AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül, "Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar ama Anayasa da herkesi bağlar, başta Anayasa Mahkemesi üyelerini, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı bağlar" dedi.
Gül, hakimlerin kararlarıyla konuşması gerektiğini vurgulayarak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın kararıyla ilgili kamuoyunda tartışma olduktan sonra açıklama yapmasını doğru bulmadığını söyledi.
"Gündemi meşgul eden davayla ilgili Anayasa Mahkemesinin verdiği kararın hukuken çok doğru olmadığı kanaatindeyim" ifadesini kullanan Gül, hem Anayasa hem de Anayasa'ya göre çıkartılan bireysel başvuruya ilişkin düzenlemelere aykırı şekilde karar verildiğini dile getirdi.
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu ile ilgili düzenlemenin AK Parti tarafından yapıldığını anımsatan Gül, ancak Anayasa Mahkemesinin son kararıyla yetkisi olmayan bir konuda karar verdiğini ifade etti.
Yüksek Mahkemenin bu kararı, yargılama ve başvuru yolları bittikten sonra vermesi gerektiğini, esas mahkeme bu konuda yargılama yaparken Anayasa Mahkemesinin bu şekilde bir karar vermesinin doğru olmadığını dile getiren Gül, "Ben bu vesileyle Anayasa Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı da Anayasa'ya uymaya davet ediyorum. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar ama Anayasa da herkesi bağlar, başta Anayasa Mahkemesi üyelerini, Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı bağlar. Anayasa Mahkemesi kararları Anayasa'nın üzerinde değildir. Bunun çok iyi bilinmesi lazım" diye konuştu.
Gül, Anayasa Mahkemesinin konjonktürel, siyasi ve kamuoyundaki tartışmaların gölgesinde bir karar verdiğini söyleyerek, "Bizim eski Türkiye'de görmeye alışkın olduğumuz yargısal aktivizm çabalarının artık geride kalması gerekir. Demokrasi açısından, hukuk devleti açısından yargı, aktivist şekilde bir karar veremez, bir iş edinemez. Onun temel olarak işi Anayasa'ya uygun karar vermektir. Bu son kararı ve bu süreçteki açıklamalarıyla beraber Anayasa Mahkemesinin, özellikle de Sayın Başkan'ın bir yargısal aktivizm çabası içine girdiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"Mesele casusluk faaliyetidir"
Anayasa'nın 153. maddesinin de gerekçeleriyle birlikte gayet açık olduğuna dikkati çeken Gül, "Gerekçesiyle beraber kararın açıklanması lazım ki, bu konuda kendisinin daha önceden açıklamaları da vardı, daha gerekçesi bile açıklanmadan birkaç gün içesinde hemen kararın verilmesi de ayrıca düşündürücü" değerlendirmesinde bulundu.
Davaya konu meselenin MİT tırlarının durdurulması, Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren devletin organları ve personeline yönelik bir terör faaliyeti ve bunun yargılanması olduğunu belirten Gül, şunları kaydetti:
"Burada işi basın özgürlüğüne indirgemek meseleyi çok basite indirger ama bu gerçeği örtmez. Gerçek, Türkiye'nin ulusal güvenliği ile ilgili bir casusluk meselesini, bir casusluk faaliyetinin yargılanmasıdır. Bu anlamda Anayasa Mahkemesinin, devletin bütün kurumlarıyla beraber terörle mücadeleyi en yoğun bir şekilde yaptığımız bu süreçte, ulusal güvenlik noktasında, milletin ve devletin yanında olması ve bu anlamda yargılamanın içeriğini daha da titizlikle takip etmesi gerekirdi. Burada meseleyi bir kişi özgürlüğüne, basın özgürlüğüne indirgemek doğru değil. Mesele casusluk faaliyetidir."
"Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı Anayasa'ya uymaya davet ediyorum"
Gül, Yüksek Mahkemenin kısa sürede bir karar verdiğini, Anayasa Mahkemesinin yerel mahkeme yerine geçerek bu anlamda da bir yetki gasbında bulunduğunu söyledi. Gül, "Ben Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı Anayasa'ya uymaya, Anayasa hükümlerini çiğnememeye davet ediyorum. Bu, hukukta öyle bir yol açıyor ki her bireysel meselede, sulh hukuk mahkemesindeki bir meselede bile artık dava Anayasa Mahkemesine gelebilir" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesinin yanlış bir teamül içerisine girdiğini, bundan vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Gül, "Bu karar daha çok tartışılacak, hukuk aleminde çok eleştiriye konu olacak. Kabul edilebilir bir tarafı yok. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın öncelikle kararları değil, Anayasa'nın hükümlerini dikkate alması, uluslararası evrensellik ilkelerini dikkate alarak karar vermesi gerekir. Bu anlamda terörle yapılan bir mücadele söz konusu. Anayasa Mahkemesi Türkiye'nin uluslararası algısına da itibarına da halel getirecek bir şekilde skandal karara imza atmıştır. Bu anlamda Anayasa Mahkemesinin bu kararını doğru bulmadığımızı ve Başkan'ın açıklamalarını da asla doğru bulmadığımızı, Anayasa'ya aykırı olduğunu düşünüyorum" dedi.
02.03.2016 01:53:27