KAMYON ve TIR SÜRÜCÜLERİNİN DİKKATİNE
AHMET SEVEN
Eskiden kamyonlar için kamyon gibi yavaş gidiyorsun diyerek misal verilirdi.Yollarda tek tük tırlara rastlanıyordu.
Şimdi durum öyle değişti ki...
Kamyon ve tırlar son derece donanımlı ve bakımlı.
Teknolojinin son ürünü motorlarıyla dev güce sahipler.
Karayolunda lüks otomobillere banamısın demiyorlar.
Eğer isterlerse bir çıta kıvraklığıyla sollayıp geçebiliyorlar.
Tırlar karayolunda rakip tanımaz oldular.
Önlerindeki araçları sollayıp geçmeleri an meseli.
Tabi bu arada sağa sola sinyal vermeyi unuttular veya ihmal ettilerse vay halimize.
Bizim toplumumuzda sinyal vermek efendilik sınıfına giriyor.
Bazılarının delikanlılık anlayışında bu kural yok.
Otomobillerde de bu böyle.
İki şeyde geri kalmıyorlar.
Birisi korna çalmak, ikincisi selektör yakmak.
Trafiğe adrenalin yükseltmeye çıkanlar az değil.
Karayolları bazıları için ulaşım olmaktan çıkmış.
Böylelerine ne denir?
Bunu sizin insafınıza bırakıyorum.
Karayollarında karşılaşılan kazaların sebeplerinden birincisi sinyal vermeden şerit değiştirenler.
İkincisi çarpışan otolara binmişcesine makas atıp hız yapanlar.
Gerisi bahane.
Böyle hanzolar kendileriyle birlikte diğer sürücüleri de tehlikeye atıyorlar.
Kaza yapmalarına sebep oluyorlar.
Karayoluna çıkıldığında kamyon kamyonluğunu, tır tırlığını bilecek.
Otomobil de otomobil olduğunu unutmayacak.
Dahası sürücü koltuğuna binen şahıs insan olduğunun farkında olacak.
İnsanlığını bir kenara bırakmayacak.
Şoförlük karayolunda artistlik yapmak değildir.
Kamyon ve tır şoförlerini riske atmakta değildir.
Herkes birbirine saygılı olmak zorundadır.
Trafik güvenliği insana olan güvenle başlar.
Karayoluyla fazla bir bağlantısı yoktur.
Sorun yollarda değil insanlardadır.
Yani sorun şehirlerarası yollarda değil, beyinlerarası yollardadır.
Beyinlere giden adamlık yolu bozuksa yol neylesin?
Bu yazı biraz nasihat gibi oldu.
Olsun bakalım belki anlayan çıkabilir.
Bu yazıyı anlayamayan öküzler de çıkabilir.
Adam gibi sürücülerin elleri gözlerin gönülleri dert görmesin.
