Türkiyede yaşadığımız kavram karmaşalarından birisi de isimlerin istismar edilmesidir.Ne kadar İslami isim veya kelime varsa yurdum insanı tarafından istismar etmekte üzerlerine yoktur.
İSİM İSTİSMARCILIĞI ÜZERİNE
AHMET SEVEN
Türkiyede yaşadığımız kavram karmaşalarından birisi de isimlerin istismar edilmesidir.
Ne kadar İslami isim veya kelime varsa yurdum insanı tarafından istismar etmekte üzerlerine yoktur.
Cemaat, İhlas, hizmet, fazilet Bunun gibi onlarca samimi ve mana yüklü isim ve kelime varsa birilerinin çıkarları uğruna hunharca harcandığına şahit oluyoruz.
Burada bir soru sorarak yazıya devam etmek istiyorum.
Asr-ı Saadet deyince ne anlıyorsunuz?
Peygamberimizin yaşadığı asra verilen isimdir.
Tarihte önemli bir devirdir.
Bu gibi isimler öyle ulu orta ticari maksatla iş yerlerine müesseselere verilebilir mi?
Verilmemeli.
Zira her şeyden evvel önemli bir sorumluluğu vardır.
İstismar edilmemelidir.
Ankara Yeni Mahallede Asr-ı Saadet isimli bir müessese var.
Tabelada Asr-ı Saadet Balo Nişan ve Düğün Salonları yazıyor.
İlk gördüğünüzde aklınıza buranın Peygamberimizin Sünnetine uygun faaliyet gösteren bir yer olduğunu düşünüyorsunuz.
Peki, Peygamberimizin Asr-ı Saadetinde balo var mıydı?
Dans, müzikler
Peygamberimize atfedilen bir Asr-ı Saadeti kavramı nasıl olur da kendi çıkarlarınıza alet eder hiç alakasız bir şekilde yıpratabilir istismar edebilirsiniz?
Bir kere edeple adapla bağdaşmaz.
İsim kıtlığı mı vardı?
Bula bula bu ismi mi buldunuz?
Bu ismi bu müesseseye verirken hiç mi düşünmediniz?
Bu ülkede bira dükkânına bile Hacı Baba Fıçı Bira ismini utanmadan arlanmadan verenler var.
İyilik yaptıklarını mı sanıyorlar.
Cihat Köfte Salonu gibi isimleri unutmadık.
Aslına uygun olsa gam yemeyeceğiz.
Tamamen istismara yönelik olduğunu düşünmekte haksız mıyız?
Asr-ı Saadet deyince bütün uygulamaların ona uygun olduğu kanaati oluşuyor.
Uygulamada sorun yaşıyorsanız o ismi de vermeyeceksiniz.
Sözü uzatmaya gerek yok.
Gidin kendinize başka isimler bulun.
Öyle sorumluluk taşıyan isimleri yakasını bırakın.
Çekin elinizi.
