Türkiye'yi karanlık günlere, kaosa ve dehşete düşürmeye çalışan FETÖ'cü hainlerin darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamı kadınlar en ön saflardaydı.
Kimi şehit oldu, kimi yaralandı, canı pahasına demokrasiyi savunmak için mücadele verdi.Kimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halka yaptığı çağrıyı cep telefonundan canlı yayında duyurdu, kimi tankların önüne çıktı, kimi üzerine yağan kurşunlara rağmen darbeci askerleri kalkışmadan vaz geçirmeye çalıştı.
İşte 15 Temmuz darbe girişiminde demokrasi kahramanı kadınlar;
DEMET SEZEN
Şehit Özel Harekat Komiseri Demet Sezen'in 3 yaşındaki oğlunu evde bırakıp göreve gitti. Şehit haberinin sosyal medyada yayılmasının ardından bir şehit yakını yaptığı paylaşımda Sezen'in kendilerine cenaze töreninde "Dik durun ablam ağlamayın. Düşmanları güldürmeyelim. Şehitlik, şahadet en büyük mertebe" dediğini aktardı.
GÜLŞAH GÜLER
Komiser Yardımcısı Gülşah Güler, Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümü 3'üncü sınıfta okurken akademi sınavına girdi. Hem üniversiteye devam etti hem de polis akademisini bitiren Gülşah Güler, mezuniyetinin ardından girdiği özel harekat sınavını da kazanıp, 10 ay önce göreve başlamıştı. FETÖ teröristlerinin Özel Harekat'a düzenlediği saldırıda Gülşah Güler de şehit düştü.
KÜBRA AYDOĞAN
Özel Harekat komiseri Kübra Aydoğan'ın 15 Temmuz gecesi darbeci askerlerin Özel Harekat Daire Başkanlığı'na yönelik saldırısında şehit oldu. Diyarbakır'da birçok terör operasyonunda yer alan Aydoğan, kısa bir süre önce Ankara'ya tayin olmuştu.
ZEYNEP SAĞIR
Başkomiser Zeynep Sağır, 4 yıl Kuveyt'te görev aldıktan sonra Türkiye'ye dönmüş, görevine Özel Harekat'da devam etmişti. İki ay önce Sivas'tan Ankara'ya atanmıştı. Emekli polis eşi Oktay Sağır ile birlikte Gölbaşı'nda görev yapan, Emir (8) ve Doğukan(10) adında iki çocuğu olan Şehit Başkomiser Zeynep Sağır bir süre önce sosyal medya hesabından çocuklarıyla fotoğrafını paylaşarak "Bu kadar şehit yeter" diye yazmıştı.
CENNET YİĞİT
Komiser Yardımcısı 23 yaşındaki Cennet Yiğit de Gazi Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliğinden mezun olmuştu. Öğretmenlik yapmak istedi ama ataması bir türlü çıkmayınca o da polisliği tercih etti. Henüz 23 yaşındaydı. Özel Harekat Daire Başkanlığı'na düzenlenen saldırı da Cennet Yiğit de şehit oldu.
SELDA GÜNGÖR
Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda polis memuru Selda Güngör de şehit olan polislerimizden biriydi. 15 Temmuz akşamı FETÖ'cü askerlerin Çengelköy'de açtığı ateşte Ayşe Aykaç da şehit düşenler arasındaydı. Kastamonulu Ayşe Aykaç, Çengelköy halkının ve hemşehrilerinin göz yaşları arasında toprağa verildi.
TÜRKAN TÜRKMEN TEKİN
Atatürk havalimanının darbeciler tarafından işgal edildiği haberini alır almaz ailesiyle birlikte Esenler'den yürüyerek yola doğru çıktılar. Türkan Türkmen Tekin"Anne ben gidiyorum, vatan elden gidiyor" diyerek hızla Atatürk Havalimanı'na doğru yürüdü. Ancak Esenler Dörtyol civarında halkın üzerine sürülen bir tankın altında kalarak şehit oldu. Şehit Türkan Türkmen Tekin yaşları 20, 10 ve 11 olan üç çocuk annesiydi.
HANDE FIRAT
Hiç kuşkusuz gazeteci Hande Fırat'ın gazetecilik refleksi ile ortaya koyduğu başarısı Türkiye'nin demokrasi tarihine geçecek. 15 Temmuz akşamı Başbakan Binali Yıldırım'ın bir grup askerin darbe kalkışması içinde bulunduğunu açıklamasının ardından herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nerede olduğunu, yaşayıp yaşamadığını dahi merak ediyorken CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat, dahiyane bir şekilde akıllı telefonundaki FaceTime uygulaması ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bağlantı kurdu. Hande Fırat, 11 yaşındaki kızı Nehir ile sık sık FaceTime'da konuştuğu için aklına Cumhurbaşkanı ile de FaceTime ila bağlantı kurma fikrinin geldiğini söyledi. Milyonlar, Hande Fırat'ın cep telefonundan açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara döküldü, darbecilere karşı direnişe geçti. Hande Fırat, o geceyle ilgili şöyle konuştu,"Bu meselede, herkesin alması gereken dersler var. Hepimizin. Eminim siyaset de, siyasiler de, gerçekten özgür, doğru yollarla yapılan yayıncılığın ne kadar önemli olduğunu görmüştür."
FATMA ŞAHİN
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, UNESCO toplantısı için gittiği İstanbul'da FETÖ'cü askerlerin darbe girişimiyle karşılaşınca acilen Gaziantep'e döndü. Darbe kalkışmasına karşı tedbileri bir bir hayata geçiren Şahin, 5'inci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nının halinden şüphelenince şimdiye kadar hiç görülmemiş bir yaptı ve askerlerin kalkışmaya katılmasına önlemek için Büyükşehir Belediyesi'ne ait bütün iş makinesi, otobüs ve kamyonları gönderip kışlanın giriş çıkışlarını kapattırdı. Böylece büyük bir tehikeyi önleyen Fatma Şahin de destan yazan demokrasi kahramanı kadın olarak tarihe geçti. .
ELİF DAĞDELEN SARI
Ev hanımı 2 çocuk annesi Elif Dağdelen Sarı, darbe girişiminin yaşandığı gece TRT'de okunan sahte bildiriyi duyunca çocuklarını da alarak sokağa çıktığını, karakolun önünün bariyerle çevrili olduğunu görünce konunun ciddiyetinin farkına vardığını anlattı. Eve döndüğünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cep telefonundan yaptığı bağlantıyı izlediğini, sesini duyduğu anda gözyaşlarına hakim olamadığını dile getiren Sarı, Erdoğan'ın "sokaklara inin" çağrısından sonra kimsenin kendisini durduramadığını söyledi. Havaalanına geldiklerinde, alana girmek isteyen askerlerin önüne geçtiklerini, bu sırada askerlerin şaşkınlık yaşadığını aktaran Sarı, olayı şöyle anlattı: "Arkadan gelenler de bize yetişmeye başladı. Askeri araçların önüne geçerek geçişlerini engellemeye çalıştık. 'Hayır giremezsiniz' dedik. Baktım iş ciddiye dönüyor, yanımdaki askeri aracın kapısını açık mı diye yokladım. Allah'tan kapı açıkmış. Kapı açılır açılmaz içeri daldım. Direksiyon başındaki asker bir süre beni içeri koymak istemedi, mücadele etti. Askere 'anahtarı ver' dedim, 'sen FETÖ'nün askeri misin' diye de soruyordum bir yandan. Yanında da komutanı vardı. Komutan da bana 'kes sesini kadın, in arabadan' dedi. Ben ona da 'sen kimsin, kime hizmet ediyorsun' diye sordum. 'İnmiyorum, bu araba bizim arabamız, ver anahtarı' dedim. Daha sonra baktım biz sertleşince onlar da sertleşti. Bir ara askerin yanağını okşayarak 'sen bizim Mehmetçiğimizsin, sen bize el kaldıramazsın, o silahı sen bize mi yönelteceksin' dedim. Siz daha düne kadar dağlarda terörist öldürüyordunuz, siz bizim karşımıza nasıl çıkarsınız' dedim. Daha sonra ben arabadan indim. Allah'a şükürler olsun insanlarımız çoğaldı ve engelledik."
SAFİYE BAYAT
Darbe girişiminin ilk adımının da atıldığı köprüde, tankların karşısına ilk dikilerek askerleri ikna etmeye çalışan, havaya ateş açıp kendisini engelleyen cuntacılara uzun süre direnen, yaralılara yardım etmek isterken de vuruldu.
ADEVİYE GÜL İSMAİLOĞLU
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı sokağa çıkarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde darbecilerin kurşunuyla yaralanan Adeviye Gül İsmailoğlu, yaşadıklarını anlattı. İsmailoğlu, ortaokuldan yeni mezun olduğunu, yoğun bakımdayken lise tercihlerini ailesi tarafından yapıldığını ifade etti.
Televizyonda darbe girişimi olaylarını gördüğünde şok olduğunu dile getiren İsmailoğlu, şöyle konuştu: "İlk bu olayı TV'de gördüğümde şok oldum böyle bir şeye hiçbirimiz izin veremezdik çıkıp onlara engel olmak istedim asla ülkemi yem edemezdim. Reis'in (Recep Tayyip Erdoğan) 'sokaklara çıkın' çağrısı sonrası, 'ben çıkıyorum' dedim. Annem, babam ve ablamla çıktık. Valiliğe gitmeyi planlamıştık fakat Saraçhane'ye barikat kurdukları için gidemedik. Yürümek istedik, asker engel olmak istedi. Asker, 1-2 el havaya ateş açtıktan sonra ön taraftakilerin ayaklarına sıkmaya başladı. Fakat buna rağmen halk artınca hepimizi taramaya başladılar. Biz, onlar bizim askerimizdir bizi vuramazlar diye düşünüyorduk ama vursalar da şehit olmak, gazi olmak istiyorduk. O açtıkları ateş sırasında vuruldum. Vurulduğum an şok oldum inanamadım, kolumdan girip sırtımdan çıkması beni çok etkiledi ama içim rahattı çünkü gazi ya da şehit olacaktım, ilk, plastik mermi olduğunu düşündüm ama değilmiş."
ŞERİFE BOZ
15 Temmuz gecesi darbeye direnenlerden birisi de Şerife Boz'du. İstanbul Kağıthane'de yaşayan Boz, direksiyonuna geçtiği kamyonla Taksim'e direnişçi vatandaşları taşıdı. Onun bu davranışı Başbakan Binali Yıldırım'ı da ağlatmıştı.
SEMA TUTAR
Aynı kamyonda Taksim'e çıkan 61 yaşındaki Sema Tutar ise tankları görünce çok duygulandığını ve fenalaştığını söyledi. "Komşum arabayla darbeye karşı duruş sergilemek için alanlara gideceğini söyleyince onlarla beraber hareket ettim. Arabaya bindim ve gittim. Çok büyük bir duygu vardı. Çok ağladık yollarda. Kurtulduğumuza çok sevindim" dedi.
DERYA OVACIKLI
İzmir'de Ziraat Mühendisliğinden mezun olan Derya Ovacıklı, Ankara'da 4 yıl sınıf öğrenmenliği yaptıktan sonra belediyenin gençlik merkezinde çalışmaya başladı. 15 Temmuz akşamı televizyondan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını duyduktan sonra sokağa fırlayan Derya Ovacıklı Akıncı Camii'nin önünde darbecilerin "Ülkede sıkıyönetim var. Yaklaşanı vururuz, buradan dağılın" uyarısına aldırış dahi etmedi. Akıncı nizamiyesinin önünde darbeci askerlere engel olmaya çalışan Derya Ovacıklı vurulma anını şöyle anlattı; "Fakat saat 03.23 civarında karargahın içinden gelen bir başka grup, onlar TSK mensubu değildi, o grupça ne yazık ki katliama tabi tutulduk, yani tarandık. Ben ilk 'vur' emrini duydum. 'Mavi gömlekliye ateş edin, hedef alın' emrini duydum. Mavi gömlekli genç bir arkadaşımızdı, hemen benim yanımdaydı üzerine atladım. İlk kurşunu sağ baldırımdan yedim ve yere yığıldım. O kişi altımdan sürünerek çıktı. Arkadan gelenler yüzleri maskeli birer gruptu ve değişimli taradılar öndekiler taradı, sonra değişip, arkadakiler tekrar taradı. Yığıldıktan sonra caniler ateş etmeye devam ettikleri gibi 'başınızı kaldırırsanız öldürürüz' dediler. Arka gruptakilere de 'yaralılara yardım etmeye gelmeyin' dediler. O anda yanıma gelen o caniye, o suikastçiye, başımı kaldırıp sadece 'yaralıyım' dedim ve medet ummadım. Hiçbir Türk vatandaşı, Türk kadını hiçbir zaman bir caniden medet ummaz. 'Yaralıyım' dedim ona rağmen ayağıma namluyu dayadı ve tetiğe bastı. O anda sağ bacağımın dizimden aşağısı parçalanmış. Dolaşırlarken de yaşayıp yaşamadığımızı kontrol etmek için namlunun ucuyla aramızda dolaşıp kontrollerini yaptılar. Ben ikinci kurşundan sonra şoka girip şuurumu kaybettim. Ovacıklı, "Şükürler olsun ki millet iradesinin karşısında hiçbir iradenin duramayacağını Türk milleti, şanlı tarihindeki gibi tekrar gösterdi. Milletimizin bu girişiminde bir damla kanımız aktıysa bu bizim için şereftir."dedi.
MİNE ÖZER
Ankara Beştepe'de helikopterlerin saldırısında yaralanan 62 yaşlarındaki Mine ve Rifat Özer çifti de o kahramanlardan sadece ikisi
Saat 10.30 civarında kızım aradı ve polis akademisi bombalanmış dedi. Hemen eşimle abdestimizi aldık, bir su aldık ve yola çıktık. Sokaklara çıkın dediğini duyduk. Biz gelmiştik. Yürüdük, bir tankın önünde buldum kendimi. Asker çocuğu görüyorum. Önündeyim tankın. Küçük bir çocuktu. Gözlerinin içine bakarak ben senin annenim, teyzenim, biz seni seviyorum diyerek ona sevecen bir şekilde yaklaşmaya çalıştım. Üç tank vardı. Biz öndeki 2 tankla muhatap olduk. Biz orada dururken bir emir duyduk 'niye ateş etmiyorsun, bu şerefsizlere ateş etsene lan" diye. O anda ateş edildi yere düştüm. Beni oradan birileri çekti aldılar. Aynı şekilde yine meydanlara çıkarım. Ben Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdim. Ama Recep Tayyip Erdoğan değil, Kılıçdaroğlu iktidarda olsaydı ben yine meydanlara dökülürdüm çünkü amacım vatanımı savunmaktı, torunlarıma ertesi gün kalkabilecekleri bir ülke teslim etmekti görevimiz.
TÜRKAN GÜDER
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı eşi ve oğluyla gittiği Akıncı Hava Üssü önünde açılan ateş sonucu eşini kaybeden, oğlu ve kendisi yaralanan Türkan Güder, her şeye rağmen darbenin
"Yalnız biz değil, Tüm Kazan halkı oradaydı. Biz gittiğimizde önce normal askerler vardı, onlarla konuştuk. Sonra maskeli askerler çıktı, onlar bize ateş etti. Önde olduğumuz için bizi yaylım ateşine tuttular. Bizi vuranlar normal askerler değildi, o maskeli askerler ateş etti. Oğlum öndeydi, ben de oğluma doğru yönelince üç kurşun bana isabet etti. Ondan sonraki kurşunlar da oğlumun bacaklarına geldi. Ben, oğlum yaralandık, eşimi kaybettim. Kazan'da konu, komşu, yaşlı, genç çok vatandaşımız yaralandı, çok evladımızı kaybettik ama çok şükür, bugünümüze hamdolsun." diye konuştu.
Karın boşluğu, kolu ve ayağından yaralanan Güder, Hacettepe Hastanesinde tedavisi süren 17 yaşındaki oğlu Mertcan'ın da durumunun iyi olduğunu, telefonda kendisiyle konuştuğunu söyledi.
Gençlerden, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmalarını isteyen Güder, "Ben vatanım, milletim için gittim oraya, bir şahsi görüşüm olduğu için değil. Vatanımı sevdiğim için, çocuklarımın geleceği için, 'Bu vatan bizim' demek için gittim oralara. Mutluyum, yara almama rağmen, eşimi kaybetmeme rağmen çok mutluyum darbe önlendiği için
ANKARA'DA KURŞUNLARIN ÜZERİNE YÜRÜYEN KADIN
Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü kampüsüne girmek isteyen tank ve zırhlı araçların önüne toplanan halk, darbecilerin içeri girmesini engellemek için polisle birlikte direndi. Bu sırada darbeci askerler tarafından sivillerin üzerine ateş açıldı. Açılan ilk ateşte iki vatandaş ayaklarından yaralanırken, halkın kararlılığını gören FETÖ mensupları, kalabalığın üzerine yaylım ateşi açtı. Açılan ateşe rağmen zırhlı aracın önünden ayrılmayan bir kadın, darbeci bir asker tarafından yakın mesafeden göğsünden vurularak yere düştü. Kayıtlarda vatandaşlar arasındaki bir kadının yakın mesafeden açılan ateşle göğsünden yaralandığı görülüyor.
KÖPRÜDE BİR KADIN DAHA TANKLARA DİRENDİ
Şehitler Köprüsü'nde 15 Temmuz gecesi Safiye Bayat'ın dışında tanklara direnen bir başka kadın daha vardı. İsimsiz kahraman kadın darbeci askerlerin sert müdalesine rağmen yılmıyor, direniyor.
FİKRİYE TEMEL
75 yaşındaki Fikriye Temel, sopayı eline alıp kızı Nimet Temel ile birlikte sokağa çıktı. Elinde sopayla tanklara karşı durdu. 4 çocuk annesi Fikriye Temel, "Hiç korkmadım, olursa yine giderim."dedi.
İşte 15 Temmuz darbe girişiminde demokrasi kahramanı kadınlar;
DEMET SEZEN
Şehit Özel Harekat Komiseri Demet Sezen'in 3 yaşındaki oğlunu evde bırakıp göreve gitti. Şehit haberinin sosyal medyada yayılmasının ardından bir şehit yakını yaptığı paylaşımda Sezen'in kendilerine cenaze töreninde "Dik durun ablam ağlamayın. Düşmanları güldürmeyelim. Şehitlik, şahadet en büyük mertebe" dediğini aktardı.
GÜLŞAH GÜLER
Komiser Yardımcısı Gülşah Güler, Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği bölümü 3'üncü sınıfta okurken akademi sınavına girdi. Hem üniversiteye devam etti hem de polis akademisini bitiren Gülşah Güler, mezuniyetinin ardından girdiği özel harekat sınavını da kazanıp, 10 ay önce göreve başlamıştı. FETÖ teröristlerinin Özel Harekat'a düzenlediği saldırıda Gülşah Güler de şehit düştü.
KÜBRA AYDOĞAN
Özel Harekat komiseri Kübra Aydoğan'ın 15 Temmuz gecesi darbeci askerlerin Özel Harekat Daire Başkanlığı'na yönelik saldırısında şehit oldu. Diyarbakır'da birçok terör operasyonunda yer alan Aydoğan, kısa bir süre önce Ankara'ya tayin olmuştu.
ZEYNEP SAĞIR
Başkomiser Zeynep Sağır, 4 yıl Kuveyt'te görev aldıktan sonra Türkiye'ye dönmüş, görevine Özel Harekat'da devam etmişti. İki ay önce Sivas'tan Ankara'ya atanmıştı. Emekli polis eşi Oktay Sağır ile birlikte Gölbaşı'nda görev yapan, Emir (8) ve Doğukan(10) adında iki çocuğu olan Şehit Başkomiser Zeynep Sağır bir süre önce sosyal medya hesabından çocuklarıyla fotoğrafını paylaşarak "Bu kadar şehit yeter" diye yazmıştı.
CENNET YİĞİT
Komiser Yardımcısı 23 yaşındaki Cennet Yiğit de Gazi Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliğinden mezun olmuştu. Öğretmenlik yapmak istedi ama ataması bir türlü çıkmayınca o da polisliği tercih etti. Henüz 23 yaşındaydı. Özel Harekat Daire Başkanlığı'na düzenlenen saldırı da Cennet Yiğit de şehit oldu.
SELDA GÜNGÖR
Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığına yapılan saldırıda polis memuru Selda Güngör de şehit olan polislerimizden biriydi. 15 Temmuz akşamı FETÖ'cü askerlerin Çengelköy'de açtığı ateşte Ayşe Aykaç da şehit düşenler arasındaydı. Kastamonulu Ayşe Aykaç, Çengelköy halkının ve hemşehrilerinin göz yaşları arasında toprağa verildi.
TÜRKAN TÜRKMEN TEKİN
Atatürk havalimanının darbeciler tarafından işgal edildiği haberini alır almaz ailesiyle birlikte Esenler'den yürüyerek yola doğru çıktılar. Türkan Türkmen Tekin"Anne ben gidiyorum, vatan elden gidiyor" diyerek hızla Atatürk Havalimanı'na doğru yürüdü. Ancak Esenler Dörtyol civarında halkın üzerine sürülen bir tankın altında kalarak şehit oldu. Şehit Türkan Türkmen Tekin yaşları 20, 10 ve 11 olan üç çocuk annesiydi.
HANDE FIRAT
Hiç kuşkusuz gazeteci Hande Fırat'ın gazetecilik refleksi ile ortaya koyduğu başarısı Türkiye'nin demokrasi tarihine geçecek. 15 Temmuz akşamı Başbakan Binali Yıldırım'ın bir grup askerin darbe kalkışması içinde bulunduğunu açıklamasının ardından herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın nerede olduğunu, yaşayıp yaşamadığını dahi merak ediyorken CNN Türk Ankara Temsilcisi Hande Fırat, dahiyane bir şekilde akıllı telefonundaki FaceTime uygulaması ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bağlantı kurdu. Hande Fırat, 11 yaşındaki kızı Nehir ile sık sık FaceTime'da konuştuğu için aklına Cumhurbaşkanı ile de FaceTime ila bağlantı kurma fikrinin geldiğini söyledi. Milyonlar, Hande Fırat'ın cep telefonundan açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla sokaklara döküldü, darbecilere karşı direnişe geçti. Hande Fırat, o geceyle ilgili şöyle konuştu,"Bu meselede, herkesin alması gereken dersler var. Hepimizin. Eminim siyaset de, siyasiler de, gerçekten özgür, doğru yollarla yapılan yayıncılığın ne kadar önemli olduğunu görmüştür."
FATMA ŞAHİN
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, UNESCO toplantısı için gittiği İstanbul'da FETÖ'cü askerlerin darbe girişimiyle karşılaşınca acilen Gaziantep'e döndü. Darbe kalkışmasına karşı tedbileri bir bir hayata geçiren Şahin, 5'inci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nının halinden şüphelenince şimdiye kadar hiç görülmemiş bir yaptı ve askerlerin kalkışmaya katılmasına önlemek için Büyükşehir Belediyesi'ne ait bütün iş makinesi, otobüs ve kamyonları gönderip kışlanın giriş çıkışlarını kapattırdı. Böylece büyük bir tehikeyi önleyen Fatma Şahin de destan yazan demokrasi kahramanı kadın olarak tarihe geçti. .
ELİF DAĞDELEN SARI
Ev hanımı 2 çocuk annesi Elif Dağdelen Sarı, darbe girişiminin yaşandığı gece TRT'de okunan sahte bildiriyi duyunca çocuklarını da alarak sokağa çıktığını, karakolun önünün bariyerle çevrili olduğunu görünce konunun ciddiyetinin farkına vardığını anlattı. Eve döndüğünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cep telefonundan yaptığı bağlantıyı izlediğini, sesini duyduğu anda gözyaşlarına hakim olamadığını dile getiren Sarı, Erdoğan'ın "sokaklara inin" çağrısından sonra kimsenin kendisini durduramadığını söyledi. Havaalanına geldiklerinde, alana girmek isteyen askerlerin önüne geçtiklerini, bu sırada askerlerin şaşkınlık yaşadığını aktaran Sarı, olayı şöyle anlattı: "Arkadan gelenler de bize yetişmeye başladı. Askeri araçların önüne geçerek geçişlerini engellemeye çalıştık. 'Hayır giremezsiniz' dedik. Baktım iş ciddiye dönüyor, yanımdaki askeri aracın kapısını açık mı diye yokladım. Allah'tan kapı açıkmış. Kapı açılır açılmaz içeri daldım. Direksiyon başındaki asker bir süre beni içeri koymak istemedi, mücadele etti. Askere 'anahtarı ver' dedim, 'sen FETÖ'nün askeri misin' diye de soruyordum bir yandan. Yanında da komutanı vardı. Komutan da bana 'kes sesini kadın, in arabadan' dedi. Ben ona da 'sen kimsin, kime hizmet ediyorsun' diye sordum. 'İnmiyorum, bu araba bizim arabamız, ver anahtarı' dedim. Daha sonra baktım biz sertleşince onlar da sertleşti. Bir ara askerin yanağını okşayarak 'sen bizim Mehmetçiğimizsin, sen bize el kaldıramazsın, o silahı sen bize mi yönelteceksin' dedim. Siz daha düne kadar dağlarda terörist öldürüyordunuz, siz bizim karşımıza nasıl çıkarsınız' dedim. Daha sonra ben arabadan indim. Allah'a şükürler olsun insanlarımız çoğaldı ve engelledik."
SAFİYE BAYAT
Darbe girişiminin ilk adımının da atıldığı köprüde, tankların karşısına ilk dikilerek askerleri ikna etmeye çalışan, havaya ateş açıp kendisini engelleyen cuntacılara uzun süre direnen, yaralılara yardım etmek isterken de vuruldu.
ADEVİYE GÜL İSMAİLOĞLU
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı sokağa çıkarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde darbecilerin kurşunuyla yaralanan Adeviye Gül İsmailoğlu, yaşadıklarını anlattı. İsmailoğlu, ortaokuldan yeni mezun olduğunu, yoğun bakımdayken lise tercihlerini ailesi tarafından yapıldığını ifade etti.
Televizyonda darbe girişimi olaylarını gördüğünde şok olduğunu dile getiren İsmailoğlu, şöyle konuştu: "İlk bu olayı TV'de gördüğümde şok oldum böyle bir şeye hiçbirimiz izin veremezdik çıkıp onlara engel olmak istedim asla ülkemi yem edemezdim. Reis'in (Recep Tayyip Erdoğan) 'sokaklara çıkın' çağrısı sonrası, 'ben çıkıyorum' dedim. Annem, babam ve ablamla çıktık. Valiliğe gitmeyi planlamıştık fakat Saraçhane'ye barikat kurdukları için gidemedik. Yürümek istedik, asker engel olmak istedi. Asker, 1-2 el havaya ateş açtıktan sonra ön taraftakilerin ayaklarına sıkmaya başladı. Fakat buna rağmen halk artınca hepimizi taramaya başladılar. Biz, onlar bizim askerimizdir bizi vuramazlar diye düşünüyorduk ama vursalar da şehit olmak, gazi olmak istiyorduk. O açtıkları ateş sırasında vuruldum. Vurulduğum an şok oldum inanamadım, kolumdan girip sırtımdan çıkması beni çok etkiledi ama içim rahattı çünkü gazi ya da şehit olacaktım, ilk, plastik mermi olduğunu düşündüm ama değilmiş."
ŞERİFE BOZ
15 Temmuz gecesi darbeye direnenlerden birisi de Şerife Boz'du. İstanbul Kağıthane'de yaşayan Boz, direksiyonuna geçtiği kamyonla Taksim'e direnişçi vatandaşları taşıdı. Onun bu davranışı Başbakan Binali Yıldırım'ı da ağlatmıştı.
SEMA TUTAR
Aynı kamyonda Taksim'e çıkan 61 yaşındaki Sema Tutar ise tankları görünce çok duygulandığını ve fenalaştığını söyledi. "Komşum arabayla darbeye karşı duruş sergilemek için alanlara gideceğini söyleyince onlarla beraber hareket ettim. Arabaya bindim ve gittim. Çok büyük bir duygu vardı. Çok ağladık yollarda. Kurtulduğumuza çok sevindim" dedi.
DERYA OVACIKLI
İzmir'de Ziraat Mühendisliğinden mezun olan Derya Ovacıklı, Ankara'da 4 yıl sınıf öğrenmenliği yaptıktan sonra belediyenin gençlik merkezinde çalışmaya başladı. 15 Temmuz akşamı televizyondan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısını duyduktan sonra sokağa fırlayan Derya Ovacıklı Akıncı Camii'nin önünde darbecilerin "Ülkede sıkıyönetim var. Yaklaşanı vururuz, buradan dağılın" uyarısına aldırış dahi etmedi. Akıncı nizamiyesinin önünde darbeci askerlere engel olmaya çalışan Derya Ovacıklı vurulma anını şöyle anlattı; "Fakat saat 03.23 civarında karargahın içinden gelen bir başka grup, onlar TSK mensubu değildi, o grupça ne yazık ki katliama tabi tutulduk, yani tarandık. Ben ilk 'vur' emrini duydum. 'Mavi gömlekliye ateş edin, hedef alın' emrini duydum. Mavi gömlekli genç bir arkadaşımızdı, hemen benim yanımdaydı üzerine atladım. İlk kurşunu sağ baldırımdan yedim ve yere yığıldım. O kişi altımdan sürünerek çıktı. Arkadan gelenler yüzleri maskeli birer gruptu ve değişimli taradılar öndekiler taradı, sonra değişip, arkadakiler tekrar taradı. Yığıldıktan sonra caniler ateş etmeye devam ettikleri gibi 'başınızı kaldırırsanız öldürürüz' dediler. Arka gruptakilere de 'yaralılara yardım etmeye gelmeyin' dediler. O anda yanıma gelen o caniye, o suikastçiye, başımı kaldırıp sadece 'yaralıyım' dedim ve medet ummadım. Hiçbir Türk vatandaşı, Türk kadını hiçbir zaman bir caniden medet ummaz. 'Yaralıyım' dedim ona rağmen ayağıma namluyu dayadı ve tetiğe bastı. O anda sağ bacağımın dizimden aşağısı parçalanmış. Dolaşırlarken de yaşayıp yaşamadığımızı kontrol etmek için namlunun ucuyla aramızda dolaşıp kontrollerini yaptılar. Ben ikinci kurşundan sonra şoka girip şuurumu kaybettim. Ovacıklı, "Şükürler olsun ki millet iradesinin karşısında hiçbir iradenin duramayacağını Türk milleti, şanlı tarihindeki gibi tekrar gösterdi. Milletimizin bu girişiminde bir damla kanımız aktıysa bu bizim için şereftir."dedi.
MİNE ÖZER
Ankara Beştepe'de helikopterlerin saldırısında yaralanan 62 yaşlarındaki Mine ve Rifat Özer çifti de o kahramanlardan sadece ikisi
Saat 10.30 civarında kızım aradı ve polis akademisi bombalanmış dedi. Hemen eşimle abdestimizi aldık, bir su aldık ve yola çıktık. Sokaklara çıkın dediğini duyduk. Biz gelmiştik. Yürüdük, bir tankın önünde buldum kendimi. Asker çocuğu görüyorum. Önündeyim tankın. Küçük bir çocuktu. Gözlerinin içine bakarak ben senin annenim, teyzenim, biz seni seviyorum diyerek ona sevecen bir şekilde yaklaşmaya çalıştım. Üç tank vardı. Biz öndeki 2 tankla muhatap olduk. Biz orada dururken bir emir duyduk 'niye ateş etmiyorsun, bu şerefsizlere ateş etsene lan" diye. O anda ateş edildi yere düştüm. Beni oradan birileri çekti aldılar. Aynı şekilde yine meydanlara çıkarım. Ben Recep Tayyip Erdoğan'a oy verdim. Ama Recep Tayyip Erdoğan değil, Kılıçdaroğlu iktidarda olsaydı ben yine meydanlara dökülürdüm çünkü amacım vatanımı savunmaktı, torunlarıma ertesi gün kalkabilecekleri bir ülke teslim etmekti görevimiz.
TÜRKAN GÜDER
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı eşi ve oğluyla gittiği Akıncı Hava Üssü önünde açılan ateş sonucu eşini kaybeden, oğlu ve kendisi yaralanan Türkan Güder, her şeye rağmen darbenin
"Yalnız biz değil, Tüm Kazan halkı oradaydı. Biz gittiğimizde önce normal askerler vardı, onlarla konuştuk. Sonra maskeli askerler çıktı, onlar bize ateş etti. Önde olduğumuz için bizi yaylım ateşine tuttular. Bizi vuranlar normal askerler değildi, o maskeli askerler ateş etti. Oğlum öndeydi, ben de oğluma doğru yönelince üç kurşun bana isabet etti. Ondan sonraki kurşunlar da oğlumun bacaklarına geldi. Ben, oğlum yaralandık, eşimi kaybettim. Kazan'da konu, komşu, yaşlı, genç çok vatandaşımız yaralandı, çok evladımızı kaybettik ama çok şükür, bugünümüze hamdolsun." diye konuştu.
Karın boşluğu, kolu ve ayağından yaralanan Güder, Hacettepe Hastanesinde tedavisi süren 17 yaşındaki oğlu Mertcan'ın da durumunun iyi olduğunu, telefonda kendisiyle konuştuğunu söyledi.
Gençlerden, Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkmalarını isteyen Güder, "Ben vatanım, milletim için gittim oraya, bir şahsi görüşüm olduğu için değil. Vatanımı sevdiğim için, çocuklarımın geleceği için, 'Bu vatan bizim' demek için gittim oralara. Mutluyum, yara almama rağmen, eşimi kaybetmeme rağmen çok mutluyum darbe önlendiği için
ANKARA'DA KURŞUNLARIN ÜZERİNE YÜRÜYEN KADIN
Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü kampüsüne girmek isteyen tank ve zırhlı araçların önüne toplanan halk, darbecilerin içeri girmesini engellemek için polisle birlikte direndi. Bu sırada darbeci askerler tarafından sivillerin üzerine ateş açıldı. Açılan ilk ateşte iki vatandaş ayaklarından yaralanırken, halkın kararlılığını gören FETÖ mensupları, kalabalığın üzerine yaylım ateşi açtı. Açılan ateşe rağmen zırhlı aracın önünden ayrılmayan bir kadın, darbeci bir asker tarafından yakın mesafeden göğsünden vurularak yere düştü. Kayıtlarda vatandaşlar arasındaki bir kadının yakın mesafeden açılan ateşle göğsünden yaralandığı görülüyor.
KÖPRÜDE BİR KADIN DAHA TANKLARA DİRENDİ
Şehitler Köprüsü'nde 15 Temmuz gecesi Safiye Bayat'ın dışında tanklara direnen bir başka kadın daha vardı. İsimsiz kahraman kadın darbeci askerlerin sert müdalesine rağmen yılmıyor, direniyor.
FİKRİYE TEMEL
75 yaşındaki Fikriye Temel, sopayı eline alıp kızı Nimet Temel ile birlikte sokağa çıktı. Elinde sopayla tanklara karşı durdu. 4 çocuk annesi Fikriye Temel, "Hiç korkmadım, olursa yine giderim."dedi.
04.04.2017 11:47:13