Öğretmenlere hatırlatmak zorunda kaldık

Abarttınız.

Abartmaya da devam ediyorsunuz.

Hani şu kıyafet serbestliği var ya.

Ondan söz ediyorum.

Kamu kurumlarını geçtim.

Öğretmen ve öğrenci kıyafetleri?

Öğretmenler hele bay öğretmenler var ya.

Onlar sazan gibi atladılar bu kıyafet serbestliğinin önüne.

Kimi top sakal bıraktı.

Kimi saçını sıfıra kazıttı.

Kimi kıçına kotunu giydi.

Kimi yaz günü ayağına botunu giydi.

İçlerinde düşük pantolon giyenleri bile bulabilirsiniz.

Öğretmen ile öğrencisini yanyana getirin ikisi arasında yaşından öte fark bulamazsınız.

Ne yazık ki çoğu öğretmenlerimiz eskilerin deyimi ile Hippi kıyafetine giriverdiler.

Eğer bu sözlerimden alınanlar var ise ki alınmamaları mümkün değildir.

Ben de ısrarla alınsınlar istiyorum.

Alınsınlar ki ne düşündüğümüzü bilsinler.

Şimdi başa dönelim.

Bak arkadaş sen öğretmensin.

Onun değerini ulviliğini anlatacak değilim.

Biliyorsundur.

Kıyafete gelince sıradan rasgele mesleğinle örtüşmeyen kıyafet giyemezsin.

Yoo istediğimi yaparım diyorsan emin ol istemediğin bir cümle söyleyeceğim sana: Sen yanlış meslek seçmişsin.

Sen her ayara gelen, her frekansa ses veren bir yapıda olamazsın.

Duruşunla kimliğinle kişiliğinle farklı olmalısın.

Çünkü sen öğretmensin.

En değerli varlıkların emanet edildiği kişisin.

Sıradan kimse değil şahsiyetsin.

Kıyafet bozar bozmaz tartışmasına girmeyelim.

Fakat sen de biliyorsun ki kıyafet şahsiyet demektir.

Eyvallah.