ABDURRAHİM KARAKOÇ'UN VEFATININ 7. YILDÖNÜMÜ

GÜNDEM Haber Girişi : 07 Haziran 2019 04:11
ABDURRAHİM KARAKOÇ'UN VEFATININ 7. YILDÖNÜMÜ
Türk Edebiyatının usta ve üstad şairi Abdurrahim Karakoç vefatının 7.yıldönümünde dualarla anılıyor.

ABDURRAHİM KARAKOÇ'UN VEFATININ 7. YILDÖNÜMÜ 


Türk Edebiyatının usta ve üstad şairi Abdurrahim Karakoç vefatının 7. yıldönümünde dualarla anılıyor.


7 Nisan 1932 yılında Kahramanmaraş'ta doğan Karakoç, 07 Haziran 2102 yılında Ankara'da vefat etmişti. Kabri Bağlum kabristanlığında bulunmaktadır.


Samsun Yazarlar Derneği Başkanı Ahmet Seven Abdurrahim Karakoç'un yerinin doldurulması zor olan şairlerimizden birisi olduğunu ifade ederek: " Abdurrahim Karakoç yakın tarihimizde şiirimizin yeniden canlanıp geçmiş ile bağ kurmasına sebep olmuştur. Yunus Emre dili gibi akıcı ve maneviyat iklimine sahip olması onu bu büyük milletin gönlünde taht kurmasını sağlamıştır. Allah'tan rahmet diliyor dualarla yad ediyoruz. Karakoç'u okumak ve anlamak milli bir görevdir. O yaşadığı sürece şiirleriyle bu milletin aşk, sevgi, vatan, millet duygularının tercümanı olmuştur. " dedi. 


ABDURRAHİM KARAKOÇ KİMDİR?


7 Nisan 1932 yılında Kahramanmaraş'ta doğan Karakoç’un şiir merakı küçük yaşlardan gelmektedir. Şiire merakının bir sebebi de ailesinde dedesi, babası ve kardeşlerinin şair olmasıdır. İlk yazdığı şiirleri 2 kitap olacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 1964 yılında ”Hasana Mektuplar" ismi altında kitap haline getirdi. 1958 yılında bulunduğu kasabada belediye mesul muhasibi olarak memuriyete girdi ve 1981 Mart ayında emekli oldu.


Şiirlerinde esas unsur olarak insanı ele alan şair, şiirleri yüzünden otuza yakın mahkemeye verildi fakat hepsinden beraat etti. 1985 yılından beri gazetecilik yapan Karakoç, bir ara politikaya girdi ve ayrıldı.


Niçin girip, niçin ayrıldığını bir röportajda şöyle cevaplandırdı:


'Allah rızası için girmiştim, Allah rızası için ayrıldım'


30 yılı aşkın bir zaman içinde kitapları baskı üstüne baskı yenilemektedir. Bilhassa VUR EMRI adlı kitap günümüz şairlerinin hiç birisine nasip olmayan kabulü görmüştür.


KENDİ DİLİNDEN, KENDİ TARİFİ


'Ebedî kudretin tek sahibinden alınan emir üzerine 1932 yılında dünyaya gelmişim. Çocukluğum şöyle-böyle geçti. Kıt imkânlara, kıtlık yıllarına rağmen hâlâ o günleri özlerim. Birçok kimseye o yılları anlatsam, 'Özlenecek neresi var? ' diyebilirler, amma ben hep çocukluk yıllarımı sevdim. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başladım. Zaten bizim oralarda her genç şiir yazar. Bu tutku başka bir meşgalenin veya işin olmayışından kaynaklanıyor gibime geliyor. Ben de avareydim, boşluğumu şiirle doldurmaya çalıstım.


Benimle şiire başlayanlar yalnızlıktan, yardımsızlıktan dökülüp gittiler.

Bana gelince:


Sağolsunlar, iktidarların ve muhalefetin irikıyım politikacıları, ihtilal cuntacıları, 'bilimsel' cüppeliler, entellektüel züppeler, millî soyguncular, sosyete parazitleri, sermaye sülükleri, zulüm-işkence makineleri, adalet katleden hukukçular, dalkavuklar, üçkağıtçılar v.s. hep bana yardımcı oldular. Şiir malzememi veren onlar, öfkemi bileyen onlar oldular. Yardımlarını inkâr etmiyorum, fakat teşekkür de etmiyorum.


Dinsizlerin değil, din düşmanlarının, yani İslâm düşmanlarının da az yardımı olmadı. Bir bakıma dinî duygularımın kuvvetlenmesine vesile oldular.


En uygun zamanda yaşadığıma inanıyorum. Yardımcılarım (!) var oldukları sürece yazmaya devam edeceğim. Allah (cc) kısmet ederse...'


Evli ve 3 çocuk babasıydı.


7 Haziran 2012 günü 46 gündür tedavi gördüğü Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde vefat etti.

----------------------

MİHRİBAN

Sarı saçlarına deli gönlümü

Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban

Ayrılıktan zor belleme ölümü

Görmeyince sezilmiyor mihriban

Yar,deyince kalem elden düşüyor

Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor

Lambada titreyen alev üşüyor

Aşk kağıda yazılmıyor mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile

Sevilen seveni düşürür dile

Seneler asırlar değişse bile

Eski töre bozulmuyor mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama

Aşk değince ötesini arama

Her nesnenin bir bitimi var ama

Aşka hudut cizilmiyor mihriban

Boşa bağlanmış bülbül gülüne

Kar koysan köz olur aşkın külüne

Şaştım karabahtım tahammülüne

Taşa çalsam ezilmiyor mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı

Ancak çeken bilir bu derdi gamı

Bir kördüğüm baştan sona tamamı

Çözemedim çözülmüyor mihriban 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.