Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir'' dedi.
Atalay: 28 Şubat Demirel'in Eseridir
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay , ''Sayın Demirel, 12 Eylül davasında
'Ben müdahil olmam' diyor. Ama müdahil olmaz zaten. Çünkü ondan sonraki
28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28 Şubat'ın koordinatörü sayın
Demirel'dir'' dedi.
Atalay, Başpınar Spor Salonu'ndaki AK Parti
Kırıkkale 4. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de ilk
defa bir ihtilalin yargılandığını, bunun da AK Parti iktidarı döneminde
gerçekleştiğini vurguladı.
Anayasa değişikliği referandumu
sayesinde bu sürecin yaşandığına dikkati çeken Atalay, ''O anayasa
değişikliğiyle bugün, ülkemizde ilk defa bir ihtilal yargılanıyor. Bunun
simgesel değeri çok yüksek. Bundan sonra bu ülkede hiç kimse millet
iradesine böyle gelip, darbe falan yapamayacak. Bundan sonra kimse
cesaret edemeyecek. Bunun simgesel değeri bu. Yoksa yaşlı birkaç kişinin
ceza alması falan değil esas olan. Esas olan Türkiye'de artık bu
değişimin görülmesi ve algılanması'' dedi.
Anayasa değişikliğine karşı çıkan muhalefet partilerinin, 12 Eylül davasına müdahil olduklarını anımsatan Atalay, şöyle konuştu:
''O
anayasa değişikliğine karşı koyanlar kimlerdi? Bu partilerin üçü de bu
anayasa değişikliğine karşıydı, değil mi? Referandumdan 'hayır' çıksın
diye uğraştılar. Ama milletimiz yüzde 58 oy vererek bu değişimi sağladı.
Şimdi gidip, orada müdahil oluyorlar. Bunlar utandıklarından, utanma
belasından, yoksa özlerinde istemiyorlar. Hele CHP hiç istemez. CHP
daima ihtilallerin gölgesinde yaşamış, vesayetlerin gölgesinde yaşamış
bir partidir. Millet iradesine onlar hiç güvenmemişlerdir. Millet
iradesiyle de hiç iktidar olamamışlardır, olamazlar da. Onlar olağan
üstü şartların ve dönemlerin belki desteğiyle iktidarın parçası
olabilmişlerdir.''
-28 Şubat soruşturması-
Atalay,28 Şubat'ın da yargılandığını, o dönem Kırıkkale Üniversitesi'ndeki
rektörlük görevine son verildiğini anımsatarak, ''Ben o zaman rektördüm,çok utanç verici şeyler yaşandı. Yani Türkiye'de üniversitelerde
birazcık muhafazakar tutum içinde olan, dini değerlere bağlı olan
rektörler istifa ettirildi, 6-7 arkadaşımız, sadece ben istifa etmedim,
beni görevden aldılar. Kırıkkale Üniversitesi, ondan sonra ideolojik
bakışlar içinde 10-12 sene yerinde saydı. Onlar için üniversite
gelişmiş, gelişmemiş önemli değil'' diye konuştu.
AK Parti
tarihinde ve Türkiye'nin siyasi tarihinde 27-28 Nisan 2007'nin
belirleyici ve önemli dönüm noktası olduğunu ifade eden Atalay,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunu daima hatırlayın. Müdahaleler
zinciri içinde bunun çok farklı bir yeri vardır. Niçin yeri vardır,
çünkü AK Parti hükümeti, AK Parti hükümetinin dik duran lideri öyle
eskiden olduğu gibi şapkasını falan alıp gidenlerden değildi. Onun için
farklıdır. Hatırlayın, tarihimizde buna benzer bir tane daha müdahale
vardır. Belli yaşta olanlar bilirler. Nedir o? 12 Mart 1971. O da bir
yazılı belgedir. Hükümete karşı, siyaset grubuna karşı ama o zaman sayın
Demirel, o belge çıkınca şapkasını alıp gitmiştir. Ve o belge, o
muhtıra, Meclis kürsüsünden okunmuştur o zaman. Yazık. Ama bu defa ne
olmuştur, 27-28 Nisan'da bir cevap verilmişti. Her kurum kendi görevine
davet edilmişti. Ve ondan sonra da bu süreç bitmiştir.''
-''28 Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir''-
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i, ''28 Şubat'ın koordinatörü'' olmakla suçlayan Atalay, şunları kaydetti:
''Sayın
Demirel, 12 Eylül davasında 'Ben müdahil olmam' diyor. Ama müdahil
olmaz zaten. Çünkü ondan sonraki 28 Şubat, sayın Demirel'in eseridir. 28
Şubat'ın koordinatörü sayın Demirel'dir. Bunu da böyle bilin, biz bunu
böyle biliyoruz. Halkla rövanş duyguları içinde değiliz. Asla bireysel
kin, öfke, kızgınlık içinde falan değiliz. Bunları ifade ederken sadece
şunu düşünüyoruz, ülkemiz normalleşiyor, demokrasimiz normalleşiyor,
artık milletin iradesi belirleyici oluyor ve bundan sonra da öyle
olacak. Bunun için ben diyorum, keşke ne o müdahaleler olsaydı ne de bu
davalar olsaydı. Ama ülkemizin tarihidir bu. Bundan sonra ülkemizde her
şeyi millet iradesi belirleyecek. Bizim için esas olan ülkemizin
normalleşmesidir.''