Söz vardır, söylenmeden tükenir, söz vardır söylendiği anda tükenir. Söz vardır, bir gün, söz de vardır yıldızların söneceği güne dek yaşar. Kimi kutup yıldızları gibi karanlığa ışık tutar. Kimi de işaret taşları gibi yolumuza yön verir.
Ahmet Seven'den seçme sözler
Âlimlerin dilinde ifadesini bulamayan milletler,âlemlerin elinde oyuncak olurlar.
Altın ne kadar çok olursa olsun bir tahta sandığa koyarlar. İnsan ne kadar değerli olursa olsun bir tahta tabuta koyarlar.
Asaletsizliği ele veren, vefasızlıktır.
Akvaryumu deniz zanneden balığa okyanusu anlatmak kadar güç bir şey yoktur.
Bir ülkede milli-tarihi konuşmalar ekranlarda yapılan sütlaç tarifi kadar ilgi görmüyorsa insanların ruhları bedenlerine veda etmiş demektir.
Bir yerde bülbül sesi mi duydunuz. Mutlaka az ötede gül bahçesi vardır.
Bir milletin yüz yıl sonra ki durumunu mu merak ediyorsunuz? O halde gençliğine bakınız.
Bilginin hizmetinde olmayanlar, cehaletin hezimetiyle meşgul olurlar.
Binalar yapılırken değil, yıkılırken daha çok gürültü çıkarırlar.
Boğulmaya karar verenler için okyanuslara gerek yoktur. Onlar istediler mi bir kaşık suda da boğulabilirler.
Bugünün ekmeği hazır değilse, dünden maya tutulmadığı içindir.
Bulutlar yağmurların yükünü yeryüzü bereketlensin diye çeker.
Büyük sular her zaman kendilerine akacak bir yol bulurlar.
Cemiyetin nabzı dava adamının yüreğinde atar.
Cimrilerinde vermekten zevk duydukları malları vardır; Akıl.
Cüzdan seslerinin vicdan seslerini bastırdığı bir toplumda insanlar ancak enkaz toplamakla meşguldürler.
Çeşmeye bakıp suyu hakkında karar verilmez, suya bakıp çeşme hakkında karar verilir.
Çağlayanlara bent vurulmaz. Onlar mutlaka kendilerine akacak bir yer bulurlar.
Çınara çınar olduğunu hatırlatan tek şey üzerine esen fırtınalardır.
Çocuklarına saygı duymayan bir cemiyetin geleceğine de saygısı yoktur. Çünkü çocuk demek gelecek demektir.
Çocuk, geminin yelkeni gibidir. Rüzgâr hangi taraftan eserse o tarafa doğru şişer.
Çocuk kalbi, yarınlara açılan kapıdır. Bu kapıyı kırmadan açmasını başarabilenler, geleceğin umut dolu yollarında güvenle yürüyebilirler.
Dallar göklere doğru uzanmadıkça, yağmurlar köklere inmez.
Dava adamı aynı zamanda 'Deva' adamıdır. Bugünkü sancılarımızın gerçek sebeplerinden birisi de dava adamlarının yokluğudur.
Derya içindeki incileri saçmaz. Onlara sahip olmak isteyenler vurgun yemeyi göze almak zorundadırlar.
Denize açıldıktan sonra gözleri hala limanda kalanlar, yol alabilirler fakat ilerleyemezler.
Denize düşen yılana sarılırmış, yılanda denize düşene sarılır.
Dikenler gülü seven ellere değil, onu kırıp koparmaya kalkışan ellere batarlar.
Denizlerin nerede olduğunu öğrenmek istiyorsanız nehirlerin akışını takip ediniz. Zira bütün nehirler denizlere akar.
Dosta sitem düşmana hediyedir.
Dost kim düşman kim çok iyi bil.
Gel kulağına söyleyeyim biraz eğil.
Allah Rasulü buyuruyorlar ki;
" Derdimizle dertlenmeyen bizden değil"
Duvarı tamamlayan ilk ve son tuğladır.
Eğer biz gerçekten büyüklerin öğüdünden faydalanmış olsaydık küçüklerin gölgesine takılıp kalmazdık.
Eleştirilmediğiniz zaman kuşkulanın. Artık dikkate alınmıyorsunuz demektir.
Elinden şekerin düştü diye üzülme. Sen yalnızca Yaradana Tevekkül eyle. Yaradan düşen şekeri karıncalara yem edecektir. Daha güzelini de sana verecektir.
Ey İbrahim (AS) devir öyle değişti ki, sen gelir de kırarsın diye korkularından bütün putları şimdi insanların içine gizlemeye çalışıyorlar.
Fatih Sultan Mehmet'in ortaçağı kapayıp yeniçağı açması, yaşadığı çağa ayak uydurmasından değil, Kur'an'a uyup yolundan gitmesindendir.
Fırtına esince çınarlarla çöpler birbirinden ayrılır.
Geleceğe mi sahip çıkmak istiyorsunuz; Öyleyse çocuklarınıza sahip çıkınız.
Geceyi karanlık gören gözdür, gönül değil.
Geçmişe kaşlarını çatanlar, geleceğin tebessümünden mahrum kalırlar.
Geçip gittiğin yollarda ışık bırakamıyorsan önündeki karanlıklardan şikâyet etmeye de hakkın yoktur.
Geriye ya dilden dile söylenecek bir hitap veya elden ele okunacak kitap bırakın.
Gemiler varlıklarını limanda kalarak değil,denizlerde yol alarak gösterirler.
Gemiler kendine çarpan dalgalardan nasıl batacağını değil, nasıl batmayacağını öğrenmelidir.
Gönülden çıkmayan söz, dilde de manasını bulamaz.
Gölgelerin de ışığa ihtiyacı vardır. Işığın olmadığı yerde gölge oluşmaz.
Gözlerini kapamayanlar için karanlıkta da görülebilecek bir mesafe vardır.
Gücünün yettiği kadar iyilik yaparsan, gücünün yetmediği yerde yaptığın iyiliklerin birer birer karşına çıktığını görürsün.
Hangi mevsimde yaşarsan yaşa, mevsimlere renk katamıyorsan bütün zamanlar karanlıktır.
Işığın olduğu yerde gölge de olacaktır. Karanlıklarda gölgelere rastlayamazsınız.
İnsan gerçek yüzünü göremedikten sonra ha kırk ayna ha kırık ayna.
İnsanlar ekmeksiz kalınca değil, daha çok hedefsiz kalınca açlık hissi duyarlar.
İnsanlar rakiplerini hiçe sayarak değil, ancak yarışarak geçebilir.
İnsanların yetimi olduğu gibi milletlerinde yetimi vardır. Gerçek ilim adamlarından mahrum olan milletler yetimdirler.
Kadının yakmadığı bir kandil ışık vermez. İleri hedeflere ancak bu ışığın aydınlığında ilerleyebilirsiniz.
Kalbiniz ne yöne gidiyorsa eliniz de o yönde hareket eder.
Kimsesiz ve yalnız kalanlar öksüzler değil,köksüzlerdir.
Kökünü beğenmeyen ağaç, kurumaya mahkûmdur.
Küçük adamlar, büyük adamların fikir sancılarını,kendi karın ağrılarıyla karıştırırlar.
Maharet, hırsıza karşı kaliteli kilit geliştirmek değil, hırsızlık yapmayan kaliteli insan yetiştirmektir.
Marka elbiseler üretildi fakat, yamalı hırka giyenlerin kıymetinde marka insanlar yetiştirilemedi.
Ne tuhaf! İnsanlar uyanıkken gördükleri olaylardan çok, uykuda gördükleri ile ilgileniyorlar.
Nereye baktığınız önemlidir, ancak daha önemlisi nereden baktığınızdır.
Ne arıyorsan ancak onu bulursun. Ne istemişsen sana verilen de ancak odur. Kimin nereye gittiğini bilmek istiyorsan nereden geldiğine bak.
Nuh'un (as) gemisine binenler, gemiye bindikleri için değil, Allah'a inanıp güvendikleri için güven içerisindedirler.
Ölüler gibi yaşayanlar yalnız hayatın değil, gerçek ölümün de zevkinden mahrum kalırlar.
Ruhun esir olması bedenin esir olmasından daha korkunçtur.
Sadece hayret etmekle bir yere varılmaz. Bir yere varmak isteyen mutlaka gayret de edecektir.
Sarmaşık üç ayda yetişir üç günde kurur. Çınar 15 yılda büyümeye başlar 500 yıl yaşar. Erken yetişenlere aldırış etmeyin. Ömürleri kısadır.
Savaş meydanında kırılmış bir kılıç, kınında saklı altın kabzalı kılıçtan daha çok değer taşır.
Sen yağmur olup yağmaya bak, kayalar cevap vermese de toprak cevap verir.
Susmazsan ruhunun sesini dinleyemezsin.
Söylenecek sözü olanlar söylemezlerse söylenmeyecek sözü olanları dinlemek zorunda kalırlar.
Solucanlarda yüksek doruklara ulaşabilirler; fakat kartalların ağzında.
Sürekli gölgeye kaçanların gözleri, ışığı görünce kamaşır elbet.
Tarihe bakınız; Mütefekkirini tokatlayan idarelerin ayakta,milletlerinde hayatta kalmadıklarını göreceksiniz.
Tarih boyunca ilim adamları eğilmeye başlamadan evvel hiçbir toplumun eğildiği görülmemiştir.
Tilkiyi canından eden parlak postudur,
İnsanı canından eden ahmak dostudur.
Toprağın çamur olmaya, ağacın çamur yemeye tahammül etmesi meyvelerin hatırınadır.
Tarihte acizlere ait tek bir zafere rastlayamazsınız.
Tökezlemek bazen güzeldir, zira düşmekten kurtarır insanı.
Unutmamalı ki bugün attıklarını on ikiden vuranlar da zamanında karavana atıyorlardı.
Yarın ki durumunuzu öğrenmek isterseniz, bugün ne işle meşgul olduğunuza bakınız.
Yürüdüğün yolda güllerle karşılaşıyorsan eğer, demek ki senden önce gidenler yollara gül ekerek geçip gitmişler. Giden gitmiş gül kokusu kalmıştır arkalarında.
Yalnız dudaktan çıkan sese laf, özden çıkana söz denir.
Yolcuyu yoran yol değil, hedefsizliktir.
Zincir ne kadar uzun olursa olsun içinden bir halkası çürükse hiçbiri bir işe yaramaz.
Yağmur bekliyorsan gök gürültüsüne razı olacaksın.