AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin,parti genel merkezinde düzenlenen Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin,parti genel merkezinde düzenlenen Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında konuştu.
Mehmet Ali Şahin, paralel devlet yapılanmasının, pirincin içerisindeki beyaz taş gibi olduğunu belirterek, "Çok ciddi bir inceleme gerekir ama biz bu pirincin içerisindeki, bu beyaz taşları mutlaka ayıklayacağız ve milletimize taşlı pirinçten yapılmış pilav yedirmeyeceğiz, mutlaka ayıklayacağız, zor da olsa ayıklayacağız" dedi.
Şahin, kongrelerini tamamlayan AK Parti teşkilatlarının, yenilenen haliyle 1 Kasım seçimlerine girerek, tek başına iktidar olduğunu hatırlatarak, seçim sonrası başlayan süreci "yeni dönem" olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığının görev ve sorumlulukları hakkında bilgi veren Şahin, başkanlığın partinin siyasi ve hukuki görüşünü geliştirmek ve yaymak gibi önemli bir sorumluluğu bulunduğunu ve parti görüş ve politikalarının oluşumuna katkı sağladığını anımsattı.
Şahin, Hükümetin TBMM'ye sunduğu kanun tasarıları ile AK Parti milletvekillerinin kanun tekliflerinin parti program ve politikalarına uygun olup olmadığını denetleme görevinin de başkanlıklarında olduğunu belirtti.
Yakın bir zamanda bölge toplantılarına başlayacaklarını ve bu toplantılarda ilçelerde aynı görevi yürüten partililerle bir araya geleceklerini bildiren Şahin, parti genel merkezinde üç çalışma grubu oluşturduklarını, birinci çalışma grubunun terörle mücadelenin siyasi, sosyal ve kültürel boyutlarını incelemek üzere kurulduğunu kaydetti.
Şahin, "Terörle mücadele sadece silahla yapılarak neticelendirilecek bir iş değildir. Terörle mücadele tabii ki silahla da yapılacak ama asıl netice alıcı mücadele kültürel, sosyal ve siyasi alanda alacağınız tedbirlerle mümkün olabilir. İşte bunların nelerden ibaret olması gerektiğini inceleyecek milletvekili arkadaşlarımızın içerisinde yer aldığı bir birim, çalışma grubu oluşturuldu" dedi.
YÖK ve üniversiteler reformu ile Suriye ve Irak'tan gelen 3 milyona yakın göçmenin sorunlarına ilişkin de çalışma grupları oluşturulduğunu aktaran Şahin, çalışma gruplarının hazırlayacağı raporları Hükümete ve ilgili bakanlara sunacaklarını ifade etti.
"Siyasetin özgürlük alanı AK Parti ile genişlemiştir"
Türkiye siyasetine, Siyasi ve Hukuki İşler Başkanlığı birimini kazandıran partinin AK Parti olduğunu vurgulayan Şahin, "Çünkü siyaset ve hukuk, demokrasinin olmazsa olmaz iki kuralı ve değeridir. Biz AK Parti olarak bu iki kavramın içini dolduran icraatlar yaptık. Özellikle siyasetin özgürlük alanı AK Parti ile genişlemiştir" diye konuştu.
Kendisinin de içinde bulunduğu iki siyasi partinin, Anayasa Mahkemesi tarafından, üniversitelerde kılık kıyafetin serbest olmasını istediği için kapatıldığını anımsatan Şahin, "En büyük ilgi, Anayasa Mahkemesinin önünde bir siyasi partiyle ilgili kapatılma davası haberlerini kamuoyuna ulaştırmak için basın yayın organları tarafından gösterilirdi. Şimdi Anayasa Mahkemesi önünde bekleyen var mı? Çünkü artık siyasetin Türkiye'de özgürlük alanı genişlemiştir" değerledirmesinde bulundu.
Şahin, anayasa değişikliğiyle siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırdıklarını, kadın milletvekillerinin başörtülü olarak TBMM'de yer alabildiklerini anımsatarak, "AK Parti siyasete ve hukuka işte böylesine hizmet etmiş olan bir siyasi partidir" dedi.
"Hakaret etmek, küfür etmek acizlerin işidir"
Siyaseti, ülkeye hizmetin bir aracı olarak gördüklerine işaret eden Şahin, şunları söyledi:
"Biz siyaseti, kavga aracı olarak görmüyoruz ama siyaseti rakiplerine hakaret etmek, küfür etmekten ibaret zanneden partiler de var. Ocak ayı içerisinde ana muhalefet partisi kurultay yaptı, şimdi soruyorum, size ve sizin şahsınızda kamuoyuna soruyorum, Cumhuriyet Halk Partisi'nin son yaptığı kurultaydan akılda, Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanımıza hakaretinden başka bir şey kaldı mı, var mı bir şey? Cumhurbaşkanımıza yaptığı hakaretten başka o kongreden beyinlerde, hafızalarda ne kaldı? Hakaret etmek, küfür etmek acizlerin işidir, bir şey yapamayanların, aciz kalanların işidir. Biz bu yola başvurmayacağız. Biz şu ana kadar proje ürettik, üretmeye, bunu hayata geçirmeye, ülkemize ve insanımıza hizmet etmeye devam edeceğiz, bizim yolumuz budur."
"Sivil bir anlayışla yeniden yapılmalıdır"
AK Parti olarak kuruluşlarından beri en önemli hedeflerinden birinin "yeni anayasa" olduğunu dile getiren Şahin, "Bunun birinci nedeni şudur, darbeciler anayasa yapar da siyasiler yapamaz mı? Bunu ispat etmek zorundayız, darbeciler anayasa yapacak, bunu başaracaklar ama siyasiler, parlamento yeni anayasa yapamayacak. Bizim bunu ispat etmemiz, bunu göstermemiz gerekiyor. 'Peki mevcut darbe ürünü anayasaya niye karşısınız?' Çünkü mevcut darbe ürünü anayasa, bu ülkeyi ve bu milleti, devletin ülkesi ve devletin milleti olarak görüyor" dedi.
Anayasanın 3. maddesindeki "Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür" ifadesini hatırlatan Şahin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür demek, bu vatan da bu ülke de bu millet de devletin ülkesi ve devletin milleti demektir. Peki ne olması lazım? 'Türkiye devleti ülke ve millet olarak bölünmez bir bütündür' yani şu demek, bu vatan da bu ülke de bu devlet de milletindir, esas olan millettir. Bu devletin, bu ülkenin sahibi sadece millettir ama darbeciler bunu koyamadılar. İşte sivil bir anayasa bunu böyle düzeltmeli. Biz bunu böyle söylüyoruz ama özellikle iki siyasi parti CHP ve MHP, 'Biz asla buna dokundurtmayız' diyorlar, 'Bizim kırmızı çizgimizdir' Aslında kırmızı çizgi olarak söyledikleri, darbecilerin iradesidir biliyor musunuz? 'Darbecilerin iradesine dokundurtmayız' diyorlar. Ne 1924 Anayasası'nda böyle bir hüküm var, ne 1921 Anayasası'nda böyle bir hüküm var, sadece darbecilerin getirmiş olduğu düzenlemelerdir bunlar. O halde sivil bir anlayışla yeniden yapılmalıdır."
"Darbecilerin iradesini hala devam ettirmeye çalışan partiler"
Anayasa'nın ikinci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin insan haklarına saygılı bir devlet olduğunu belirten bir ifade bulunduğunu söyleyen Şahin, "Biz diyoruz ki 'saygılı' yerine 'dayalı' koyalım, 'insan haklarına dayalı.' 'Dayalı' daha güçlü bir ifadedir değil mi, saygıya göre. 'Hayır koydurmayız.' Ya ne var? 'Hayır, ilk üç maddeye dokundurtmayız.' Böyle bir anlayışa sahip darbecilerin iradesini hala devam ettirmeye çalışan partilerle yeni bir anayasa yapmanın zorluğunu görüyor musunuz" dedi.
Şahin, "İnşallah Türkiye er veya geç sivil bir iradeyle hazırlanmış, milletin teveccühüne mazhar olmuş yeni bir anayasaya sahip olacaktır, kavuşacaktır, AK Parti olarak bizim en önemli hedefimiz, sevdamız budur ve bu yeni anayasa başkanlık sistemini de içinde barındıracaktır" dedi.
"Başkanlık sistemi istikrardır, istikrarla bir ülke büyür"
Bazı kesimlerin başkanlık sistemini sanki AK Parti icat etmiş gibi bir algı oluşturmaya çalıştığını, ancak bu sistemin başarıyla uygulandığını, bunu en başarıyla uygulayan ülkenin de Amerika Birleşik Devletleri olduğunu belirten Şahin, "Başkanlık sistemine 'diktatörlük' diyenlere soruyorum, Amerika Birleşik Devletleri uzun süredir diktatörlükle mi yönetiliyor? Bakın şu anda Amerika Birleşik Devletleri seversiniz, sevmezsiniz, takdir edersiniz, etmezsiniz, itirazlarınız olabilir ama dünyanın en güçlü ülkelerinin başında yer alıyor, öyle değil mi? Bunda başkanlık sisteminin önemli rolü vardır. Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanlık sistemiyle yönetiliyor olmasının önemli bir rolü vardır, çünkü başkanlık sistemi istikrardır, istikrarla bir ülke büyür" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de cumhurbaşkanı ve başbakanın halk tarafından seçildiğine işaret eden Şahin, "Parlamentonun içinden çıkmış bir hükümet mi, yoksa milletin bizzat seçtiği hükümet modeli mi? Başkanı millet bizzat seçiyor ve milletin seçmiş olduğu başkan da dışarıdan bakanlarla hükümetini kuruyor ama güçlü bir parlamento var, bu hükümeti ve bu başkanı denetleyen, kanunları yapan bir parlamento var. Bu modele Türkiye'nin bir an önce geçmeye ihtiyacı var" diye konuştu.
Ülke ne kadar iyi idare edilirse edilsin, ülkenin gelişmesinden rahatsız olanların bulunacağını söyleyen Şahin, artık savaşların devletler arasında olmadığını, zarar vermek isteyen diğer ülkelerin artık taşeron, terör örgütleri kullandıklarını ifade etti. Şahin, "Türkiye'de eğer şu anda terör örgütlerinin faaliyetleri varsa bilesiniz ki bu terör örgütleri birtakım yerlerin maşalarıdır. Türkiye'de kaos meydana getirmek, Türkiye'nin özellikle AK Parti iktidarı döneminde sergilemiş olduğu iyi gidişin önünü kesmek ve Türkiye'nin kalkınma hızına sekte vurmak amacıyla terör örgütleri kullanılıyor" dedi.
Türkiye'nin 30 yılı aşkın bir süredir bölücü terör örgütüyle mücadele ettiğini vurgulayan Şahin, "Bu terör örgütünün mensuplarına, onların siyasi uzantılarına sormak lazım, ne istiyorsunuz kardeşim" ifadesini kullandı.
Bu soruya karşılık önceki dönemlerde, "Kürt vatandaşların haklarının verilmediği, ana dilinin konuşulamadığı ve batı bölgelerine yapılan yatırımların doğuya yapılmadığı" gibi cevaplar verildiğini söyleyen Şahin, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bütün bunlar geride kaldı. AK Parti iktidarı, dönemin Başbakanı, şimdiki Cumhurbaşkanımız, 'ret, inkar ve asimilasyon politikaları artık ayağımızın altındadır, bu ülkede kim kendisini nasıl tanımlamak istiyorsa öyle tanımlasın, silaha sarılmadığı, şiddete başvurulmadığı sürece her düşünce özgürce ifade edilebilsin'... Türkiye böyle bir noktadadır. Batıda da havaalanı var şimdi, doğuda da var, Yüksekova'da da var, Şırnak'ta da var. Batıda da, İç Anadolu'da da bölünmüş yol var, Şırnak'ta da var, Van'da da diğer bölgelerde de var. Bu terör örgütünün, onların siyasi uzantılarının artık söyleyebilecekleri bir şey kalmamıştır, peki şu anda niye eylem içerisindeler."
"Biz pirincin içerisindeki bu beyaz taşları mutlaka ayıklayacağız"
Terör örgütleriyle mücadelenin kolay olmadığına işaret eden Şahin, Ankara'da gerçekleştirilen saldırının failinin kısa sürede belirlendiğini vurguladı. Bazı örgütlerin de kendisini çok iyi gizlediğine dikkati çeken Şahin, şunları kaydetti:
"Özellikle devlet içerisinde, devlet kurumlarında yapılanarak devleti ele geçirmeye çalışan Türkiye'de maalesef örgütler de türedi. Dışarıdan yönlendirilen adına 'paralel yapı' dediğimiz örgütler de türedi. Bunlar pirincin içerisindeki beyaz taş gibidir. Pirincin içindeki siyah taştan korkmayın, pirincin içindeki siyah taşı ayıklarız, görünüyor çünkü ama pirincin içerisindeki beyaz taşı tespit etmek, onu ayıklamak kolay değil. İşte bu terör örgütleri özellikle altını çizerek ifade ediyorum, 'paralel yapı' denen örgüt, pirincin içerisindeki beyaz taş gibidir. Çok ciddi bir inceleme gerekir ama biz bu pirincin içerisindeki bu beyaz taşları mutlaka ayıklayacağız ve milletimize taşlı pirinçten yapılmış pilav yedirmeyeceğiz, mutlaka ayıklayacağız, zor da olsa ayıklayacağız."