aldılar, kalp masajı yapmaya başladılar ve oğlum öldü. Bütün ailem benim perişan şu an. Alkollü bir adamın psikolojisinin bozulmaması için hepimizin psikolojisinin bozulması mı gerekiyor? Ben adam idam edilsin demiyorum, ama olması gereken ceza da bellidir."

"BEN HZ. YUSUF'A KOMŞU OLACAĞIM"

Kendisine, 'Köye gidip okulu bitireceksin diyorduk' dediklerini, onun ise 'Ben okula gideceğim, ama okula gitmeyeceğim' dediğini hatırlatan baba Demir, "Aynen dediği gibi oldu. Köye gitti, ama okula gidemiyor. Olaydan birkaç gün önce de bilgisayardaki bütün fotoğraflarını sildi. Bize kazayla sildiğini söyledi. Kazadan birkaç gün önce yine Kur'an kursunda 'Ben Hz. Yusuf Aleyhisselam'a komşu olacağım' demiş. Arkadaşları dalga geçmiş. Şimdi bütün çocuklar ve hocaları ağlıyor." diye konuştu.


12.09.2012 21:21:34