Kudüs, son yılların en şiddetli ve sık gerçekleştirilen baskın ve saldırılarıyla yüz yüze.
İsrailli siyasiler seçim vaatlerinin arasında Yahudilerin Cebel-i Heykel dedikleri Mescid-i Aksa'da dini bayramlarında ayinlerini rahatça yapabilecekleri sözünü veriyor. Hahamlar ise bu günleri fırsat bilerek Yahudileri Mescid-i Aksa'ya baskın yapmaya yönlendiriyor. Her yıl çeşitli bahanelerle mescide yapılan baskın ve saldırıların dozunu arttıran Siyonistler, 1967 işgalinden bu yana en yıkıcı saldırılarını gerçekleştiriyorlar.
Geçen yıl Ekim ayı sonunda İsrail, ilk defa 24 saat süreyle Aksa'yı kapatmış ve uygulamaya tepki gösteren Filistinlilere saldıran askerler Mescid-i Aksa'yı basarak gaz bombaları ve plastik mermilerle mescidin içini tahrip etmişti. Bu yılın 14 Eylül tarihinde İbrani takvime göre yılbaşı olan Roş Aşana Bayramını bahane eden İsrailliler, sabah namazından itibaren 45 yaş altı Filistinli Müslümanların Mescid-i Aksa'ya girmelerini engelledi. Buna karşın Megaribe Kapısının açılmasıyla özel kuvvetler eşliğinde Yahudiler Aksa'ya girdi. Mescidin içinde koruma amaçlı nöbet tutan murabıtlara ses, gaz bombaları ve plastik mermilerle saldıran İsrail güçleri, Kıble Mescidi'ni savaş alanına çevirdi. Ayrıca Mescid-i Aksa'ya giriş yasağından dolayı Aksa kapılarında bekleyen Müslümanlara da saldırılar gerçekleştirildi. Birçok kişi yaralanırken, onlarca kişi tutuklandı. Son olarak İsrail askerleri postallarıyla Kıble Mescidi'nin minberine çıktı.
Bu olayın etkileri sürerken 27 Eylül akşamından itibaren Yahudi yortusu Sukot bahane edilerek Mescid-i Aksa'ya yapılan zulümler devam ediyor. Yine 50 yaş altı Müslümanlar Mescid-i Aksa'ya alınmazken, 7 gün 7 gece süren Sukot Yortusu dolayısıyla şiddetin dozu artıyor. Kıble Mescidi etrafına barikatlar kuran İsrail askerleri, mescidin çatısına da keskin nişancılar yerleştirdi. Müslümanların giremediği avluya yüzlerce kişilik Yahudi grupları baskın düzenliyor.
"İSRAİL'E GÖRE SENENİN 100 GÜNÜ KUTSALDIR"
Mescidi-i Aksa'nın Yahudilerle Müslümanlar arasında zamansal veya mekansal olarak bölünmesi projesini hayata geçirmeye çalışan İsrail'in saldırıları sürerken, Hamas Siyasi Büro üyelerinden İzzet er-Rışk'a son gelişmeleri sorduk. "Siyonist İsrail'in planı, Mescid-i Aksa'yı kısım kısım Yahudileştirmek" açıklamasında bulunan er Rışk, Yahudiler için 1 yıl içerisinde yaklaşık 100 günün kutsal sayıldığını ve bugünleri Aksa'ya baskın yapmak için gerekçe olarak kullandıklarını hatırlattı. Son baskın ve saldırıların en tehlikeli olanları olduğunu belirten Hamas Siyasi Büro üyesi İzzet er-Rışk, "İsrail askerlerinin 1967'den bu yana ilk kez Aksa'ya postallarıyla girdiğini ve minbere kadar çıktıklarını gördük çünkü işgalci İsrail, Filistin halkının ve Müslümanların kutsalına saygı göstermiyor" dedi.
"İSRAİL VAR OLDUĞU SÜRECE BU SALDIRILAR BİTMEYECEK"
İsrail'in bu saldırılarının Filistin halkını hiçbir zaman yıldırmadığını ve yıldıramayacağını vurgulayan İzzet er Rışk, "İsrail var olduğu sürece bu saldırılar son bulmayacak, Filistin var olduğu sürece de Filistinliler pes etmeyecek, tüm inanç ve azmiyle bu teröre karşı direnecek" ifadelerini kullandı.
Bu davanın sadece Filistinlilerin değil, İslam dünyasının meselesi olduğuna işaret eden er Rışk, İslam dünyasının Aksa murabıtlarına destek vermesi ve bu meseleyi kendi meseleleri olarak üstlenmeleri gerektiğine dikkat çekti.
"ARAP ÜLKELERİ TÜRKİYE GİBİ DURMALI"
"Türkiye'nin duruşu bu konuda örnek bir duruş ve Filistin halkının zaferinde Türkiye'nin de büyük bir payı olacak" şeklinde konuşan İzzet er-Rışk, tüm Arap ülkelerinin de bu şekilde durması için çağrı yaptıklarını belirtti.
"İSRAİL'İN MESCİD-İ AKSA'YI İŞGAL PROJELERİ GECİKTİ, SALDIRGANLAŞTI"
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi İslam ve Din Bilimleri bölümünde görev yapan Yrd. Doç. Dr. Abdullah Maruf Ömer ise İsrail'in Kudüs ile olarak gerçekleştirmek istediği işgal projesinin 48 yıl geciktiğini ve İsrail Hükumetinin bu projenin başarısızlığa doğru gittiğini görmesiyle saldırganlaştığını belirtiyor. Abdullah Maruf Ömer'e göre, dünya Suriye'deki savaş, Mısır'daki darbe gibi olaylarla meşgulken Filistin kendisine gündemde yer bulmakta zorlanıyor ve bu da İsrail'in Mescid-i Aksa ile ilgili projelerini hızlandırmasına neden oluyor. Diğer yandan şu anki koalisyonda aşırı sağcı partilerin görev alıyor olması da artan saldırıların bir nedenini oluşturuyor.
İlk kıblemize karşı yapılan baskın ve saldırılara tek başına direnmeye çalışan Filistinlilerin durumunu kendisine sorduğumuz Filistinli Ortadoğu uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Maruf Ömer, Filistin halkının binlerce yıldır varlığını sürdüren bir halk olduğunu hatırlatıyor. Filistin halkının daha önce defalarca çeşitli işgal ve saldırılara maruz kaldığını ancak her zaman topraklarında kalmaya devam ettiğini vurgulayan Ömer, Filistin halkının direnmeye devam edeceğinden ve bu saldırıların onları yıldıramayacağından emin.
"BİR BUÇUK MİLYAR MÜSLÜMAN, BEŞ MİLYON SİYONİST"
İsrail'i kutsal mescidimize gerçekleştirdiği saldırıların bu şekilde devam etmesi halinde 3. İntifada'nın başlamasının kaçınılmaz olacağını söyleyen Abdullah Maruf Ömer, son dönemde yaşanan olayların 1987 yılında yaşanan 1. İntifada ve 2000 yılında yaşanan 2. İntifada'da yaşanan olaylara benzediğini belirtiyor.
Filistin konusunda İslam aleminin üzerine çok büyük bir görev düştüğünü vurgulayan Abdullah Maruf Ömer, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Müslümanlar dünyanın beşte birini oluşturuyor. Ve bir buçuk milyar Müslümanın beş milyon Siyonist'in karşısında aciz ve suskun kalması inanılır gibi değil. İslam dünyasının suskunluğu İsrail'in başta Kudüs olmak üzere Filistin üzerindeki saldırılarını arttırıyor."
"1 KASIM'IN SONUCU KUDÜS'E KADAR UZANIR"
Son olarak 1 Kasım seçimlerine de değinen Ömer, önümüzdeki seçimlerin sadece Türkiye'yi etkilemeyeceğini ve sonuçlarının Kudüs'e kadar dayanacağına şu şekilde işaret etti: "Siz, Filistin için önemi çok büyük olan, tarihi bir an ile karşı karşıyasınız. 1 Kasım'da sandığa gittiğinizde bu emanetin zihinlerinizde olmasını rica ediyorum."