Adli kontrol, bir suç işlediğine dair kuvvetli şüphe bulunan bir kişi hakkında, tutuklama yerine uygulanabilecek bir koruma tedbiridir. Bu tedbir, şüpheli veya sanığın kaçma, delilleri karıştırma gibi durumları engellemek ve yargılamanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla kullanılır.
Basitçe açıklamak gerekirse:
Tutuklamaya alternatif: Tutuklama, kişinin özgürlüğünden tamamen yoksun bırakılması anlamına gelirken, adli kontrol daha hafif bir tedbirdir.
Denetim altında serbest bırakma: Adli kontrol kararı verilen kişi, belirli şartlara bağlı olarak serbest bırakılır ancak belirli kurallara uymak zorundadır.
Yargılamanın güvencesi: Bu tedbir, şüphelinin yargılama sürecinde kaçmasını engellemeye ve delillerin korunmasına yardımcı olur.
Adli kontrol şartları, hakim tarafından karar verilir ve kişinin durumuna göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak şu şartlar sıralanabilir:
İmza atma: Belirli aralıklarla adliyeye giderek imza atmak.
Yurt dışı çıkış yasağı: Pasaportuna el konulması veya yurt dışına çıkışının yasaklanması.
Belirli yerlere gitme yasağı: Mağdurun yaşadığı yer gibi belirli yerlere yaklaşmaması.
Kişiyle görüşme yasağı: Tanık veya mağdurla iletişim kurmasının yasaklanması.
Polis merkezine teslim olma: Belirli aralıklarla polis merkezine giderek teslim olmak.
Elektronik kelepçe takılması: Kişinin hareketlerinin takibi için elektronik cihaz takılması.
Adli kontrol kararı, bir hakim tarafından verilir. Hakim, delilleri değerlendirerek ve suçun niteliğini göz önünde bulundurarak uygun göreceği adli kontrol şartlarını belirler.
Kişinin haklarının korunması: Tutuklamanın ağır bir yaptırım olması nedeniyle, adli kontrol daha hafif bir seçenek olarak değerlendirilir.
Yargılamanın etkinliği: Adli kontrol sayesinde şüpheli veya sanık yargılama sürecinde takip edilebilir ve deliller korunabilir.
Toplumsal güvenlik: Adli kontrol, suç işleyen kişilerin toplumdan uzaklaştırılmadan denetim altında tutulmasını sağlar.